487
galatasaray ürünlerinde fiyatlandırma politikası galatasarayla anlaşılarak yapılan marka.
erden timur'un htspor'da verdiği röportajda "fiyatları arttıralım kar marjını yükseltelim nasıl olsa satılıyor" diyerek bu politikanın fikir sahibi olduğunu deklare etmişti.
evet halk olarak baktığımızda fiyatlar çok yüksek. ama satıcı gözünden baktığımızda; "eğer o fiyat sizi satın almaktan vazgeçirtiyorsa zaten siz hedef kitle değilsinizdir" yaklaşımı var.
kulüp ekonomisi olarak doğru yaklaşım malesef ki bu. ticaret işinden çok anlamam, al sat yaptığım her şeyden mutlaka zararlı çıkarım ama bu firmaların analizlerini okuyup/dinlediğimde anladığım en önemli şey total kazanç. kaç kişi almış kaç ürün satılmış çok önemli değil. eğer şansları olsa 1 tane ürün satıp 10 milyon tl kazanmayı, 1 milyon ürün satıp 9 milyon kazanmaya tercih ederler.
kulüp kültürü, taraftar sadakati gibi daha indirekt etkenlerde ise bu bir dezavantaj yaratır.
şu an iş piyasasında orta/büyük ölçekli şirketlerde çalışanların çok iyi bileceği gibi finans temelli yöneticilerin çalışan sadakati, çalışan memnuniyetini tamamen gözardı etme ve tamamiyle kısa dönem karına odaklanarak şirketlerin uzun vadeli ömrünü kısalttığını, belki şirketin esnekliğini dönüşüm yeteneğini yok ettiğini ama kısa vadede rekor üstüne rekor kar açıkladığını görüyoruz.
biraz benzer bir durum da burada karşımıza çıkıyor.
bu yıl edeceğimiz karı maximize ederken taraftar etkileşimini gözden çıkartıyoruz.
umarım asgari ücretli vatandaşın, bursla okuyan öğrencinin de alabileceği ürünler eklenir koleksiyonlara, belki farklı bir marka ile anlaşarak yeni bir koleksiyon çıkartılabilir.
ama puma ile olan anlaşmamızda görünen o ki fiyat olarak premium konumlandırmada devam edeceğiz.
erden timur'un htspor'da verdiği röportajda "fiyatları arttıralım kar marjını yükseltelim nasıl olsa satılıyor" diyerek bu politikanın fikir sahibi olduğunu deklare etmişti.
evet halk olarak baktığımızda fiyatlar çok yüksek. ama satıcı gözünden baktığımızda; "eğer o fiyat sizi satın almaktan vazgeçirtiyorsa zaten siz hedef kitle değilsinizdir" yaklaşımı var.
kulüp ekonomisi olarak doğru yaklaşım malesef ki bu. ticaret işinden çok anlamam, al sat yaptığım her şeyden mutlaka zararlı çıkarım ama bu firmaların analizlerini okuyup/dinlediğimde anladığım en önemli şey total kazanç. kaç kişi almış kaç ürün satılmış çok önemli değil. eğer şansları olsa 1 tane ürün satıp 10 milyon tl kazanmayı, 1 milyon ürün satıp 9 milyon kazanmaya tercih ederler.
kulüp kültürü, taraftar sadakati gibi daha indirekt etkenlerde ise bu bir dezavantaj yaratır.
şu an iş piyasasında orta/büyük ölçekli şirketlerde çalışanların çok iyi bileceği gibi finans temelli yöneticilerin çalışan sadakati, çalışan memnuniyetini tamamen gözardı etme ve tamamiyle kısa dönem karına odaklanarak şirketlerin uzun vadeli ömrünü kısalttığını, belki şirketin esnekliğini dönüşüm yeteneğini yok ettiğini ama kısa vadede rekor üstüne rekor kar açıkladığını görüyoruz.
biraz benzer bir durum da burada karşımıza çıkıyor.
bu yıl edeceğimiz karı maximize ederken taraftar etkileşimini gözden çıkartıyoruz.
umarım asgari ücretli vatandaşın, bursla okuyan öğrencinin de alabileceği ürünler eklenir koleksiyonlara, belki farklı bir marka ile anlaşarak yeni bir koleksiyon çıkartılabilir.
ama puma ile olan anlaşmamızda görünen o ki fiyat olarak premium konumlandırmada devam edeceğiz.