38955
üç temel sorunu olduğunu düşündüğüm takımımızdır.
kurumsal bir futbol şube planlamasının olmaması ilk sırada geliyor. yönetim kanadında kavukçu ve hatipoğlu gibi futbolla yakından uzaktan ilgisi olmadığı gibi genel vizyonları da vasat altı iki isim son 2 yılda 250 milyon euro yönetiyor. hal böyle olunca transfer işi hocanın o dönem kafasında oluşan parlak olduğunu düşündüğü fikirlere kalıyor. bazen hücum bek alıp üçlü oynamak istiyor bazen stoperleşen bek almak istiyor. transfere ve planlamaya hocanın karar vermesi 90’ların hikayesi. modern futbolda olağanüstü geniş havuzda hocaların sağlıklı karar verebilmesi olası değil.
ikincisi ise, galatasaray’ın topa sahip olarak rakip yarı sahaya yerleştiğinde işler doğaçlama yürüyor. ezberlenmiş bir set oyunu yok. aynı golden iki kere atamıyor galatasaray. yerden belirli bir planla ceza sahasına giremiyor. hal böyle olunca avrupa düzeyinde far görmüş tavşana dönüyor.
üçüncüsü, galatasaray iyi çalışmıyor. fiziksel anomali olan isimler dışındaki oyuncularımız istikrarlı olarak geriye gidiyor. sara, yunus, abdülkerim, lemina, icardi gibi isimler ilk aklıma gelenler. eğer çok çalışmayı seven bir isim değilseniz kulübün teknik ve performans ekibi sizi fiziksel olarak belirli bir seviyede tutamıyor. burda muhtemelen bir otorite boşluğu da mevcut. izinlerin bolca verildiği, hocanın oyuncuları ile çok yakın olduğu sistem yalnızca ligde ilerlediğimizde bize fayda sağlıyor. iş sıkışık takvime ve yoğun avrupa maçlarına geldiğinde ise takke düşüyor kel görünüyor.
galatasaray’ın en kısa sürede erden timur’un başkan fatih terim’in futbolun patronu arda turan’ın ise teknik adam olduğu bir düzene dönmesini istiyorum. her birinin nedenleri var kendimce. o da ayrı girdinin konusu olsun.
kurumsal bir futbol şube planlamasının olmaması ilk sırada geliyor. yönetim kanadında kavukçu ve hatipoğlu gibi futbolla yakından uzaktan ilgisi olmadığı gibi genel vizyonları da vasat altı iki isim son 2 yılda 250 milyon euro yönetiyor. hal böyle olunca transfer işi hocanın o dönem kafasında oluşan parlak olduğunu düşündüğü fikirlere kalıyor. bazen hücum bek alıp üçlü oynamak istiyor bazen stoperleşen bek almak istiyor. transfere ve planlamaya hocanın karar vermesi 90’ların hikayesi. modern futbolda olağanüstü geniş havuzda hocaların sağlıklı karar verebilmesi olası değil.
ikincisi ise, galatasaray’ın topa sahip olarak rakip yarı sahaya yerleştiğinde işler doğaçlama yürüyor. ezberlenmiş bir set oyunu yok. aynı golden iki kere atamıyor galatasaray. yerden belirli bir planla ceza sahasına giremiyor. hal böyle olunca avrupa düzeyinde far görmüş tavşana dönüyor.
üçüncüsü, galatasaray iyi çalışmıyor. fiziksel anomali olan isimler dışındaki oyuncularımız istikrarlı olarak geriye gidiyor. sara, yunus, abdülkerim, lemina, icardi gibi isimler ilk aklıma gelenler. eğer çok çalışmayı seven bir isim değilseniz kulübün teknik ve performans ekibi sizi fiziksel olarak belirli bir seviyede tutamıyor. burda muhtemelen bir otorite boşluğu da mevcut. izinlerin bolca verildiği, hocanın oyuncuları ile çok yakın olduğu sistem yalnızca ligde ilerlediğimizde bize fayda sağlıyor. iş sıkışık takvime ve yoğun avrupa maçlarına geldiğinde ise takke düşüyor kel görünüyor.
galatasaray’ın en kısa sürede erden timur’un başkan fatih terim’in futbolun patronu arda turan’ın ise teknik adam olduğu bir düzene dönmesini istiyorum. her birinin nedenleri var kendimce. o da ayrı girdinin konusu olsun.