13891
galatasaray ailesine katılalı, miladi takvimi baz alırsak tam 3 yıl bile olmadı* ama ben galatasaray tarihine imaj ve repütasyon anlamında pozitif olarak bu kadar damgasını vuran bir karakter daha görmedim.
formaların çoğunluğunda onun ismi yazıyor, onun ürünleri satın alınıyor, çocuklar onu ikon olarak görüyor, taraftarlarca klasik gol sevinci yapılıyor, onunla özdeşleşen şarkı* her yerde söyleniyor, statta ismi anons edilirken en fazla ses hep onun için çıkıyor...
gheorghe hagi'ye bile bu kadar ihtimam gösterilmemiştir denilse yeridir. tabii ki hagi zamanında sosyal medya diye devasa bir kitle iletişim aracı yoktu ama ilgili dönemlerin şartlarına göre bir değerlendirme yaparsak bu da bir gerçek.
eleştiri konusunda, yolu galatasaray'dan geçen diğer kişilere kıyasla doğal bir dokunulmazlık kazandığını söylememiz gerekiyor. kendisine yöneltilen yapıcı eleştirilerde bile aşırı ya da normal tepkiler veren çok fazla seveni var.
öncelikle, hiç kimse eleştirilmez değildir. icardi'nin oynadığı sürede galatasaray camiası için var gücüyle çalıştığını, yeri geldiğinde iğneyle oynadığını, bu şanlı formayı terletirken sakatlanıp* sezonu kapattığını gayet iyi biliyoruz.
fakat 8 ay önce ciddi bir menisküs sakatlığı geçirdi, ameliyatı arjantin'de devlet hastanesi kılıklı bir yerde oldu, aylardır topa dokunmadı, yaş faktörü gibi durumlardan ötürü açıkçası nasıl bir performansla döneceğini kestiremiyorum. o yüzden, bu ihtimalleri de düşünerek sezon başı planlamasını*, hiçbir şeyi riske atmadan kendisi yokmuş gibi yapmamız gerekiyor. bunlar tamamen kendi görüşüm.
yapıcı eleştirilere de şu şekilde hak veriyorum: insan sevdiğine kızar ya da kırılır. kendisi, fernando muslera'nın vedası sonrası, sağlıklı bir şekilde döndüğü takdirde muhtemelen yeni kaptanımız olacak. galatasaray kaptanlığı son derece önemli bir unvan, kendisinden maddi ve manevi anlamda çok fazla beklentiler var çünkü akıl dışı bir şekilde seviliyor ve hikayemiz henüz bitmedi. bu 8 ay içerisinde sosyal medyada bazen galatasaray'a ilgi gösterip göstermemesi, belirli aralıklarla tatil fotoğrafları paylaşması gibi durumlar taraftarlarda hayal kırıklığından çok "acaba futbolu saldı mı, bizi bırakacak mı" şeklinde bir endişe yarattı.
ailevi ve ilişki meseleleri de kariyerini etkiledi elbette ama bu iki meseleyi bu durumdan ayrı tutuyorum. çünkü hepimiz insanız ve yarın neler yaşayacağımız belli değil, aile de önce gelir. umarım ilerleyen zamanda bu konularda da tam anlamıyla huzura kavuşacak ve kafayı tamamen galatasaray'a verecektir.
her şeyin hayırlısı olması dileğiyle.
formaların çoğunluğunda onun ismi yazıyor, onun ürünleri satın alınıyor, çocuklar onu ikon olarak görüyor, taraftarlarca klasik gol sevinci yapılıyor, onunla özdeşleşen şarkı* her yerde söyleniyor, statta ismi anons edilirken en fazla ses hep onun için çıkıyor...
gheorghe hagi'ye bile bu kadar ihtimam gösterilmemiştir denilse yeridir. tabii ki hagi zamanında sosyal medya diye devasa bir kitle iletişim aracı yoktu ama ilgili dönemlerin şartlarına göre bir değerlendirme yaparsak bu da bir gerçek.
eleştiri konusunda, yolu galatasaray'dan geçen diğer kişilere kıyasla doğal bir dokunulmazlık kazandığını söylememiz gerekiyor. kendisine yöneltilen yapıcı eleştirilerde bile aşırı ya da normal tepkiler veren çok fazla seveni var.
öncelikle, hiç kimse eleştirilmez değildir. icardi'nin oynadığı sürede galatasaray camiası için var gücüyle çalıştığını, yeri geldiğinde iğneyle oynadığını, bu şanlı formayı terletirken sakatlanıp* sezonu kapattığını gayet iyi biliyoruz.
fakat 8 ay önce ciddi bir menisküs sakatlığı geçirdi, ameliyatı arjantin'de devlet hastanesi kılıklı bir yerde oldu, aylardır topa dokunmadı, yaş faktörü gibi durumlardan ötürü açıkçası nasıl bir performansla döneceğini kestiremiyorum. o yüzden, bu ihtimalleri de düşünerek sezon başı planlamasını*, hiçbir şeyi riske atmadan kendisi yokmuş gibi yapmamız gerekiyor. bunlar tamamen kendi görüşüm.
yapıcı eleştirilere de şu şekilde hak veriyorum: insan sevdiğine kızar ya da kırılır. kendisi, fernando muslera'nın vedası sonrası, sağlıklı bir şekilde döndüğü takdirde muhtemelen yeni kaptanımız olacak. galatasaray kaptanlığı son derece önemli bir unvan, kendisinden maddi ve manevi anlamda çok fazla beklentiler var çünkü akıl dışı bir şekilde seviliyor ve hikayemiz henüz bitmedi. bu 8 ay içerisinde sosyal medyada bazen galatasaray'a ilgi gösterip göstermemesi, belirli aralıklarla tatil fotoğrafları paylaşması gibi durumlar taraftarlarda hayal kırıklığından çok "acaba futbolu saldı mı, bizi bırakacak mı" şeklinde bir endişe yarattı.
ailevi ve ilişki meseleleri de kariyerini etkiledi elbette ama bu iki meseleyi bu durumdan ayrı tutuyorum. çünkü hepimiz insanız ve yarın neler yaşayacağımız belli değil, aile de önce gelir. umarım ilerleyen zamanda bu konularda da tam anlamıyla huzura kavuşacak ve kafayı tamamen galatasaray'a verecektir.
her şeyin hayırlısı olması dileğiyle.