8640
galatasaray’ın yıllardır taşımaya çalıştığı ''centilmen, türk futbolunun abisi'' rolü çoktan çökmüş durumda. bu doktrin, kulübün saha dışında zayıflamasından başka bir sonuç üretmedi. sorun yalnızca dursun özbek yönetimi değil; ama mevcut yönetimin pasifliği hatta satılmışlığı tabloyu daha da ağırlaştırıyor. var çağında, dijitalleşmenin bu kadar ileri olduğu bir dönemde bu seviyede taraflı maç yönetimlerine ve skandal kurul kararlarına katlanmak zorunda değiliz.
fenerbahçe’nin 11 sezondur şampiyon olamaması, kim haklı, kim haksız tartışmasını bile anlamsızlaştırıyor. fenerbahçelileri kandırmak çok kolay: “madem kollanıyoruz, neden şampiyon olamıyoruz?” diyorlar. sosyal medya üzerinden futbolu takip eden geniş taraftar kitlesi manipülasyona açık; mevcut medya gücü ise ağırlıklı olarak fenerbahçe’nin elinde. bugün galatasaray taraftarının bile önemli bir bölümü bu baskının etkisinde. en kral centilmen bile olsan attıkları iftiralar, hakaretler, standartsızlıklar sadece seni buluyor. haklılığını bile anlatamaz hale gelmişsin.
gerçekte adalet ya da tarafsızlık kimsenin umurunda değil. ligin bayern’i söylemi de gerçekle örtüşmüyor. eğer öyleyse, bayern’den bile öteyiz demektir; çünkü biz ters algılara ve haksızlıklara rağmen şampiyon oluyoruz. bayern'in futbolcusunun gözü çıkınca, bacağı kırılınca cezalandırılmayacak bir ortamda yarışmıyor. aynı hareketlere farklı cezalar çıkmıyor. yine de şampiyon olabiliriz ama olmayabiliriz de. bir gol averajıyla kaybedilen sezonları ne kadar çabuk unutuyoruz.
galatasaray, sahip olduğu taraftar kitlesi, ekonomik güç, medya görünürlüğü ve sportif rekabet seviyesine rağmen, futbolu yönettiğini iddia eden mekanizmalarda son derece cılız bir sese sahip. bu kabul edilebilir değil. bu jupiter'in merkür kadar kütle çekim etkisine sahip olması gibi bir şey. böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırı. bunu kabullenmek aslanı kediye çevirmek demektir.
bu düzen böyle gitmez. hala birileri sahadaki sonuçlara bakıp susuyor; ama sabır tükendi. ya bu çarpıklığın önünü alacağız ya da ciddi bir toplumsal tepkinin eşiğine geleceğiz. artık beklemek zorlaştı. tabi önce o dursun özbek yönetimi gidecek en başta. bunlardan hiçbir şey olmaz.
fenerbahçe’nin 11 sezondur şampiyon olamaması, kim haklı, kim haksız tartışmasını bile anlamsızlaştırıyor. fenerbahçelileri kandırmak çok kolay: “madem kollanıyoruz, neden şampiyon olamıyoruz?” diyorlar. sosyal medya üzerinden futbolu takip eden geniş taraftar kitlesi manipülasyona açık; mevcut medya gücü ise ağırlıklı olarak fenerbahçe’nin elinde. bugün galatasaray taraftarının bile önemli bir bölümü bu baskının etkisinde. en kral centilmen bile olsan attıkları iftiralar, hakaretler, standartsızlıklar sadece seni buluyor. haklılığını bile anlatamaz hale gelmişsin.
gerçekte adalet ya da tarafsızlık kimsenin umurunda değil. ligin bayern’i söylemi de gerçekle örtüşmüyor. eğer öyleyse, bayern’den bile öteyiz demektir; çünkü biz ters algılara ve haksızlıklara rağmen şampiyon oluyoruz. bayern'in futbolcusunun gözü çıkınca, bacağı kırılınca cezalandırılmayacak bir ortamda yarışmıyor. aynı hareketlere farklı cezalar çıkmıyor. yine de şampiyon olabiliriz ama olmayabiliriz de. bir gol averajıyla kaybedilen sezonları ne kadar çabuk unutuyoruz.
galatasaray, sahip olduğu taraftar kitlesi, ekonomik güç, medya görünürlüğü ve sportif rekabet seviyesine rağmen, futbolu yönettiğini iddia eden mekanizmalarda son derece cılız bir sese sahip. bu kabul edilebilir değil. bu jupiter'in merkür kadar kütle çekim etkisine sahip olması gibi bir şey. böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırı. bunu kabullenmek aslanı kediye çevirmek demektir.
bu düzen böyle gitmez. hala birileri sahadaki sonuçlara bakıp susuyor; ama sabır tükendi. ya bu çarpıklığın önünü alacağız ya da ciddi bir toplumsal tepkinin eşiğine geleceğiz. artık beklemek zorlaştı. tabi önce o dursun özbek yönetimi gidecek en başta. bunlardan hiçbir şey olmaz.

