18964
bein sports'a verdiği söyleşide şöyle bir şey söyledi:
"kış transfer dönemi de zor geçti. transfer döneminde yıpranıyorum. hem takımı hazırlayacağım, hem transfer yapacağım hem oyuncu seyredeceğim... birçok şeyi aynı anda yapınca bazen normalden iki katı yoruluyorsunuz."
bundan birkaç ay önce okan hoca'ya reset lazım demiştim. çok fazla şeyle uğraşıyor. sürekli yeşil zemine bakıyor. bir şeye bu kadar süre takılıp kalmak hep onun üzerine düşünmek aşırı yorucu ve 'takıntı' oluşturabilecek bir durum.
dönüp dolaştırıp futbola odaklanıyorsunuz sonuçta. dolu ve yorgun bir beyinle yapmaya çalışıyorsunuz bunu. yeni bir fikir üretmek, daha zor oluyor haliyle. zihni boşaltmak gibi bir durumunuz yok. bilmiyorum anlatabiliyor muyum?
bazen tamamen uzaklaşmak gerekir. ama bazen uzaklaşmanız gerektiğini bildiğiniz halde konjonktür gereği uzaklaşamazsınız. sezon devam ederken mesela. bana kalırsa orada bir reset alsa daha rahat ederdi.
üzerinde çok fazla sorumluluk var. büyük ihtimalle eleştiri aldıkça birileri üzerindeki iş yükü daha da artıyor. karar vermesi, izlemesi, yeni oyunculara göre yeni oyunlar düşünmesi, potansiyel kurgular oluşturması gerekiyor. ve bunları çoğu farazi oluyor. hiç gerçekleşmeyen hamleler üzerine oluyor. yeni bir parça tetikleyicidir evet. ama bu kadarı da fazla.
şunu söylemiyorum. bunların bazılarını yapmaması gerekir demiyorum.
bana kalırsa galatasaray bir menecer -güncel tabirle teknik direktör- takımıdır. ingiliz tarzı bir menecerlikten bahsediyorum. fatih terim de bu tür menecerlik yaptı, okan buruk da o tarz menecerlik yapıyor. çünkü galatasaray futbol takımı florya'dan -şimdi kemerburgaz'dan- yönetilir. her şeyiyle ilgilenirsiniz.
gerekirse oyuncuyla görüşürsünüz. gerekirse çimleri yenilersiniz. gerekirse malzemecinin derdini dinlersiniz.
fakat biraz da menecer'in üzerinden yük almak gerekmez mi?
okan buruk'u biraz olsun dinlendirebilmeliyiz. sezon içi dahil.
"kış transfer dönemi de zor geçti. transfer döneminde yıpranıyorum. hem takımı hazırlayacağım, hem transfer yapacağım hem oyuncu seyredeceğim... birçok şeyi aynı anda yapınca bazen normalden iki katı yoruluyorsunuz."
bundan birkaç ay önce okan hoca'ya reset lazım demiştim. çok fazla şeyle uğraşıyor. sürekli yeşil zemine bakıyor. bir şeye bu kadar süre takılıp kalmak hep onun üzerine düşünmek aşırı yorucu ve 'takıntı' oluşturabilecek bir durum.
dönüp dolaştırıp futbola odaklanıyorsunuz sonuçta. dolu ve yorgun bir beyinle yapmaya çalışıyorsunuz bunu. yeni bir fikir üretmek, daha zor oluyor haliyle. zihni boşaltmak gibi bir durumunuz yok. bilmiyorum anlatabiliyor muyum?
bazen tamamen uzaklaşmak gerekir. ama bazen uzaklaşmanız gerektiğini bildiğiniz halde konjonktür gereği uzaklaşamazsınız. sezon devam ederken mesela. bana kalırsa orada bir reset alsa daha rahat ederdi.
üzerinde çok fazla sorumluluk var. büyük ihtimalle eleştiri aldıkça birileri üzerindeki iş yükü daha da artıyor. karar vermesi, izlemesi, yeni oyunculara göre yeni oyunlar düşünmesi, potansiyel kurgular oluşturması gerekiyor. ve bunları çoğu farazi oluyor. hiç gerçekleşmeyen hamleler üzerine oluyor. yeni bir parça tetikleyicidir evet. ama bu kadarı da fazla.
şunu söylemiyorum. bunların bazılarını yapmaması gerekir demiyorum.
bana kalırsa galatasaray bir menecer -güncel tabirle teknik direktör- takımıdır. ingiliz tarzı bir menecerlikten bahsediyorum. fatih terim de bu tür menecerlik yaptı, okan buruk da o tarz menecerlik yapıyor. çünkü galatasaray futbol takımı florya'dan -şimdi kemerburgaz'dan- yönetilir. her şeyiyle ilgilenirsiniz.
gerekirse oyuncuyla görüşürsünüz. gerekirse çimleri yenilersiniz. gerekirse malzemecinin derdini dinlersiniz.
fakat biraz da menecer'in üzerinden yük almak gerekmez mi?
okan buruk'u biraz olsun dinlendirebilmeliyiz. sezon içi dahil.
