44
hakkında hakkıyla bir yazı yazabilmek için uzun bir mesaiyi gözden çıkarmak gereken sezon. önemine kıyasla çok enteresan hikayeler barındıran, benim de uni olmam hasebiyle kıyısından köşesinden en çok anı biriktirebildiğim ilginç bir sezondu.
kazanılan şampiyonluk, 2006 şampiyonluğu ile birlikte, türk futbol tarihinin 2000 sonrası dönemde galatasaray lehine kırıldığı iki olaydan biridir. 2005-2006 şampiyonluğu, 2002'den beri gerileme döneminde olan galatasaray'ın soluklanmasına imkan sağlamıştır.. bu sezonki şampiyonluk ise kafasını kaldırıp önüne bakma fırsatı vermiştir. burdan özellikle stad problemi sebebiyle birkaç yıl daha bocalayan galatasaray; yeni stadın açılışı, ünal aysal ve üçüncü fatih terim dönemi ile tekrardan şaha kalkmıştır.
1992-2002 arası 2 avrupa kupalı 7 şampiyonluktan 2002-2011 arası 2 şampiyonluğa. oradan da 2011-2025 arası 8 şampiyonluğa...
oysa 2005-2006 ve bu sezonda gelen iki şampiyonluk olmasa muhtemelen aradan geçen yaklaşık 20 yılda çok farklı bir senaryo olabilirdi. 5 sene üst üste şampiyon olmuş bir fenerbahçe karşısında 6 senedir şampiyon olamayan, idari anlamda sıkıntılar yaşayan, önünde nur topu gibi bir stad krizi olan galatasaray'ın ne hallerde olacağı gerçekten ürpertici bir ihtimaller silsilesi...
bu sezonun galatasaray adına birden fazla handikapı vardı. meşhur sulu derbiden ötürü verilen ve bir tanesi iç sahadaki beşiktaş maçını kapsayan 5 maç seyircisiz oynama cezası bunlardan ilkiydi. arada bir de 30 mart 2008 galatasaray gaziantepspor maçında çekilen cezayı da eklersek evsahibi olunan maçların üçte birinde seyircisiz oynamıştık.
ikinci sorun her ne kadar avantaj hanesine de yazılması gerekse de karl hainz "kalli" feldkamp idi. sezon boyu "sağlık sorunları" sebebiyle bazen kafileden ayrılması ve bitime 6 maç kala çekip gitmesi gerçekten epey sıkıntı yaşatmıştı.
diğeri de en azından kağıt üzerindeki kalite farkı idi. fenerbahçe'nin roberto carlos, mateja kezman, nicolas anelka ve stephan appiah gibi dört tane üst seviye yabancısına karşı sezonun galatasaray'daki sloganı kupadaki kadıköy deplasmanından önceki gece ortaya atılan 11 metin idi.
hoş gerçi afrika aslanı rigobert song, üçüncü köprünün temellerini yıllar öncesinden atan shabani christophe nonda ve kurak geçen yıllar sonundaki ilk elle tutulur yabancı yıldız transferimiz cassio de souza soares lincoln ile kısmen deliyorduk bunu ama, hakikaten arada çok enteresan türk futbolcuların kariyer sezonlarını beraberce yaşadığı enteresan bir takımdık...
bizim lehimize bir diğer kritik eşik de tıpkı yeni tamamlanan süper lig 2024-2025 sezonu gibi kupada fenerbahçe ile eşleşmemiz ve orada alınan skorların olumlu anlamda kırılmayla sonuçlanmasıdır. ligin ilk yarısında namağlup gittiğimiz ama yengeç dansı ile hatırlanan maçta kadıköy'deki mağlubiyet serimizi 6 yıla çıkarmıştık. ancak kupada önce hakikaten 11 türk oyuncu ile çıkılan deplasmandan alınan 0-0 beraberlik ve iç sahada son dakika golüyle kazanılan galibiyet bizim adımıza sezonun kırılmaya yakın yerlerinde önemli bir psikolojik dayanak olmuştur.
o sezon ligi sonuncu bitirecek kasımpaşa'ya sami yen'de yenildikten üç gün sonra, şampiyonlar liginde dört nala giden ve 2 takvim yılıdır yenemediğimiz fenerbahçe'ye karşı bu kupayı görenler parmak kaldırsın koreografisi yapıp son dakika golüyle kazanıp tur atlamak psikolojik anlamda bizi de yarışın içinde tutmuştu.
fenerbahçe şimdinin aksine derbilerde tam bir canavardı ama lig yarışı, beşiktaş ve sivasspor'un da katılmasıyla uzunca bir süre at başı gitmişti. bu da sezonun içinde birçok hikaye barındırmasını, pek çok unutulmaz maça sahne olmasını sağlamıştı. galatasaray eldeki kısıtlı imkanlarla bir şampiyonluk daha koparmayı başarmıştı.
bir de hepsinden ötesi; sözlük açılmadan oynanan son sezon olması ise hepimizi açısından, özellikle başından beri bulunan ihtiyarlar için farklı bir eşiktir elbette. bu sezondan sonra hiçbir şey aynı olmadı desem, muhtemelen abartmış olmam...
kazanılan şampiyonluk, 2006 şampiyonluğu ile birlikte, türk futbol tarihinin 2000 sonrası dönemde galatasaray lehine kırıldığı iki olaydan biridir. 2005-2006 şampiyonluğu, 2002'den beri gerileme döneminde olan galatasaray'ın soluklanmasına imkan sağlamıştır.. bu sezonki şampiyonluk ise kafasını kaldırıp önüne bakma fırsatı vermiştir. burdan özellikle stad problemi sebebiyle birkaç yıl daha bocalayan galatasaray; yeni stadın açılışı, ünal aysal ve üçüncü fatih terim dönemi ile tekrardan şaha kalkmıştır.
1992-2002 arası 2 avrupa kupalı 7 şampiyonluktan 2002-2011 arası 2 şampiyonluğa. oradan da 2011-2025 arası 8 şampiyonluğa...
oysa 2005-2006 ve bu sezonda gelen iki şampiyonluk olmasa muhtemelen aradan geçen yaklaşık 20 yılda çok farklı bir senaryo olabilirdi. 5 sene üst üste şampiyon olmuş bir fenerbahçe karşısında 6 senedir şampiyon olamayan, idari anlamda sıkıntılar yaşayan, önünde nur topu gibi bir stad krizi olan galatasaray'ın ne hallerde olacağı gerçekten ürpertici bir ihtimaller silsilesi...
bu sezonun galatasaray adına birden fazla handikapı vardı. meşhur sulu derbiden ötürü verilen ve bir tanesi iç sahadaki beşiktaş maçını kapsayan 5 maç seyircisiz oynama cezası bunlardan ilkiydi. arada bir de 30 mart 2008 galatasaray gaziantepspor maçında çekilen cezayı da eklersek evsahibi olunan maçların üçte birinde seyircisiz oynamıştık.
ikinci sorun her ne kadar avantaj hanesine de yazılması gerekse de karl hainz "kalli" feldkamp idi. sezon boyu "sağlık sorunları" sebebiyle bazen kafileden ayrılması ve bitime 6 maç kala çekip gitmesi gerçekten epey sıkıntı yaşatmıştı.
diğeri de en azından kağıt üzerindeki kalite farkı idi. fenerbahçe'nin roberto carlos, mateja kezman, nicolas anelka ve stephan appiah gibi dört tane üst seviye yabancısına karşı sezonun galatasaray'daki sloganı kupadaki kadıköy deplasmanından önceki gece ortaya atılan 11 metin idi.
hoş gerçi afrika aslanı rigobert song, üçüncü köprünün temellerini yıllar öncesinden atan shabani christophe nonda ve kurak geçen yıllar sonundaki ilk elle tutulur yabancı yıldız transferimiz cassio de souza soares lincoln ile kısmen deliyorduk bunu ama, hakikaten arada çok enteresan türk futbolcuların kariyer sezonlarını beraberce yaşadığı enteresan bir takımdık...
bizim lehimize bir diğer kritik eşik de tıpkı yeni tamamlanan süper lig 2024-2025 sezonu gibi kupada fenerbahçe ile eşleşmemiz ve orada alınan skorların olumlu anlamda kırılmayla sonuçlanmasıdır. ligin ilk yarısında namağlup gittiğimiz ama yengeç dansı ile hatırlanan maçta kadıköy'deki mağlubiyet serimizi 6 yıla çıkarmıştık. ancak kupada önce hakikaten 11 türk oyuncu ile çıkılan deplasmandan alınan 0-0 beraberlik ve iç sahada son dakika golüyle kazanılan galibiyet bizim adımıza sezonun kırılmaya yakın yerlerinde önemli bir psikolojik dayanak olmuştur.
o sezon ligi sonuncu bitirecek kasımpaşa'ya sami yen'de yenildikten üç gün sonra, şampiyonlar liginde dört nala giden ve 2 takvim yılıdır yenemediğimiz fenerbahçe'ye karşı bu kupayı görenler parmak kaldırsın koreografisi yapıp son dakika golüyle kazanıp tur atlamak psikolojik anlamda bizi de yarışın içinde tutmuştu.
fenerbahçe şimdinin aksine derbilerde tam bir canavardı ama lig yarışı, beşiktaş ve sivasspor'un da katılmasıyla uzunca bir süre at başı gitmişti. bu da sezonun içinde birçok hikaye barındırmasını, pek çok unutulmaz maça sahne olmasını sağlamıştı. galatasaray eldeki kısıtlı imkanlarla bir şampiyonluk daha koparmayı başarmıştı.
bir de hepsinden ötesi; sözlük açılmadan oynanan son sezon olması ise hepimizi açısından, özellikle başından beri bulunan ihtiyarlar için farklı bir eşiktir elbette. bu sezondan sonra hiçbir şey aynı olmadı desem, muhtemelen abartmış olmam...