11
yapılan araştırmalar gösteriyor ki yaz saati uygulamasının enerji tüketimi üzerinde belirgin bir etkisi yok. ekvatora yakın ülkelerde gün uzunluğu yıl boyunca fazla değişmediği için uygulama neredeyse hiç fark yaratmıyor. daha kuzeydeki ülkelerde ise etkisi biraz daha hissedilse de tasarruf oranı çok küçük kalıyor. türkiye’de yapılan çalışmalar da yaz saati uygulamasının ülke genelinde enerji tasarrufu açısından kayda değer bir kazanç sağlamadığını ortaya koyuyor.
avrupa’da da durum benzer. bazı ülkelerde küçük tasarruflar görülse de bazılarında tam tersi, tüketimde artış rapor edilmiş. zaten uygulamanın çıkış amacı enerji tasarrufuydu ama avrupa birliği 2019’da yaz–kış saati uygulamasını kaldırma kararı aldı. fakat hangi saatte kalıcı olunacağı ya da ne zaman tamamen kaldırılacağı konusunda henüz net bir adım atılmış değil.
dolayısıyla kış aylarında yanı başımızdaki yunanistan ile bile saat farkı oluşuyor. avrupa'nın çoğu yerinde saat farkı 2'ye, birleşik krallık ve portekiz gibi ülkeler ile de saat farkı 3'e cikiyor. şaka gibi.
bu durumda ingiltere'den süper ligi takip eden birine göre 18:00'da başlayacak bir maçı seyretmek neredeyse imkansız, zira tam mesai saatinin ortasına denk geliyor. aynı şekilde almanya, fransa, hollanda gibi gurbetçilerin yoğun olduğu yerlerden de o saatlerde başlayacak maçları takip etmek çok zor. hadi "onlar da izlemesin canım" diyelim. 18:00'da başlayacak maç öncesi yoğun trafik, iş çıkış saatleri gibi faktörlerden dolayı o saatlerde zaten keşmekeş olan durum daha da keşmekeş hale geliyor. şimdi 20:00'a alındığı konuşuluyor, e bunun da dönüşünde benzer bir keşmekeşlik yaşanacak zira insanların evine dönmesi nereden baksanız 2-3, hatta 4 saati bulabilir. maçların genellikle 19:00'da oynanmasını işte bu teknik açılardan hep mantıklı bulmuşumdur.
dönelim ülkemizde yaz saati uygulanmamasına. futbolcular açısından düşündüğümüzde avrupa maçlarında çoğu futbolcu türkiye saatine biolojik olarak alıştığı için, atıyorum ingilterede akşam 21:00'de başlayan maç, türkiye'deki futbolcunun biolojik ritmine göre gece 00:00'da başlıyor ve gece 02:00'e kadar bedensel bir efor sarfetmek gerekiyor. sizi bilmem, halı sahada belki çok koymaz ama melatonin salgılamaya başlandığı saatlerde futbolcularımızın maç yapması ne kadar mantıklı? akabinde bunun dönüşünde oynanacak süper ligi maçı yine biolojik olarak futbolcuları etkiliyor.
nereden baksanız saçmalık, avrupa ile sürekli irtibat halinde olduğumuz bir pozisyonda, avrupa'nın uyguladığı standartları bu derece hiçe sayarak kafamıza göre bir düzen kurmamız doğru değil.
avrupa’da da durum benzer. bazı ülkelerde küçük tasarruflar görülse de bazılarında tam tersi, tüketimde artış rapor edilmiş. zaten uygulamanın çıkış amacı enerji tasarrufuydu ama avrupa birliği 2019’da yaz–kış saati uygulamasını kaldırma kararı aldı. fakat hangi saatte kalıcı olunacağı ya da ne zaman tamamen kaldırılacağı konusunda henüz net bir adım atılmış değil.
dolayısıyla kış aylarında yanı başımızdaki yunanistan ile bile saat farkı oluşuyor. avrupa'nın çoğu yerinde saat farkı 2'ye, birleşik krallık ve portekiz gibi ülkeler ile de saat farkı 3'e cikiyor. şaka gibi.
bu durumda ingiltere'den süper ligi takip eden birine göre 18:00'da başlayacak bir maçı seyretmek neredeyse imkansız, zira tam mesai saatinin ortasına denk geliyor. aynı şekilde almanya, fransa, hollanda gibi gurbetçilerin yoğun olduğu yerlerden de o saatlerde başlayacak maçları takip etmek çok zor. hadi "onlar da izlemesin canım" diyelim. 18:00'da başlayacak maç öncesi yoğun trafik, iş çıkış saatleri gibi faktörlerden dolayı o saatlerde zaten keşmekeş olan durum daha da keşmekeş hale geliyor. şimdi 20:00'a alındığı konuşuluyor, e bunun da dönüşünde benzer bir keşmekeşlik yaşanacak zira insanların evine dönmesi nereden baksanız 2-3, hatta 4 saati bulabilir. maçların genellikle 19:00'da oynanmasını işte bu teknik açılardan hep mantıklı bulmuşumdur.
dönelim ülkemizde yaz saati uygulanmamasına. futbolcular açısından düşündüğümüzde avrupa maçlarında çoğu futbolcu türkiye saatine biolojik olarak alıştığı için, atıyorum ingilterede akşam 21:00'de başlayan maç, türkiye'deki futbolcunun biolojik ritmine göre gece 00:00'da başlıyor ve gece 02:00'e kadar bedensel bir efor sarfetmek gerekiyor. sizi bilmem, halı sahada belki çok koymaz ama melatonin salgılamaya başlandığı saatlerde futbolcularımızın maç yapması ne kadar mantıklı? akabinde bunun dönüşünde oynanacak süper ligi maçı yine biolojik olarak futbolcuları etkiliyor.
nereden baksanız saçmalık, avrupa ile sürekli irtibat halinde olduğumuz bir pozisyonda, avrupa'nın uyguladığı standartları bu derece hiçe sayarak kafamıza göre bir düzen kurmamız doğru değil.