9411
gitmek istedi gidemedi, özür dilemek istedi tam dileyemedi. ne garip bir süreç barış adına.
aslında zamanlama hataları ve saçma sapan hareketler olmasa; barışa yaz başında 30-35-40m euro bantlarında teklif gelse herkes tamam derdi diye düşünüyorum.
bu olayı biraz farklı bir açıdan değerlendirmek istiyorum, beyaz yada mavi yakalı maaşlı çalışan insanlarız çoğumuz.
mesela kendi çalıştığımız yerde aşağı yukarı aynı işi yaptığımız, ama bizden daha tecrübeli veya daha iyi firmaları cv sine yazmış veya bizden daha yetenekli insanlar işe alındığını düşünelim.
bu durumda bu insanların maaşları bizim aldığımız maaşın kaç katı olmalıdır? bunun bir matematiğini çıkartmak kolay mı? her firmanın kendi maaş politikası var, dengeleri korumak yada karlılığı korumak şirketlerin ana hedefleri olabilir...
diyelim ki bizden hem daha yetenekli hem de cv si çok daha büyük firmalarla dolu biri ekibe katıldı.
sizi kaç katı maaş alması rahatsız eder yada etmez?
2-3-4 katına kadar tamamız ama mesela 5-10 katı olduğunda acaba şöyle düşünmez miyiz; ben daha tecrübesiz ve yeteneksiz olabilirim ama 10 da 1 maaş almak da haksızlık, eğer yeni bir firmada 2-3-4 katı teklif alırsam ben de oraya giderim o zaman.
sanırım buraya kadar herkes aynı şekilde davranırdı, bunu bir haksızlık olarak görüp hak ettiğini düşündüğü yere gitmek yada en azından şöyle bir kafayı çıkartıp dışarı acaba benim ederim ne diye bir bakmak isterdi.
barışın yaptığı biraz bu ama zamanlaması, tavrı, yanına aldığı insan, plansız ve vizyonsuz davranışı onu tamamen haksız bir konuma getirdi.
haksız diyorum çünkü ona bu imkanları sağlayan hocasına, klübüne ve hep destek olan taraftarlara hem derdini anlatamadı hem de sırtını dönmüş oldu.
yoksa zaten galatasaray taraftarı kimseden metin oktay gibi "bizi sevenleri üzmeyelim baba" demesini beklemiyor, beklemesin de.
bunlar çok nadir olan olaylar hele ki şu futbol piyasasında - bir sporcunun artık 10 milyonlar kazanabildiği ortamda. uzun lafın kısası biz onun ayrılmak istemesine tepki göstermiyoruz, bu şekilde ayrılmak istemesine tepki gösteriyoruz. galatasaraydan kimler gitmedi ki; en yakın örneği bence arda turan, hem de fatih terim kal demesine rağmen gitti.
neyse umarım burdan barış da bir ders çıkartır.
aslında zamanlama hataları ve saçma sapan hareketler olmasa; barışa yaz başında 30-35-40m euro bantlarında teklif gelse herkes tamam derdi diye düşünüyorum.
bu olayı biraz farklı bir açıdan değerlendirmek istiyorum, beyaz yada mavi yakalı maaşlı çalışan insanlarız çoğumuz.
mesela kendi çalıştığımız yerde aşağı yukarı aynı işi yaptığımız, ama bizden daha tecrübeli veya daha iyi firmaları cv sine yazmış veya bizden daha yetenekli insanlar işe alındığını düşünelim.
bu durumda bu insanların maaşları bizim aldığımız maaşın kaç katı olmalıdır? bunun bir matematiğini çıkartmak kolay mı? her firmanın kendi maaş politikası var, dengeleri korumak yada karlılığı korumak şirketlerin ana hedefleri olabilir...
diyelim ki bizden hem daha yetenekli hem de cv si çok daha büyük firmalarla dolu biri ekibe katıldı.
sizi kaç katı maaş alması rahatsız eder yada etmez?
2-3-4 katına kadar tamamız ama mesela 5-10 katı olduğunda acaba şöyle düşünmez miyiz; ben daha tecrübesiz ve yeteneksiz olabilirim ama 10 da 1 maaş almak da haksızlık, eğer yeni bir firmada 2-3-4 katı teklif alırsam ben de oraya giderim o zaman.
sanırım buraya kadar herkes aynı şekilde davranırdı, bunu bir haksızlık olarak görüp hak ettiğini düşündüğü yere gitmek yada en azından şöyle bir kafayı çıkartıp dışarı acaba benim ederim ne diye bir bakmak isterdi.
barışın yaptığı biraz bu ama zamanlaması, tavrı, yanına aldığı insan, plansız ve vizyonsuz davranışı onu tamamen haksız bir konuma getirdi.
haksız diyorum çünkü ona bu imkanları sağlayan hocasına, klübüne ve hep destek olan taraftarlara hem derdini anlatamadı hem de sırtını dönmüş oldu.
yoksa zaten galatasaray taraftarı kimseden metin oktay gibi "bizi sevenleri üzmeyelim baba" demesini beklemiyor, beklemesin de.
bunlar çok nadir olan olaylar hele ki şu futbol piyasasında - bir sporcunun artık 10 milyonlar kazanabildiği ortamda. uzun lafın kısası biz onun ayrılmak istemesine tepki göstermiyoruz, bu şekilde ayrılmak istemesine tepki gösteriyoruz. galatasaraydan kimler gitmedi ki; en yakın örneği bence arda turan, hem de fatih terim kal demesine rağmen gitti.
neyse umarım burdan barış da bir ders çıkartır.