15102
öncelikle kendisini kuru kuruya savunmak tabiki istemiyorum.
ben de katılıyorum kendisi kilolu, hazır değilse oynamaması gerekiyor, form tutması gerekiyor diye oynatılıyorsa bu liverpool ya da 10 kişilik beşiktaş maçı olmamalı ve eğer oynatılmıyor diye küsecekse de bu süreci de teknik heyet yönetmeli ve bu küskünlüğü hırsa çevirmeli ve ekstra performans almalıyız kendinden. buraya kadar herşey tamam.
ama bundan sonraki "beyimiz kilo verirse oynayacak", vay efendim parasını veriyoruz o da bizden alacağını aldı, 10m veriyoruz tabiki oynayacak ya da hiçkimseye vermediğimiz sevgiyi verdik karşılıklı alışverişimiz tamam denmesine anlam veremiyorum.
öncelikle sevgi dediğin karşılıksız verilir. 10m verdik sevgimizi verdik diyip, sözleşme maddesi gibi sayanları anlamıyorum. 50 bin kişi karşılıksız sevgiyle stadı yıkarcasına "aşkın olayım" söylerken ağzı kulaklarında olan sadece icardi değildi. hepimiz aşkla, erkek olmamıza rağmen bu adama gözümüz dolu dolu bakarak söylüyorduk bu şarkıyı. o stad bu adamın bize verdiği enerjiyle aurayla yıkılıyordu. yani o karşılıksız sevgiyi biz de mutlu olarak alıyorduk.
ha bu adam arabistana cidden gitmek istemedi. evet cidden hedefi olan futbolcular gibi sadece parayı seçmedi, nispeten yine iyi para kazanacağı, bizim gibi sevdiği kulübünü seçti. okan hocaya, takıma, kulübe saldırdıkça millet instadan açıklamalarla, sahada karşılarında durarak cevap verdi. adam magnet gibi hem saldırıları kendine çekti zekasıyla yönetti, hem de galatasaray düşmanlarına galatasaraylılık gösterdi.
he kaldı ki 10m para kazanıyor alacağını alıyor diyerek de olaydan kaçamayız. 10m alıyor ama şu an 7den 70e herkes eli kulağında müezzin gibi dolaşıyorsa, galatasarayı sevdiyse ve galatasaraya sempati duyduysa bu adam sayesinde.
şu gün galatasaray yüzyılı başladıysa kendisi ve o dönem gelen ekip sayesinde.
bakın şurası çok net. bu takıma erden timur gibi bir adam el attı. onun pozitifliği, olumlu dokunuşları, samimiyetiyle, her ne kadar bugün taşak geçilip küçültülmeye çalışılsa da karakter testini geçtiği adamlarla bir sinerji çıktı ortaya.
başta erden timur olmak üzere, okan hocadan icardisine, mertensinden torreirasına, davinsonundan muslerasına tertemiz bir ekip kuruldu. bakın tek bir toksik adam yok. tek bir kötü enerjili adam yok. olanı da postaladık zaten.
bu tertemiz ekibin simgesel adamı da aynı sinerjiyle kendiliğinden ortaya çıktı. şarkısı bile o kadar doğaçlama oldu ki, biz o sinerjiyle 3 yıl şampiyon olduk.
şimdi taraftar olarak gaza gelip bu enerjinin, bu birleşimin, bu auranın bozulmasına sebebiyet vermenin ne gereği var.
herkesin dediğine katılıyorum, icardiyi ben de bu kiloda görmek istemiyorum, icardinin değersizleştirilmesini ben de istemiyorum bu tempoda takıma zarar verdiğini görerek.
ama şimdiye kadar yaptıklarını da unutmuşçasına eleştirmek içimden gelmiyor.
eleştiri olacak illaki, olmalı ve hatta biraz sitemimizi hissetmeli de bence. çünkü ben de bir icardi sever olarak kendisini savunmak durumunda kalmamalıyım, icardi bana sahip çıkacak doneleri kendiliğinden veriyor olmasını beklerim.
yani ben sitem edip ver be abi şu kiloları, sen faydalı olsan da milelt sana laf atıyor ve ben bu kilolarla oyuna katkını eleştirenleri anlayabiliyorum ama düşmanlarına da laf veriyorsun siteminde bulunabilirim. ama realist olacağım ayağına da fener ağzıyla seni ve takımı yıpratırcasına eleştiremem.
burada esas beklediğim teknik yönetimin bu süreci yönetmesi. icardiye takım kaptanı olduğunu hatırlatması ve kilo işini çözmede destek olması ve temposunu kazanmada yardımcı olunması.
he bir de şu kızlarının mevzusu çözülürse çiçek gibi olacak.
ben de katılıyorum kendisi kilolu, hazır değilse oynamaması gerekiyor, form tutması gerekiyor diye oynatılıyorsa bu liverpool ya da 10 kişilik beşiktaş maçı olmamalı ve eğer oynatılmıyor diye küsecekse de bu süreci de teknik heyet yönetmeli ve bu küskünlüğü hırsa çevirmeli ve ekstra performans almalıyız kendinden. buraya kadar herşey tamam.
ama bundan sonraki "beyimiz kilo verirse oynayacak", vay efendim parasını veriyoruz o da bizden alacağını aldı, 10m veriyoruz tabiki oynayacak ya da hiçkimseye vermediğimiz sevgiyi verdik karşılıklı alışverişimiz tamam denmesine anlam veremiyorum.
öncelikle sevgi dediğin karşılıksız verilir. 10m verdik sevgimizi verdik diyip, sözleşme maddesi gibi sayanları anlamıyorum. 50 bin kişi karşılıksız sevgiyle stadı yıkarcasına "aşkın olayım" söylerken ağzı kulaklarında olan sadece icardi değildi. hepimiz aşkla, erkek olmamıza rağmen bu adama gözümüz dolu dolu bakarak söylüyorduk bu şarkıyı. o stad bu adamın bize verdiği enerjiyle aurayla yıkılıyordu. yani o karşılıksız sevgiyi biz de mutlu olarak alıyorduk.
ha bu adam arabistana cidden gitmek istemedi. evet cidden hedefi olan futbolcular gibi sadece parayı seçmedi, nispeten yine iyi para kazanacağı, bizim gibi sevdiği kulübünü seçti. okan hocaya, takıma, kulübe saldırdıkça millet instadan açıklamalarla, sahada karşılarında durarak cevap verdi. adam magnet gibi hem saldırıları kendine çekti zekasıyla yönetti, hem de galatasaray düşmanlarına galatasaraylılık gösterdi.
he kaldı ki 10m para kazanıyor alacağını alıyor diyerek de olaydan kaçamayız. 10m alıyor ama şu an 7den 70e herkes eli kulağında müezzin gibi dolaşıyorsa, galatasarayı sevdiyse ve galatasaraya sempati duyduysa bu adam sayesinde.
şu gün galatasaray yüzyılı başladıysa kendisi ve o dönem gelen ekip sayesinde.
bakın şurası çok net. bu takıma erden timur gibi bir adam el attı. onun pozitifliği, olumlu dokunuşları, samimiyetiyle, her ne kadar bugün taşak geçilip küçültülmeye çalışılsa da karakter testini geçtiği adamlarla bir sinerji çıktı ortaya.
başta erden timur olmak üzere, okan hocadan icardisine, mertensinden torreirasına, davinsonundan muslerasına tertemiz bir ekip kuruldu. bakın tek bir toksik adam yok. tek bir kötü enerjili adam yok. olanı da postaladık zaten.
bu tertemiz ekibin simgesel adamı da aynı sinerjiyle kendiliğinden ortaya çıktı. şarkısı bile o kadar doğaçlama oldu ki, biz o sinerjiyle 3 yıl şampiyon olduk.
şimdi taraftar olarak gaza gelip bu enerjinin, bu birleşimin, bu auranın bozulmasına sebebiyet vermenin ne gereği var.
herkesin dediğine katılıyorum, icardiyi ben de bu kiloda görmek istemiyorum, icardinin değersizleştirilmesini ben de istemiyorum bu tempoda takıma zarar verdiğini görerek.
ama şimdiye kadar yaptıklarını da unutmuşçasına eleştirmek içimden gelmiyor.
eleştiri olacak illaki, olmalı ve hatta biraz sitemimizi hissetmeli de bence. çünkü ben de bir icardi sever olarak kendisini savunmak durumunda kalmamalıyım, icardi bana sahip çıkacak doneleri kendiliğinden veriyor olmasını beklerim.
yani ben sitem edip ver be abi şu kiloları, sen faydalı olsan da milelt sana laf atıyor ve ben bu kilolarla oyuna katkını eleştirenleri anlayabiliyorum ama düşmanlarına da laf veriyorsun siteminde bulunabilirim. ama realist olacağım ayağına da fener ağzıyla seni ve takımı yıpratırcasına eleştiremem.
burada esas beklediğim teknik yönetimin bu süreci yönetmesi. icardiye takım kaptanı olduğunu hatırlatması ve kilo işini çözmede destek olması ve temposunu kazanmada yardımcı olunması.
he bir de şu kızlarının mevzusu çözülürse çiçek gibi olacak.