30
uefa'nın, hakkında ne zaman aksiyon alacağını merak ettiğim futbol. yani özellikle sezon başında, uefa organizasyonları ön elemelerindeki durum kimseye tuhaf gelmiyor mu? yani bu iskandinav takımlarının bariz avantajlı eşleşmeler oynaması herkes için çok mu normal?
1) kimsenin elinde olmayan ve kimsenin değiştiremeyeceği coğrafi sebeplerden kaynaklı olarak anormal fiziksel koşullarda maçlar oynanıyor. olağandışı soğuk; buna eşlik eden kar, yağmur veya fırtına. tabii burada anormallik deplasman takımı için geçerli. çünkü haliyle ev sahibi takım bu koşullara ''bağışıklık'' geliştiriyor düzenli olarak bu şartlarda oynadığı için.
2) yine mevsim koşullarından kaynaklı olarak bu bölgedeki takımların stadyumlarında suni çim kullanılıyor. hiç öyle basit bir şeymiş gibi görmeyin. çoğu takımın, galatasaray'ın da bu deplasmanlara gittiğinde bize ''ya bizimkiler ayakta duramıyor, niye kayıp duruyoruz'' diye isyan ettiren şey suni çim. üstteki hafif buzlanmayla birlikte deplasman takımları resmen buzun üzerinde futbol oynama çalışıyor. yine ev sahibi takım, alışkanlığın getirisi olarak çok daha rahat şekilde oynuyor.
3) en önemli maddelerden birisi bu. bu takımlar sezonu, oynadıkları takımlara göre çok daha erken açıyorlar. adamların en formda olduğu, en diri olduğu dönemde, tam sezonlarının ortalarında bu ön eleme maçları oynanıyor. karşılaştıkları takımlar daha sezonun başında, yüklemeleri yeni yapmış, transferleri bile çoğunlukla yeni takıma katılmış takımlar oluyor.
bahsettiğim durumun bir örneği de dün akşam yaşandı. fk bodo/glimt, şampiyonlar ligi play-off maçında evinde sturm graz'ı 5-0 mağlup etti. bakıyorsun, bodo, ligde 19. maçını oynamış. sturm graz'ın olduğu avusturya liginde ise sezon yeni başlamış. şimdi üstteki maddelerle birleştirince bu durum normal mi yani? bodo, yine kazanabilir bu eşleşmede. her şey eşit olsaydı da kazanabilirdi. gelgelelim ortada adil bir durumun olmadığı açık.
bence çeşitlilik güzel bir şey. örneğin süper lig'de kış aylarında sivas, erzurum gibi deplasmanlarının kendine has zorluklar yaratması bu işi renklendiriyor ancak belli sınırlarla. aynı ligde, birçok etkenin aynı olduğu yerde olur. belli şeyler farklı olur, kabul. bu bahsettiğim ise böyle bir şey değil. burada açık bir şekilde orantısız avantaj/dezavantaj durumu var. sen resmen konuk takımı bir kafesin içine atıp sağ çıkmasını bekliyorsun. üstelik bu maçlar çok yüksek maddi getirileri olan, prestiji olan, sezonun tamamını etkileme ihtimali olan maçlar. bu durumu ''iskandinav ülkeleri de böyle abi, çok soğuk.'' diye kabul edemiyorum. sakatlık falan gibi risklere de hiç girmiyorum.
dünya devleri, dünyanın en iyi takımları dahi -üstelik sezonun ilerleyen dönemlerinde- molde, malmö, bodo, kopenhag gibi deplasmanlarda zorlanıyor. top oynayamıyor. buradan bile bir şeylerin anlaşılması lazım aslında.
1) kimsenin elinde olmayan ve kimsenin değiştiremeyeceği coğrafi sebeplerden kaynaklı olarak anormal fiziksel koşullarda maçlar oynanıyor. olağandışı soğuk; buna eşlik eden kar, yağmur veya fırtına. tabii burada anormallik deplasman takımı için geçerli. çünkü haliyle ev sahibi takım bu koşullara ''bağışıklık'' geliştiriyor düzenli olarak bu şartlarda oynadığı için.
2) yine mevsim koşullarından kaynaklı olarak bu bölgedeki takımların stadyumlarında suni çim kullanılıyor. hiç öyle basit bir şeymiş gibi görmeyin. çoğu takımın, galatasaray'ın da bu deplasmanlara gittiğinde bize ''ya bizimkiler ayakta duramıyor, niye kayıp duruyoruz'' diye isyan ettiren şey suni çim. üstteki hafif buzlanmayla birlikte deplasman takımları resmen buzun üzerinde futbol oynama çalışıyor. yine ev sahibi takım, alışkanlığın getirisi olarak çok daha rahat şekilde oynuyor.
3) en önemli maddelerden birisi bu. bu takımlar sezonu, oynadıkları takımlara göre çok daha erken açıyorlar. adamların en formda olduğu, en diri olduğu dönemde, tam sezonlarının ortalarında bu ön eleme maçları oynanıyor. karşılaştıkları takımlar daha sezonun başında, yüklemeleri yeni yapmış, transferleri bile çoğunlukla yeni takıma katılmış takımlar oluyor.
bahsettiğim durumun bir örneği de dün akşam yaşandı. fk bodo/glimt, şampiyonlar ligi play-off maçında evinde sturm graz'ı 5-0 mağlup etti. bakıyorsun, bodo, ligde 19. maçını oynamış. sturm graz'ın olduğu avusturya liginde ise sezon yeni başlamış. şimdi üstteki maddelerle birleştirince bu durum normal mi yani? bodo, yine kazanabilir bu eşleşmede. her şey eşit olsaydı da kazanabilirdi. gelgelelim ortada adil bir durumun olmadığı açık.
bence çeşitlilik güzel bir şey. örneğin süper lig'de kış aylarında sivas, erzurum gibi deplasmanlarının kendine has zorluklar yaratması bu işi renklendiriyor ancak belli sınırlarla. aynı ligde, birçok etkenin aynı olduğu yerde olur. belli şeyler farklı olur, kabul. bu bahsettiğim ise böyle bir şey değil. burada açık bir şekilde orantısız avantaj/dezavantaj durumu var. sen resmen konuk takımı bir kafesin içine atıp sağ çıkmasını bekliyorsun. üstelik bu maçlar çok yüksek maddi getirileri olan, prestiji olan, sezonun tamamını etkileme ihtimali olan maçlar. bu durumu ''iskandinav ülkeleri de böyle abi, çok soğuk.'' diye kabul edemiyorum. sakatlık falan gibi risklere de hiç girmiyorum.
dünya devleri, dünyanın en iyi takımları dahi -üstelik sezonun ilerleyen dönemlerinde- molde, malmö, bodo, kopenhag gibi deplasmanlarda zorlanıyor. top oynayamıyor. buradan bile bir şeylerin anlaşılması lazım aslında.
