461
bilfiil 2011 yılından beri yaptığım ve çok sevdiğim aktivite. konu ile ilgili otorite kesinlikle olamam fakat otorite olduğunu iddia eden sosyal medya şaklabanlarını da tokatlarım. bir yıllık gym macerasından hemen sonra primobolonu, decayı, trenbeloneyi kıçlarından eksik etmeyen fakat naturel yollarla geliştiğini iddia eden hormon sapkınları olanlar maalesef otorite durumundalar. profesyonel olarak bu işten para kazananları tamamen ayırmakla birlikte ekmeği için hayatını ortaya koyan gerçek sporculara da büyük saygı duyuyorum. dediğim gibi burada iki keskin viraj var. bu ikisi tamamen farklı yolun yolcuları. bir grup anabolik steroid alıp bu sporu yapanlar diğer ise tamamen doğal yollarla bu sporu yapmaya çalışanlar. bu iki grup arasındaki en büyük iki fark ise anabolik kullananların protein sentezi ve recovery dediğimiz vücudun kendisini toparlama kapasitesinin çok yüksek olmasıdır. profesyonel olmayanlar kesinlikle anabolizanlara bulaşmamalıdır. emin olun bu gözler nice genç kardeşimizin bilinçsiz kullanımı yüzünden ürologlara, psikiyatristlere ve nefrolojiye düştüğünü gördü. haftanın dört günü yapacağınız sert bir itiş, çekiş ve bacak döngüsüyle disiplinli bir beslenme sizi a noktasından b noktasına götürecektir. sıkı bir beslenmeden kastım haftada 1 öğün cheat meal olarak değil. belki ayda 1 veya 2 ayda bir öğünde yapılacak olan cheat meal. antrenman sonrası yapılacak 30-40 dk arası orta tempo bir kardiyoyla birlikte şekle girmeyecek bir vücut yoktur. idmanlarınız ne kadar iyi olursa olsun laktoz ve yüksek glutenli beslenme de iyi forma girmenizi zorlaştıracaktır. supplement olarak üzerinde en çok araştırma yapılmış olan creatine monohydrate size bu yolda iyi bir arkadaş olabilir. bcaa, glutamine, eaa, l carnitine, cla, mass gainer gibi supplementlerden ziyade iyi bir pre-workout ürünü ve izole bir whey proteini de iyi bir destekçi olabilir.
