• 16
    sadece ultraslan'a verilmesi olarak açıklanması hakkıyla tasvir etmeye yetmeyecek olaylar bütünü.

    her avrupa deplasmanı öncesi neredeyse ayrı bir olimpiyat düzenlenmektedir. tribünün en bilindik belki 50 belki 100 adamı hariç kimse hiçbir deplasman öncesi "nasılsa bilet bulurum" rahatlığı yaşamaz.

    takımın genel gidişatı, önem durumu, maçın hangi şehirde olduğu gibi bir sürü faktör işin içine girer. en her maça giden adam bile bir diplomasi sürecinden geçer.

    çok sinir bozsalar da, "ulan buna bilet nasıl düşmüş" dedirten o tiplemeler bile bir şekilde bir mülakat telaşı yaşar.

    avrupa tayfasına bir miktar biletin verildiği sır değil. o biletlerin taksimatı tamamen onların iç işleyişi(!) çerçevesinde dönüyor. istanbul'a da bir miktar bilet yine ayrılıyor. kalanı da üyeler ve kulübe yakın isimlere gidiyor. hem istanbul'a bağlı olup hem kulüp üyesi olan kesim aslında denklemi karıştıran bir unsur.

    çünkü iki taraftan da şanslarını deniyorlar.

    maçına göre 2-3 hafta önceden insanlar bu işi kovalamaya başlıyor. ve bu mesai tüm gün sürüyor. zaten belli bir network ya da aşinalık olmadan hiç denkleme dahil olunamadığı gibi bir de bu kadar entrika(!) dönüyor.

    çünkü arjantin'in patagonya yayları ya da uzak doğu'nun yağmur ormanları tarzı yerler hariç galatasaray nerede maça çıksa bilet talebi her zaman arzın üzerinde olur.

    bir de karaborsa konusu var. hele artik fiziksel biletin nostalji olduğu günümüzde bazı sitelerde büyük büyük ilanlar görülür, "bir sitede 30 bilet varsa toplamda kaç tane vardır' denir ama hiçbir maçta doğrudan borsaya düşen bilet %5'i geçmez.

    ama nedir, şehir dışından olup istanbul devamlılığında davranan ya da istanbul'da olup da arada sırada kendini hatırlatan kimseler bu denkleme dahil olmaya çalıştığında kardeşin kardeşi sikmesi olarak tabir edilebilecek acı hadiseler de çok yaşanır.

    bir de tabi bilet bulma olayının geyiği tıpkı av ya da askerlik anıları gibidir. bire bin katılır ve ballandıra ballandıra anlatılır. bilet soranlara "abi full borsaya inmiş" demek güzel bir sıyrılma hamlesidir. ya da biletlerini ayarlamaya çalışan bir arkadaş grubu arasında, herkes bir yandan da finiş çizgisine ulaşma kaygısında olduğundan yalanın bininin bir para ettiği çokça zamanlar olur.

    gönül ister ki her stadın deplasman tribünü birkaç milyon kişilik olsun. 25-30 milyon galatasaray taraftarından isteyen bilet alsın, istemeyen almasın.

    ama biraz ütopik...
App Store'dan indirin Google Play'den alın