17974
galatasaray’a geldiğinde hayatımız başka bir yerdeydi. zaman aktı, biz büyüdük, değiştik. ama o hep aynıydı: kalede dimdik duran bir güven, karakteriyle bütünleşmiş bir lider, gözyaşlarıyla bile bize umut veren bir galatasaraylı.
o sadece bir kaleci olmadı. her kurtarışta bir şehrin yükünü aldı omuzlarına. derbi sabahlarında içimize su serpen, avrupa akşamlarında bizleri yeniden inandıran, şampiyonluk gecelerinde ağlayarak sarıldığımız o adam oldu. florya’nın sıcak yüzü, kupalara uzanan bir ailenin sembolüydü. o tribünlerin çocuğu gibi oldu, biz de onu bir evlat gibi bağrımıza bastık.
19 kupa, sayısız kurtarış, bir ömürlük anı... ama en çok da sadakatiyle, duruşuyla kazandı. her veda zor olur, ama bazı vedalar göğsümüzde bir ağırlıkla kalır. muslera, sen galatasaray’ın tarihine adını altın harflerle yazdırdın. bizim kalbimizeyse hiç silinmeyecek bir yerle…
iyi ki geldin. iyi ki bizim kaptanımız oldun.
hoşça kal değil, hep bizimle kal nando.
o sadece bir kaleci olmadı. her kurtarışta bir şehrin yükünü aldı omuzlarına. derbi sabahlarında içimize su serpen, avrupa akşamlarında bizleri yeniden inandıran, şampiyonluk gecelerinde ağlayarak sarıldığımız o adam oldu. florya’nın sıcak yüzü, kupalara uzanan bir ailenin sembolüydü. o tribünlerin çocuğu gibi oldu, biz de onu bir evlat gibi bağrımıza bastık.
19 kupa, sayısız kurtarış, bir ömürlük anı... ama en çok da sadakatiyle, duruşuyla kazandı. her veda zor olur, ama bazı vedalar göğsümüzde bir ağırlıkla kalır. muslera, sen galatasaray’ın tarihine adını altın harflerle yazdırdın. bizim kalbimizeyse hiç silinmeyecek bir yerle…
iyi ki geldin. iyi ki bizim kaptanımız oldun.
hoşça kal değil, hep bizimle kal nando.