2202
hakan’la beraber en önemli değişimlerden biri, oyunun nereden ve nasıl kurulacağı meselesi.
şu anda savunmada oyuna çıkışta ilk adam genelde abdülkerim. alternatifi de pek yok; bazen sallai sağ bekten sallayıp oyun kuruyor, başka da pek bir plan yok. torreira ve lemina bu konuda harika pasörler değiller; genelde sara geriye gelip top alıyor.
hakan’ın gelişi bu açıdan büyük fark yaratır.
geride bizzat topu stoperlerden alıp oyun kurar, pasla çıkışı sağlar; gerekirse direkt uzun top atar. özellikle sané, barış gibi hızlı kanatlar ya da osimhen gibi savunma arkası koşu yapan bir forvetle oynarsak, hakan bu oyuncuları doğrudan savunma arkasına topla buluşturur. bu konuda dünyada en iyi birkaç oyuncudan biri sayılır.
böyle bir yapıda torreira–lemina ikilisi 8 numara gibi önde baskı yapar, topu hızlı kazanır, hakan da kazandığı topu hızla dağıtır. hem topa sahip olma hem geçiş oyunu kalitesi yükselir.
öte yandan hakan’dan beklenmemesi gereken işler de var:
hücumda ince işler, dar alan kombinasyonu, ceza sahası çevresinde adam eksiltme ya da tek pasla duvar olma hakan’ın güçlü tarafı değil. bu işleri bernardo silva, mertens tipi oyuncular yapar. bizde şu an bu profil tam yok. biraz yunus yapar, çift forvetle ıcardi de bu rolü üstlenir ama o kadar. türkiye ligi için bu tip dar alan çözebilen bir oyuncu çok kritik.
bu yüzden hakan’lı düzende torreira, lemina, sara gibi oyuncular bol bol rotasyon yapacak. bazen hakan–sara–torreira, bazen hakan–lemina–torreira gibi üçlüler göreceğiz. böylece hem farklı maç senaryolarına hem de tempoya ayak uydurulur.
özetle:
hakan’ın gelişi, özellikle prese dayalı oyunda takıma yeni opsiyonlar katar. daha güvenli geriden oyun kurarız, hızlı geçişte savunma arkası paslarla net pozisyonlar buluruz. bu bambaşka bir oyun demek. ha şu an buna ihtiyaç var mı, ayrı konu. ama eğer hakan’ı "makul bonservis ve maaşla almak mümkünse", “sara var, hakan’a ne gerek” yerine “hakan’ı alınca bundan ne üretiriz?” diye düşünmek daha doğru olur. zamanında ıcardi varken “osimhen’e gerek var mı?” demediysek, şimdi de aynısını yapmamak lazım.
şu anda savunmada oyuna çıkışta ilk adam genelde abdülkerim. alternatifi de pek yok; bazen sallai sağ bekten sallayıp oyun kuruyor, başka da pek bir plan yok. torreira ve lemina bu konuda harika pasörler değiller; genelde sara geriye gelip top alıyor.
hakan’ın gelişi bu açıdan büyük fark yaratır.
geride bizzat topu stoperlerden alıp oyun kurar, pasla çıkışı sağlar; gerekirse direkt uzun top atar. özellikle sané, barış gibi hızlı kanatlar ya da osimhen gibi savunma arkası koşu yapan bir forvetle oynarsak, hakan bu oyuncuları doğrudan savunma arkasına topla buluşturur. bu konuda dünyada en iyi birkaç oyuncudan biri sayılır.
böyle bir yapıda torreira–lemina ikilisi 8 numara gibi önde baskı yapar, topu hızlı kazanır, hakan da kazandığı topu hızla dağıtır. hem topa sahip olma hem geçiş oyunu kalitesi yükselir.
öte yandan hakan’dan beklenmemesi gereken işler de var:
hücumda ince işler, dar alan kombinasyonu, ceza sahası çevresinde adam eksiltme ya da tek pasla duvar olma hakan’ın güçlü tarafı değil. bu işleri bernardo silva, mertens tipi oyuncular yapar. bizde şu an bu profil tam yok. biraz yunus yapar, çift forvetle ıcardi de bu rolü üstlenir ama o kadar. türkiye ligi için bu tip dar alan çözebilen bir oyuncu çok kritik.
bu yüzden hakan’lı düzende torreira, lemina, sara gibi oyuncular bol bol rotasyon yapacak. bazen hakan–sara–torreira, bazen hakan–lemina–torreira gibi üçlüler göreceğiz. böylece hem farklı maç senaryolarına hem de tempoya ayak uydurulur.
özetle:
hakan’ın gelişi, özellikle prese dayalı oyunda takıma yeni opsiyonlar katar. daha güvenli geriden oyun kurarız, hızlı geçişte savunma arkası paslarla net pozisyonlar buluruz. bu bambaşka bir oyun demek. ha şu an buna ihtiyaç var mı, ayrı konu. ama eğer hakan’ı "makul bonservis ve maaşla almak mümkünse", “sara var, hakan’a ne gerek” yerine “hakan’ı alınca bundan ne üretiriz?” diye düşünmek daha doğru olur. zamanında ıcardi varken “osimhen’e gerek var mı?” demediysek, şimdi de aynısını yapmamak lazım.
