4810
galatasaray'daki beklentileri karşılayamamasında üç faktör etkili oldu diye düşünüyorum.
1- birincisi buraya gelmeden önceki sezondan kalma sakatlığı. hızı yavaşlamıştı, dayanıklılığı, kondisyonu asla yüzde yüz olamadı. bildiğimiz zaha hiçbir zaman olamadı, bizden gitse de olamazdı. oyuncu prime dönemini zaten kaybetmişti, ismi arsenal ile geçtiği dönemden bahsediyorum. 30 yaşındaki hali çok üst düzey oyuncuydu mu? hayır yine değildi.
2- ikincisi motivasyonunun eksikliği. oyuncunun motivasyonu galatasaray'la şampiyonlar liginde oynamak motivasyonundan ibaretti. hatta fener'i de bu yüzden reddetti. kendisi premier lig'de düşük profilli bir takımın yıldızı. oyuncu kariyerinin sonuna gelecek belki ama şampiyonlar ligi hiç görmemiş. bu eksik kalma duygusu zaha özelinde çok barizdi. biz şampiyonlar liginden elenince zaha daha da düştü. ocak'a kadar aslında çok kötü değildi. ondan sonra forma yüzü de göremedi.
3- üçüncüsü oyuncunun saha içi ve saha dışı uyum kabiliyetinin olmaması. zaha tek bir mevkinin tek bir rol oyuncusu. asist önceliği yok. dar alanda oldukça zorlanıyor. 1 maç santrfora attık, en iyi maçını oynadı trabzonspor deplasmanında ama yok herif ille de sol kenar forvet oynayacak. saha dışında da zorlandı tabi. güney amerikalılarla, türklerle de kaynaşamadı. kültür şoku yaşadı. taraftar yüzüme meşale attı diyecek kadar da kafayı yedi. yine bence galatasaray maçlarında hakemlerin rakibin sertliğine müsamaha göstermesi de onu etkiledi. yani bazen sindirmesi de kolay oldu.
ziyech ayrı bir vaka. bu arada o bile katkı verdi zaha kadar. sane'yi zaha'ya hiç benzetmiyorum. zaha gamsız biri değil. sane gamsız da demeyelim ama rahat biri. sane zaha'dan çok daha yönlü bir futbolcu. solak futbolcularda pek görülmeyen sağ ayağıyla top sürme becerisi bile kendisinde var. üç mevkiyi de rahatlıkla oynayabiliyor. büyük takımlarda oynamış kariyeri boyunca. bence baskıyı beklentiyi göğüslemede bu çok kritik bir kıstas. yine oyun olarak da büyük takım oyuncusu. sane zaha'yla çok kıyaslanacak ama arada bence bariz kalite farkı olduğu gibi karakter farkı da var.
1- birincisi buraya gelmeden önceki sezondan kalma sakatlığı. hızı yavaşlamıştı, dayanıklılığı, kondisyonu asla yüzde yüz olamadı. bildiğimiz zaha hiçbir zaman olamadı, bizden gitse de olamazdı. oyuncu prime dönemini zaten kaybetmişti, ismi arsenal ile geçtiği dönemden bahsediyorum. 30 yaşındaki hali çok üst düzey oyuncuydu mu? hayır yine değildi.
2- ikincisi motivasyonunun eksikliği. oyuncunun motivasyonu galatasaray'la şampiyonlar liginde oynamak motivasyonundan ibaretti. hatta fener'i de bu yüzden reddetti. kendisi premier lig'de düşük profilli bir takımın yıldızı. oyuncu kariyerinin sonuna gelecek belki ama şampiyonlar ligi hiç görmemiş. bu eksik kalma duygusu zaha özelinde çok barizdi. biz şampiyonlar liginden elenince zaha daha da düştü. ocak'a kadar aslında çok kötü değildi. ondan sonra forma yüzü de göremedi.
3- üçüncüsü oyuncunun saha içi ve saha dışı uyum kabiliyetinin olmaması. zaha tek bir mevkinin tek bir rol oyuncusu. asist önceliği yok. dar alanda oldukça zorlanıyor. 1 maç santrfora attık, en iyi maçını oynadı trabzonspor deplasmanında ama yok herif ille de sol kenar forvet oynayacak. saha dışında da zorlandı tabi. güney amerikalılarla, türklerle de kaynaşamadı. kültür şoku yaşadı. taraftar yüzüme meşale attı diyecek kadar da kafayı yedi. yine bence galatasaray maçlarında hakemlerin rakibin sertliğine müsamaha göstermesi de onu etkiledi. yani bazen sindirmesi de kolay oldu.
ziyech ayrı bir vaka. bu arada o bile katkı verdi zaha kadar. sane'yi zaha'ya hiç benzetmiyorum. zaha gamsız biri değil. sane gamsız da demeyelim ama rahat biri. sane zaha'dan çok daha yönlü bir futbolcu. solak futbolcularda pek görülmeyen sağ ayağıyla top sürme becerisi bile kendisinde var. üç mevkiyi de rahatlıkla oynayabiliyor. büyük takımlarda oynamış kariyeri boyunca. bence baskıyı beklentiyi göğüslemede bu çok kritik bir kıstas. yine oyun olarak da büyük takım oyuncusu. sane zaha'yla çok kıyaslanacak ama arada bence bariz kalite farkı olduğu gibi karakter farkı da var.


