19588
öncelikle kendisinin avrupadaki başarısı tartışılır. bunu galatasaray taraftarları olarak muhtemelen büyük bir çoğunluğumuz kabul ediyordur ve muhtemelen sözlükte de karşı çıkacak pek kişi yoktur. fakat bu akşam özelinde kendisine yapılan suçlamalardan bazılarını okudukça ne alaka diyorum. dünyanın parasını harcattığından falan bahsediliyor. yani gerçekten, işin teknik taktik boyutunu geçtim maliyetini de yükleyecek en son adamı bulmuşsunuz. ya arkadaşlar "taraftar çıldırdı osimhen'i istiyor" diye bağıran ilk okan buruk değildi. ya da muslera'nın gidişi ne zamandan belliyken kaleci transferini son güne bırakıp da panik haliyle 36 milyon verdirten kendisi de değildi. yani hocaya sorsanız "aynen ya son gün uğurcan'ı trabzon'un bağrından söküp kopartmak için bonusuyla cartıyla curtuyla 36 milyon euro bayılalım, evet başkanım gayet mantıklı" dememiştir. yani öyle şeyler yazılıyor ki sanki dünyanın parasını bu adam harcatmış gibi.
eleştirmeyin demiyorum, avrupada başarısız olduğundan bahset, yanlış kadro mühendisliğini ve oyununu konuş, değişiklikleri konuş hatta antrenmanda yaptırdığı düz koşudan bile dem vur. ama kadro maliyetinden değil. ne o topçuları o paralara isteyen okan buruk'du, ne de transfer masasına oturup diğer başkanla görüşen okan buruk'tu. kerem demirbay maç sonu "abi yönetim içeride çağırayım konuşun" demişti hatırlarsanız. kendisinden de aynı cümleyi bekliyorum.
kendisine gelince, avrupada maalesef bizleri üzmeye devam ediyor. fakat, 18 eylül 2025 eintracht frankurt maçı özelinde olduğunu düşünmüyorum. davinson sanchez'e artık şanssız mı dersiniz bahtsız mı dersiniz bilmiyorum ama bugün net 2 golü o yedirdi. e gabriel sara'nın veremediği pası zaten konuşmuyorum. fark yedik, uzaktan bakınca hoca herşeyi batırmış gibi gözüküyor ama oyuncuların bireysel hatalarından yediğimiz saçma gollerden buraya geldik. yanlış anlaşılmasın kendisi suçsuzdur demiyorum geçmiş entrylerimde de özet geçeyim kendisinden sadece türkiye'de memnun olduğumdan, avrupada artık yüzümüzü güldürmesi gerektiğinden ve başarısız bir avrupa karnesi olduğundan, bu maliyetli kadroların ligde 3 puan alsın diye kurulmadığından ve kendisine verilen kadronun galatasaray tarihinde başka hiçbir hocaya verilmediğinden sıkça söz ettim. benim hoca hakkındaki görüşüm budur. hala da değişmedi, değişmiyor ve eğer böyle devam ederse 3 senedir aldığı şampiyonluklara rağmen daha da sert tepkilerle karşı karşıya kalacak ve değişmeyecek.
kendisine bu kadar kızmamızın sebebi de okan buruk'un camiadan biri olması. yani başkası olsa muhtemelen bu kadar dil dökmeyiz hocam yapma etme diye. kendisi 3 sezondur bizi şampiyon yapıyor. üstelik şımarık bir yalı çocuğunun allahın her günü iğrenç itiraf ve ithamlarına rağmen. onun yalakalığını yapan bir tff başkanına rağmen, pislik bir medyaya rağmen. bu ateş çemberinin içinde 3 mayıstır kupa kaldırıyoruz. ama bu kupaları kaldırmadan önce de sanırsam sezon başı bir hezimet almamız lazım. çünkü anca kendimize geliyoruz. peki ya bu hezimetleri almasak hocam, önlemimizi önceden alsak. ağır bir okancı olmadığımı buraya kadar okuduysanız zaten anlamışsınızdır. frankfurt maçındaki 5-1 skorundan bağımsız, ki hala kendisinin günah keçisi olmadığını şiddetle düşünüyorum, avrupada top oynamamız artık allahın emri. başka çaremiz yok. bu kadrolar bir şekilde kuruldu, buraya kan ter içinde geldik ve buradayız. 2025 şampiyonlar ligi sezonu sanırım bizimle son şampiyonlar ligi serüveni olacak gibi duruyor.
istifa etmeli mi? bugün değil. istifa edeceği o gün, bu gün değil. ama böyle giderse çok da uzak değil.
eleştirmeyin demiyorum, avrupada başarısız olduğundan bahset, yanlış kadro mühendisliğini ve oyununu konuş, değişiklikleri konuş hatta antrenmanda yaptırdığı düz koşudan bile dem vur. ama kadro maliyetinden değil. ne o topçuları o paralara isteyen okan buruk'du, ne de transfer masasına oturup diğer başkanla görüşen okan buruk'tu. kerem demirbay maç sonu "abi yönetim içeride çağırayım konuşun" demişti hatırlarsanız. kendisinden de aynı cümleyi bekliyorum.
kendisine gelince, avrupada maalesef bizleri üzmeye devam ediyor. fakat, 18 eylül 2025 eintracht frankurt maçı özelinde olduğunu düşünmüyorum. davinson sanchez'e artık şanssız mı dersiniz bahtsız mı dersiniz bilmiyorum ama bugün net 2 golü o yedirdi. e gabriel sara'nın veremediği pası zaten konuşmuyorum. fark yedik, uzaktan bakınca hoca herşeyi batırmış gibi gözüküyor ama oyuncuların bireysel hatalarından yediğimiz saçma gollerden buraya geldik. yanlış anlaşılmasın kendisi suçsuzdur demiyorum geçmiş entrylerimde de özet geçeyim kendisinden sadece türkiye'de memnun olduğumdan, avrupada artık yüzümüzü güldürmesi gerektiğinden ve başarısız bir avrupa karnesi olduğundan, bu maliyetli kadroların ligde 3 puan alsın diye kurulmadığından ve kendisine verilen kadronun galatasaray tarihinde başka hiçbir hocaya verilmediğinden sıkça söz ettim. benim hoca hakkındaki görüşüm budur. hala da değişmedi, değişmiyor ve eğer böyle devam ederse 3 senedir aldığı şampiyonluklara rağmen daha da sert tepkilerle karşı karşıya kalacak ve değişmeyecek.
kendisine bu kadar kızmamızın sebebi de okan buruk'un camiadan biri olması. yani başkası olsa muhtemelen bu kadar dil dökmeyiz hocam yapma etme diye. kendisi 3 sezondur bizi şampiyon yapıyor. üstelik şımarık bir yalı çocuğunun allahın her günü iğrenç itiraf ve ithamlarına rağmen. onun yalakalığını yapan bir tff başkanına rağmen, pislik bir medyaya rağmen. bu ateş çemberinin içinde 3 mayıstır kupa kaldırıyoruz. ama bu kupaları kaldırmadan önce de sanırsam sezon başı bir hezimet almamız lazım. çünkü anca kendimize geliyoruz. peki ya bu hezimetleri almasak hocam, önlemimizi önceden alsak. ağır bir okancı olmadığımı buraya kadar okuduysanız zaten anlamışsınızdır. frankfurt maçındaki 5-1 skorundan bağımsız, ki hala kendisinin günah keçisi olmadığını şiddetle düşünüyorum, avrupada top oynamamız artık allahın emri. başka çaremiz yok. bu kadrolar bir şekilde kuruldu, buraya kan ter içinde geldik ve buradayız. 2025 şampiyonlar ligi sezonu sanırım bizimle son şampiyonlar ligi serüveni olacak gibi duruyor.
istifa etmeli mi? bugün değil. istifa edeceği o gün, bu gün değil. ama böyle giderse çok da uzak değil.