• 1
    araştırdıkça bütün detaylarıyla insanı içine çeken çok netameli bir konu.

    2019'a kadar vergi yükümlülüğü kulüpte ve %20 şeklindeydi. ödedin ve bitti. 2019 sonrası kararla, şu an da geçerli, %20 stopaj, üstüne %40'a kadar çıkacak futbolcunun bireysel vergi beyanı. buradan tabii kulübün stopajı düşülüyor. türkiye'de vergiyi üstlenen kulüp çünkü, normal şartlar altında öyle olmaması gerekirken.

    bu da zamanında erden timur'un da değindiği 1.67 çarpanına getiriyor bizi. 1 milyon euro net maaş vermek için 1.67 euro brüt vermen, aradaki 670 bin euroyu devlete ödemen gerekiyor.

    peki bu böyle mi oluyor? hayır tabii ki de.

    7-8 ay önce bir haber çıktı, maliye futbolcuları beyan edilmemiş gelirleri için izaha çağırdı diye. birçok futbolcu çok cüzi gelir beyan etmiş. tabii topçulara bunu kulüpler fısıldıyor büyük ihtimalle beyan etme diye. bir diğer iddia da oyunculara ödenen paraların bonus, performans primi adı altında aş yerine dernekten ödenerek vergiden kaçırılması.

    aslında bir de şu var. 100 milyon euro net maaş ödüyorsun diyelim. sana maliyeti 167 milyon euro. yalnız o ödediğin 67 milyon vergiden, 33.5 milyon euro, yani %20 stopajı amatör branşlara harcamak için devletten geri alabiliyorsun. fakat orada da şu devreye giriyor. o 33.5'u önce sen harcayacaksın, belki 1 yıl sonra alacaksın. e kulüplerin nakit akışının ne kadar berbat durumda olduğunu biliyoruz. birçok kulüpte kasa kolaylığı yapmayan yöneticiler olmasa değil futbolcular, asgari ücret alan çaycının maaşı bile ödenemeyecek. haliyle kulüpler bu avantajı da kullanmayıp futbol altyapı tesislerine, amatör sporlara yeterli yatırımı da yapamıyor. antrparantez, galatasaray sermaye artırımıyla bankalar birliğinden çıkılması sonucu nakit akışı sorununu çözecek gibi, altyapıda ve amatör branşlarda bu stopaj hakkının sonuna kadar kullanılması sonucu drastik iyileşme görebiliriz diye umuyorum.

    günün sonunda kulübün ödediği, aldığı birkaç milyon euroluk stopaj iadesiyle, üçte birin altına düşüyor ya da futbolcuların zayıf beyanlarıyla maksimum %40'ta kalıyor. onlara da gerçi çoğu kulüp vergi affıyla çözüm bulmaya çalışıyor. bu da aslında siyaset ile kulüplerin simbiyotik ilişkisine bir örnek daha.

    bugün tff başkanı bile seçilerek değil atanarak geliyor. futbol, iktidar için bir başına bırakılamayacak ve kitleleri etkileme ve konsolide etme gücüyle muhalif olmasına müsaade edilemeyecek kritik bir alan. haliyle sözde avrupai vergiler getirseler de al takke ver külah metoduyla bazı şeylere göz yumuluyor. arada halkın gazını almak için bu eksik vergi beyanı verenleri öttüreceğiz minvalinde haberler çıksa da biliyoruz ki bu safi rüzgar. biz de ülkenin sıradan insanları olarak hem iktidardan hem kulüplerden sonsuz hukukilik bekliyoruz ama nafile. ya az koyun vergiyi herkes nizami ödesin, ya da çok koydunuz bari takip edin, istisnasız herkes kural kaide gözetsin. bir de şu var, sen her şeyi kitabi yapar salak gibi ödersin, şark kurnazı rakiplerin ödemeyip bir de vergi affı alır, bütün yüzsüzlükleriyle de senin başarılarını devletle işbirliğinde bulur, arsızca iftira atar.

    galatasaray gibi bon pour l'orient düşüncesini yerle bir etmiş bir kulübün taraftarı olarak bu deyimi dile getirmek istemiyorum ama vaziyet de ortada. türkiye'de onca olan bitenin yanında çok sıradan kalıyor bu mesele de haliyle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın