142
bugün o kadar çok fenerli arkadaş kafamı ütüledi ki. görüyorum ki fenerbahçe taraftarının kendini avutmak için kullandığı güzide spor dalı olmuş. ancak hangi basketbol diye sormak lazım. şu anda nba'nın 5 en büyük yıldızından en az ikisi avrupalıdır. ama avrupalı jokic ve doncic burada bekleme yapmadan amerika'ya sıçrıyorsa buradaki sorun basketbol değil avrupa basketboludur. euroleague başlığında da yazmıştım. burası pazar ekonomisinde yüzde 1 bile alamıyorsa buradaki başarı çok da önemli değil arkadaşım. (bkz: euroleague/#4211592)
aynı şey trabzonspor u-19 takımının tarihi başarısında da yaşandı. ya da kadın futbolda galatasaray şampiyonlar ligine kaldığında da oldu. biraz daha sosyolojik karşılığı olan voleybol başarıları da öyle. ya da 4 yılda 1 gelen olimpiyat başarılarında da öyle. hemen bir önem atfetme yarışı. ama çok önemli diyince çok önemli olmuyor işte. gerçi önemsiz diyen yok ama bakın futboldan da örnek verdim. mesele basketbolun kendisi değil. mesele erkek futbolunun kıtadaki dominasyonu. benim takımım 2000 yılında uefa kupası kazanmış, her sene yad ediliyor, unutulmayacak da. insanlar çocuklarına isim olarak sergen, metin, arda koyduklarında hayatlarındaki etki yüzünden bu isimleri koydular. ben sene boyunca arkadaşlarımla futbol konuştum, basketbol konuşmadım. bulacaksın birini ki basketbol konuşasın. ama diyorsun ki basketbolda madem başarılı oldum, benim başarım futboldan daha önemli. işte burası kendilerinin bile içten içe inanmayacağı bir yalan olur.
eğer mesele gerçekten basketbolda başarı ise; bu ülkede zamanında yenilmez armada ünvanı alan takım galatasaray erkek basketbol takımı bu başarıyla anılır. daha sonraları 2005-2015 arası galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı bırakın türk spor tarihini dünya spor tarihinin en başarılı takımlarından biridir. meselemiz doğrudan basketbol değil. meselemiz bir sporun eğlence ekonomisinde büyüklüğünde, pazar payındaki büyüklüğünde, başarı olsun ya da olmasın gündem belirlemesinde, rekabetin büyüklüğünde elde ettiği yerdir. bu da sadece futboldur. erkek futbolu da bugünlere bir günde gelmemiştir. nba basketbolu da bugünlere bir günde gelmemiştir. sen 1 günde gelirsen komik olur. daha da ötesi samimiyetsizlik olur, yalan olur.
aynı şey trabzonspor u-19 takımının tarihi başarısında da yaşandı. ya da kadın futbolda galatasaray şampiyonlar ligine kaldığında da oldu. biraz daha sosyolojik karşılığı olan voleybol başarıları da öyle. ya da 4 yılda 1 gelen olimpiyat başarılarında da öyle. hemen bir önem atfetme yarışı. ama çok önemli diyince çok önemli olmuyor işte. gerçi önemsiz diyen yok ama bakın futboldan da örnek verdim. mesele basketbolun kendisi değil. mesele erkek futbolunun kıtadaki dominasyonu. benim takımım 2000 yılında uefa kupası kazanmış, her sene yad ediliyor, unutulmayacak da. insanlar çocuklarına isim olarak sergen, metin, arda koyduklarında hayatlarındaki etki yüzünden bu isimleri koydular. ben sene boyunca arkadaşlarımla futbol konuştum, basketbol konuşmadım. bulacaksın birini ki basketbol konuşasın. ama diyorsun ki basketbolda madem başarılı oldum, benim başarım futboldan daha önemli. işte burası kendilerinin bile içten içe inanmayacağı bir yalan olur.
eğer mesele gerçekten basketbolda başarı ise; bu ülkede zamanında yenilmez armada ünvanı alan takım galatasaray erkek basketbol takımı bu başarıyla anılır. daha sonraları 2005-2015 arası galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı bırakın türk spor tarihini dünya spor tarihinin en başarılı takımlarından biridir. meselemiz doğrudan basketbol değil. meselemiz bir sporun eğlence ekonomisinde büyüklüğünde, pazar payındaki büyüklüğünde, başarı olsun ya da olmasın gündem belirlemesinde, rekabetin büyüklüğünde elde ettiği yerdir. bu da sadece futboldur. erkek futbolu da bugünlere bir günde gelmemiştir. nba basketbolu da bugünlere bir günde gelmemiştir. sen 1 günde gelirsen komik olur. daha da ötesi samimiyetsizlik olur, yalan olur.
