19714
avrupa'daki maçlarda ortalama 3 maçta bir birebir aynı hataları yapıp maçtan sonra sorumlusu benim demesine rağmen hiçbir şekilde bu sorumluluğun gerekliliğini yaşamayan galatasaray teknik direktörü.
bunu profesyonel düzeyde düşünmek gerek. herkes kendi işini düşünsün ve büyük para getirecek bir projeyi beceremediğini düşünsün. büyük ihtimalle resmi bir ihtarname alırsınız. sonraki tekrarındaysa kovulursunuz. hadi bilemedin bir ihtarname daha alırsın maaş kesintisi gibi bir ceza ile. ama sonrakinde senden olmaz deyip seni kovarlar. şirketi bir üst seviyeye taşıyacak kişi isterler. senin gibi bu fırsatları kaçıranları değil. yerine daha iyisini bulup getirirler. başkasına şans verirler.
kulüp yöneticileri de kendi şirketlerinde böyle davranıyordur. ama iş galatasaray'a gelince sanki kobi yönetiyor gibi davranıyorlar.
yönetim kendisini şu an kovsun demiyorum. bir ultimatom versin okan buruk'a ve baktılar düzelme yok sezon sonunda yollar ayrılır. yönetim şimdiye kadar okan buruk'a hiç hesap sormamıştır.
okan buruk hatalarından ders çıkarmasını bilmeli. bu şekilde daha fazla gelişemez. mesela fatih terim döneminde kendisi futbolcuydu. takım dağılmak üzereyken fatih hoca buna izin vermezdi. bir düşünsün okan buruk bakalım fatih terim'in o dönem yapıp kendisinin şimdi yapmadığı şey ne? o dönemden neyi eksik yapıyor?
daha iyisini yapmak istiyorsa "sorumluluk bende" deyip bir şey olmamış gibi davranmaması gerekiyor.
ben de o zaman yabancı dil sınavlarında giriş seviyesinde her sene ful çekeyim ama orta seviye sınavına girdiğimde de her sene aynı kötü sonucu alayım. hiç orta seviyede nerede hata yapıyorum nerede eksiğim diye düşünmeyeyim.
her sene daha iyi kalemim, defterim, bilgisayarım, internetim ve online veya normal derslerim olsun, daha iyi kurslara gideyim ama orta seviyede her sene hep aynı sonucu aynı hatalarla alıp başarısız olayım. buna benzer durum üniversite giriş sınavında yaşasak babalarımız bizden umudu keser 3. sınavdan sonra bizi sanayiye falan verir herhalde.
bunu profesyonel düzeyde düşünmek gerek. herkes kendi işini düşünsün ve büyük para getirecek bir projeyi beceremediğini düşünsün. büyük ihtimalle resmi bir ihtarname alırsınız. sonraki tekrarındaysa kovulursunuz. hadi bilemedin bir ihtarname daha alırsın maaş kesintisi gibi bir ceza ile. ama sonrakinde senden olmaz deyip seni kovarlar. şirketi bir üst seviyeye taşıyacak kişi isterler. senin gibi bu fırsatları kaçıranları değil. yerine daha iyisini bulup getirirler. başkasına şans verirler.
kulüp yöneticileri de kendi şirketlerinde böyle davranıyordur. ama iş galatasaray'a gelince sanki kobi yönetiyor gibi davranıyorlar.
yönetim kendisini şu an kovsun demiyorum. bir ultimatom versin okan buruk'a ve baktılar düzelme yok sezon sonunda yollar ayrılır. yönetim şimdiye kadar okan buruk'a hiç hesap sormamıştır.
okan buruk hatalarından ders çıkarmasını bilmeli. bu şekilde daha fazla gelişemez. mesela fatih terim döneminde kendisi futbolcuydu. takım dağılmak üzereyken fatih hoca buna izin vermezdi. bir düşünsün okan buruk bakalım fatih terim'in o dönem yapıp kendisinin şimdi yapmadığı şey ne? o dönemden neyi eksik yapıyor?
daha iyisini yapmak istiyorsa "sorumluluk bende" deyip bir şey olmamış gibi davranmaması gerekiyor.
ben de o zaman yabancı dil sınavlarında giriş seviyesinde her sene ful çekeyim ama orta seviye sınavına girdiğimde de her sene aynı kötü sonucu alayım. hiç orta seviyede nerede hata yapıyorum nerede eksiğim diye düşünmeyeyim.
her sene daha iyi kalemim, defterim, bilgisayarım, internetim ve online veya normal derslerim olsun, daha iyi kurslara gideyim ama orta seviyede her sene hep aynı sonucu aynı hatalarla alıp başarısız olayım. buna benzer durum üniversite giriş sınavında yaşasak babalarımız bizden umudu keser 3. sınavdan sonra bizi sanayiye falan verir herhalde.
