19731
geriye düştüğü an orta sahayı boşaltıp fark yediği maçlar sonunu getirecek ne yazık ki.
teknik ekibin nitelik olarak yetersizliği,
haziran ayında bir kaleci aldırmamış olması,
zımba gibi gelen oyuncunun yediği bir aylık kamptan sonra elden ayaktan düşmesi,
orijinal mevkisinden farklı mevkilerde oynatılan oyuncular,
sisteminde tek bir planın olması vs.
bunların hiçbiri değil. rakip ve kulvar fark etmeksizin bir gün orta sahayı boşaltıp fark yediği maçın sonunda gidecektir.
çünkü diğer bütün meseleler bir iki dokunuşla halledilir. ama bu huyu senelerdir alışkanlık haline getirdiği için sonunu da bu kötü aliskanlik getirecektir.
edit: eğer avrupa'da bu tür mağlubiyetler yerine vasat sonuçlar alsaydı, örneğin alkmaar'dan fark yemeseydi, frankfurt'la berabere kalsaydı, uel'de en azından bir çeyrek final görseydi işte o zaman uzun vadeli düşünülen bir teknik direktör olabilirdi.
defansı takım halinde tank gibi yapabilen bir takım oluşturmak bu kadar zor değildi.
teknik ekibin nitelik olarak yetersizliği,
haziran ayında bir kaleci aldırmamış olması,
zımba gibi gelen oyuncunun yediği bir aylık kamptan sonra elden ayaktan düşmesi,
orijinal mevkisinden farklı mevkilerde oynatılan oyuncular,
sisteminde tek bir planın olması vs.
bunların hiçbiri değil. rakip ve kulvar fark etmeksizin bir gün orta sahayı boşaltıp fark yediği maçın sonunda gidecektir.
çünkü diğer bütün meseleler bir iki dokunuşla halledilir. ama bu huyu senelerdir alışkanlık haline getirdiği için sonunu da bu kötü aliskanlik getirecektir.
edit: eğer avrupa'da bu tür mağlubiyetler yerine vasat sonuçlar alsaydı, örneğin alkmaar'dan fark yemeseydi, frankfurt'la berabere kalsaydı, uel'de en azından bir çeyrek final görseydi işte o zaman uzun vadeli düşünülen bir teknik direktör olabilirdi.
defansı takım halinde tank gibi yapabilen bir takım oluşturmak bu kadar zor değildi.
