5697
her aklıma geldiğinde konumu yüzünden hüzünlendiğim mabedimiz. belki 15 yıl gecikmiş bir entry olacak hala güncelliğini koruyan bir konu. stadyum ile maç öncesi en yakın ve en yaygın toplanma alanı olan taksim meydanı arasında (en kısa rotaya göre) 11 kilometre var. bu hiçbir şehir stadyumu için kabul edilebilir değil.
ne kadar romantize etsek, milyon dolarlık sektöre dönüştürsek de futbol, günün sonunda insanların toplanıp, biralarını içip takımın adlarını bağırdıkları bir günlük o keyifli günden ibaret. bir stadyumun en güzel tecrübesi maç öncesi stadın etrafında yemeğini yiyip, alkolünü alıp keyifle stada yürüdüğün birkaç saatin içerisinde saklı.
istanbul'a yalnızca bir kez gelenlerin bile unutamadığı, şehrin silüeti olan bir simgeden, tamamen yapay, gettoların bile dışında kalan (gettoda öcü yok, sadece stad ile alakası yok), canlılığın olmadığı bir avm kenarına geçmek bir stadın ruhuna vurulabilecek en büyük darbelerden birisi. galatasaray taraftarının kadıköy'de, beşiktaş'ta yiyip içip stadına yürüyen taraftarlardan bir eksiği olmamalı. metrolara sıkış tıkış doluşup yiyeceğini içeceğini tünel çıkışı boğazına dizmemeli. avm köşelerine mahkum kalmamalı.
bütün bunlara rağmen dünyanın en güzel stadı. daha teknolojik, daha ulaşılabilir, daha büyük bir sürü stadyum var. hiçbirinde buraya adımımı attığım anda hissettiğim duyguları hissetmem mümkün değil. bernabeu'da madrid'in şampiyonluk maçında oluşacak atmosferin bana buradakinin yarısını bile verebilmesi mümkün değil. ömrüm yeter de başka bir stadyuma geçtiğimizi görürsem deli gibi özleyeceğime de eminim.
ne kadar romantize etsek, milyon dolarlık sektöre dönüştürsek de futbol, günün sonunda insanların toplanıp, biralarını içip takımın adlarını bağırdıkları bir günlük o keyifli günden ibaret. bir stadyumun en güzel tecrübesi maç öncesi stadın etrafında yemeğini yiyip, alkolünü alıp keyifle stada yürüdüğün birkaç saatin içerisinde saklı.
istanbul'a yalnızca bir kez gelenlerin bile unutamadığı, şehrin silüeti olan bir simgeden, tamamen yapay, gettoların bile dışında kalan (gettoda öcü yok, sadece stad ile alakası yok), canlılığın olmadığı bir avm kenarına geçmek bir stadın ruhuna vurulabilecek en büyük darbelerden birisi. galatasaray taraftarının kadıköy'de, beşiktaş'ta yiyip içip stadına yürüyen taraftarlardan bir eksiği olmamalı. metrolara sıkış tıkış doluşup yiyeceğini içeceğini tünel çıkışı boğazına dizmemeli. avm köşelerine mahkum kalmamalı.
bütün bunlara rağmen dünyanın en güzel stadı. daha teknolojik, daha ulaşılabilir, daha büyük bir sürü stadyum var. hiçbirinde buraya adımımı attığım anda hissettiğim duyguları hissetmem mümkün değil. bernabeu'da madrid'in şampiyonluk maçında oluşacak atmosferin bana buradakinin yarısını bile verebilmesi mümkün değil. ömrüm yeter de başka bir stadyuma geçtiğimizi görürsem deli gibi özleyeceğime de eminim.