resim
Barış Alper Yılmaz
Takım:Galatasaray
Mevki:Sol Kanat
Yaş:25
Boy:1.86
Uyruk:Türkiye
  • 8069
    barış alper yılmaz üzerinden dönen muhabbetleri duyunca, okuyunca, görünce bazen insanların kafalarını kaldırıp etrafına şöyle bir bakmadıklarını düşünüyorum.

    buradan sonra yazacaklarım söylentilerin belli bir kısmını "bubble"da değerlendirecek. şu para mevzusu... atıp tutulan milyon avrocuklar konusu var ya, hah işte o. söylentilere çok inanmam. haber geçiyorlar falan, tereddütle yaklaşırım. kimin ne meselesi var belli değil şu aralar. ben, söylentiler üzerine konuşulanlar hakkında konuşmak istiyorum.

    büyük paralar bunlar kabul ediyorum. bay da öyle simit parasına oynayan bir oyuncu değil. muhtemelen yüzde 2'miz haricindeki taraftarın hayatları boyunca kazanacağından çok para kazanmıştır şimdiye.

    gelgelelim mesele gerçekten sadece para mı?

    sane için para mıydı mesela? belki evet. yine aynı persfektiften bakacaksak sane, barış alper yılmaz'ın kazandığı paranın mislini kazanmıştır. peki bu adam bayern münih'ten neden ayrıldı? o kadar para kazanmışken, bir teklif de varken bayern münihten -ki bayağı bir paraydı- neden ayrıldı? daha transfer sürecinin başında neden imza atmayı tercih etti? üstelik türkiye'den baktığınızda arabistan neyse, almanya'dan baktığınızda öyle olan bir ülkeye, türkiye'ye geldi.

    yanlış anlaşılma olmasın. sane ile bay arasında daha çok para kazanabileceği yeri tercih etme kurgusundan bir benzetme var burada. sane'nin bayern'de neden kalmadığı ve bay'ın eğer varsa böyle bir düşüncesi neden olabileceği üzerine bir benzetme.

    evet, para bir nedendir. bunu kabul etmemek ahmaklık olur. ama biraz da işin içinde "değer" yok mu? bayern münih'in maaş skalası belli. sane'nin verilen teklif için kendini "değersiz" hissetmesi, daha doğrusu değersizleştirildiğini hissetmesi doğal bir durum. gerçekten doğal.

    bir ara iş dünyasında sürekli iş değiştirdi insanlar. 10 yıllık, 20 yıllık kariyerlerini bırakıp gittiler. kurumsal hafıza dediğiniz adamlar yer değiştirdi. çünkü her yeni gelen, daha fazla maaş aldı. iyileştirmeler ise bayramda çocukların cebine konan harçlık gibi kaldı.

    bazı yeni başlayanlar o kadar absürt maaşlar ve haklar aldılar ki asıl işi çevirenler, kahır çekenler çareyi iş değiştirmekte buldular. çünkü yeni işlerinde onlar da daha iyi şartlar aldılar.

    sonra ne mi oldu? sonra bazı insanlara eski şirketlerinden, eski ve hatta yeni aldıkları maaşlarına göre bile uçuk işe alım teklifleri gitti. bazıları kabul etti, bazıları etmedi. biliyorum. var çevremde. kabul edeni de var. kabul etmeyeni de.

    güzel bir laf vardır:

    sizden olana bir şey vermiyorsanız, neden sizden yana olsunlar?

    ben, barış alper yılmaz'ın bu muhabbetler çıkmadan önce, bu girinin olması gerektiği yerde, takımdaki en çok maaş alanlardan biri olmalı demiş ama göndermemişim. var böyle benim. birçok başlıkta yazmaya başlayıp devam ettirmediğim, içime sinmediği için öylece durup duran.

    herkese para dağıtırken, senden olana "değer"ini göstermiyorsan, neden senden yana olsun?

    gördüm. birkaçı diyor ki sözleşmesi var oynayacak. doğrudur. sözleşmenin gereği yapılması gerekir. tabii ki insan psikolojisi böyle bir şeydir zaten! borunuzun öttüğü çöplüğünüze (!) bu mesajı vermek istersiniz tabii ki! bay gibi, kerem a. gibi otorite alanınızdan yani türkiye'den alacağınız oyunculara ya da kendi yetiştirdiğiniz futbolcular bu emsalleri göstermek istersiniz! mümkündür. onlar da size gelmeye can atarlar, başka teklifleri değerlendirmek varken.

    saçma. ama bunu söylüyor bazıları. bir de ulema ilan ediyorlar, öyle zannediyorlar kendilerini. yazık.

    ve biliyor musunuz? siz aynı değilsiniz. yani gala aynı değil. büyüdük diyorsunuz ve gerçekten büyüyorsunuz. bu yönde hamleler yapıyorsunuz. her gün takıma, 5-10-20 sıktığınız bir adam geliyor ya da geleceği yönünde söylenti çıkıyor.

    tekrar soruyorum: sizden olan bir şey vermezseniz, neden sizden yana olsun?

    insanî bir duygudur bu, doğal bir durumdur. değerini orada görüyorsanız, gitmesinde bir sakınca da görmüyorsunuz, takımda kalıp kalmaması konusunda "önemli değil" diyorsunuz demektir. o mesaj verilir. siz istediğiniz kadar aksini iddia edin.

    geçenlerde bir soruya "biz de az oyuncu değiliz" minvalinde bir yanıt vermişti bay. hakkıdır. az oyuncu değil çünkü. oradan beri gelin.

    büyümenin gerekleri vardır. bunu yerine getirmeniz gerekir. dağıttığınız paraya göre, değerli dediğiniz oyuncuya bir şeyler vermeniz gerekiyor.

    mesela thomas müller. kariyerinin tamamını bayern münih'te geçiren bir futbolcu olarak emekli olmadan önce takımın en çok kazanan oyuncularından biriydi. bayern'e transfer olmadı. bayern'den transfer olmadı. belki transfer olma durumunu kullanmıştır. bilemem. ama neyi değiştirir? sonuçta aynı örneğe denk gelmiş oluyoruz. bir şekilde oraya çıkmış. tabii ki thomas müller büyük oyuncuydu. barış alper yılmaz da bizim için değerli oyuncu.

    galatasaray'daki aile ortamından bahsediliyor ya. hah işte. mahkeme kayıtları, dosyalarına bir bakın bakalım. kaç tane kardeş kardeşe düşmüş miras meselesinden? kardeş kardeşe düşüyor, siz ne anlatıyorsunuz. birbirine düşmeyenler de var elbette. bakın bakalım neden düşmemişler? istatistikî olarak bakın. şunu görürsünüz: ya hakkaniyet vardır. ya ortada miras yoktur. ya mirastan hak iddia ettiğini düşünmüyordur -islam egemen kültürde kadınlar gibi veya ataerkil bakıştan hayli dominant biri vardır. ya o mirasa zaten ihtiyacı yoktur.

    ha, bay'ın da osimhen, icardi, sane maaşı istediğini veya isteyeceğini de zannetmiyorum. eğer durum buysa o zaman başka şeyler konuşuruz. mevzuya başka bir açıdan bakmak gereksinimi doğar orada.

    sırada bir oyun var. oyunun adı: ben bay olsam

    ben bay olsam... kimse bana uzun süre sallai'den nasıl olup da daha az maaş alabildiğimi anlatamaz. önüne gelene iyileştirme yapılırken, "değerli" olduğum söylenirken -hatırlayın bay olmuştum- beni atlayamaz. bunu değerlisin ama o kadar da değil diye anlarım. o halde gidebilir diye etiketlediğinizi düşünürüm. ve giderim. bunu tüm galatasaraylılığımla söylüyorum. ama bu para meselesi olmaz. değer meselesi olur. daha az para kazanmayı kabul ederim, ama daha az değerli olmayı kabul etmem. eğer siz değeri başka yollarla gösterebiliyorsanız ne ala.

    bay için öyle midir bilmiyorum.

    son not: x'te bir paylaşım gördüm. bay'a saydırıyor. birkaç önceki paylaşımlarında ise sancho'lar, coman'lar havada uçuşuyor. ve en akıl almazı ne biliyor musunuz? bu zat, ilk on bir dizip zaniolo'yu bay'ın önünde on bire yazmış oluyor. ve sonra bay'ın hakkında söylenti çıktığı anda dümdüz. ee, gitsin işte! senin görüşünde zaten bay'ın yeri yok. ne bu tatava? hayır, bunlardan çok var. isimliler de var, isimsiz, neye hizmet ettiği belli olmayan anonimler de...

    son:

    önce bir sevmeyi öğrenin, nefret etmek oldukça kolay.
App Store'dan indirin Google Play'den alın