517
gördüğüm kadarıyla galatasaray taraftarı kendisine naifçe bir sevgi ve muhabbet besliyor, yapılan bütün olumlu işleri gardi'ye mal ederken bütün olumsuzlukları yönetime ihale ediyor.
gardi öyle sandığınız gibi uluslararası itibarı olan bir menajer değil. galatasaray'dan öncesine bakın antalyaspor' transfer yapıyordu, galatasaray'a yaptığı transferler dışında elle tutulur bir işi yok.
gardi'nin en büyük başarısı icardi işi oldu. bunu tebrik etmek gerekiyor. mertens'te de olabilir buna emin değilim. ama yaptığı şey şu; galatasaray'dan yetki kağıdını ve bol sıfırlı maaş teklifini alıp oyuncuya gitmek. bunu şu anda türkiye'de faaliyet gösteren onlarca lokal menajer de rahatlıkla yapabilir. menajerlikte en önemli şey kulüpten aldığın yetkidir. galatasaray'ın gardi'ye güvenip kendisine yetki vermesi de olağan şeylerdir ama özellikle 2 sezondur olan transferlerdeki marjinal faydası oldukça düşüktür.
gel gelelim gardi'nin aç gözlüleştiği kısma. öncelikle galatasaray'ın transfer yaptığı oyuncuların kulüplerinden önerdiğimiz bonservisten pay istemesi. bu ahlaksızlıktır. mesela sen kendisine ihtiyacın yokken gardi aracılığıyla (güvendiğin için, anlıyorum) aston villa'ya martinez için 25 milyon euro bonservis bedeli öneriyorsun, o da aston villa'dan bu 25 milyon'un %10'unu istiyor. yada skriniar'a verdiğin yetki ile teklif götürüyor ama psg'den offload fee istiyor.
başka bir örnek ise galatasaray'a çeşitli menajerler tarafından önerilen oyunculara arkadan ulaşmaya çalışması. x menajer y oyuncusunu galatasaray'a öneriyor, galatasaray bu oyuncuya kayıtsız kalıyor ancak bir kaç gün sonra gardi oyuncunun menajerini arayıp "galatasaray'da tek yetkili benim, senin işini yaparım" diyor. mesela akanji işinin olmamasında da (menajeri wasserman, çok güçlü bir organizasyon) gardi'nin arkadan dolanmaya çalışma ve deal'a dahil olmaya çalışmasının etkisi olduğu söyleniyor.
arkadaşlar galatasaray son 2 senedir inanılmaz paralar harcadı, asgari ücretimiz 3 milyon euro oldu neredeyse. çılgın bonservisler de ödenmeye başlandı; resmen şampiyonlar liginde avrupada arap tarifesi çekiyoruz. bu rakamlara gelen oyunculara aracılık yapmak meziyet değil.
bana sorarsanız kendisinin kullanma kılavuzu erden timur'daydı; ne olduğunu biliyordu, kendisinin pek networkü olmadığı için gardinin networkünden istifade ediyordu ama tüm pazarlıkları kendisi direkt yürütüyordu. ama iş bilmezleri gören gardi dümeni eline aldı.
kendinizce makara yapıyorsunuz daha önce yazdıklarımla falan ama gerçek elbet ortaya çıkacaktır.
gardi öyle sandığınız gibi uluslararası itibarı olan bir menajer değil. galatasaray'dan öncesine bakın antalyaspor' transfer yapıyordu, galatasaray'a yaptığı transferler dışında elle tutulur bir işi yok.
gardi'nin en büyük başarısı icardi işi oldu. bunu tebrik etmek gerekiyor. mertens'te de olabilir buna emin değilim. ama yaptığı şey şu; galatasaray'dan yetki kağıdını ve bol sıfırlı maaş teklifini alıp oyuncuya gitmek. bunu şu anda türkiye'de faaliyet gösteren onlarca lokal menajer de rahatlıkla yapabilir. menajerlikte en önemli şey kulüpten aldığın yetkidir. galatasaray'ın gardi'ye güvenip kendisine yetki vermesi de olağan şeylerdir ama özellikle 2 sezondur olan transferlerdeki marjinal faydası oldukça düşüktür.
gel gelelim gardi'nin aç gözlüleştiği kısma. öncelikle galatasaray'ın transfer yaptığı oyuncuların kulüplerinden önerdiğimiz bonservisten pay istemesi. bu ahlaksızlıktır. mesela sen kendisine ihtiyacın yokken gardi aracılığıyla (güvendiğin için, anlıyorum) aston villa'ya martinez için 25 milyon euro bonservis bedeli öneriyorsun, o da aston villa'dan bu 25 milyon'un %10'unu istiyor. yada skriniar'a verdiğin yetki ile teklif götürüyor ama psg'den offload fee istiyor.
başka bir örnek ise galatasaray'a çeşitli menajerler tarafından önerilen oyunculara arkadan ulaşmaya çalışması. x menajer y oyuncusunu galatasaray'a öneriyor, galatasaray bu oyuncuya kayıtsız kalıyor ancak bir kaç gün sonra gardi oyuncunun menajerini arayıp "galatasaray'da tek yetkili benim, senin işini yaparım" diyor. mesela akanji işinin olmamasında da (menajeri wasserman, çok güçlü bir organizasyon) gardi'nin arkadan dolanmaya çalışma ve deal'a dahil olmaya çalışmasının etkisi olduğu söyleniyor.
arkadaşlar galatasaray son 2 senedir inanılmaz paralar harcadı, asgari ücretimiz 3 milyon euro oldu neredeyse. çılgın bonservisler de ödenmeye başlandı; resmen şampiyonlar liginde avrupada arap tarifesi çekiyoruz. bu rakamlara gelen oyunculara aracılık yapmak meziyet değil.
bana sorarsanız kendisinin kullanma kılavuzu erden timur'daydı; ne olduğunu biliyordu, kendisinin pek networkü olmadığı için gardinin networkünden istifade ediyordu ama tüm pazarlıkları kendisi direkt yürütüyordu. ama iş bilmezleri gören gardi dümeni eline aldı.
kendinizce makara yapıyorsunuz daha önce yazdıklarımla falan ama gerçek elbet ortaya çıkacaktır.
