18927
öncelikle daha önce hakkında bolca eleştiri entrysi girdiğim için 3 sene üst üste kazandığı süper lig şampiyonluğundan dolayı kendisini kutlarım. yine önceki yıllarda olduğu gibi ikinci devre takım ritim tuttu ve lemina'nın da takıma katılmasıyla süperlig'de durdurulması zor bir oyun ortaya kondu. 3 sene üst üste şampiyonluk gerçekten büyük başarı, galibiyet yüzdesi de müthiş bir istatistik.
şimdi bu tebriğimin ardından gelen şerhlerimden bahsetmek istiyorum. öncelikle okan buruk iyi bir teknik direktör ama avrupa karnesi sebebiyle henüz uluslararası seviyede rekabetçi olabilecek bir teknik direktör olabildiğini kanıtlayabilmiş değil. avrupa'da rakip kadrolarının da çok üzerinde bir kadroyla bile maalesef grup aşamasından hemen sonra elendik. 2 senedir bütün kritik avrupa maçlarında kaybettik. bu sene artık bunun düzelmesi gerekiyor ve bence artık bu sene yaşanacak avrupa başarısızlığının bahanesi yok. ben kendisinden bütçe ve kadro kalitesi olarak daha iyi takımları yenmesini beklemiyorum, denk ve alt takımları yenmesi gerektiği kanaatindeyim.
gelelim ikinci şerhime; süperlig gerçekten ortalama bir lig, antrenör kalitesi düşük, yöneticilerin büyük çoğunluğu futboldan anlamayan beş para etmez adamlar ve galatasaray'ın kadrosu bu ligin çok çok üzerinde. bu okan buruk'un başarısını küçültmez ama bir tespittir. avrupada oyun kurgusu olan ve teknik direktör dokunuşu olan takımlar hep bela oldu başımıza. lig'deki başarısını referans alıp ona göre bir kadro yapısı oluşturması, ısrarla 6 veya 8 numara isteyen taraftara sene başı laf sokması, medyada çıkan haberlere göre lemina'yı istememesi bence sorunların tespiti noktasında biraz eksik kaldığını gösteriyor. ayrıca daha önce tercih ettiği ve özellikle istediği oyuncu profillerinin verimsiz kalması (mesela ziyech'i saha içinde nasıl hayal ettiğini orhan uluca'nın programında anlatmıştı) bizi mali anlamda ciddi zora sokuyor. istediği oyuncular ve profiller konusunda çok net olmalı ve alternatiflerine razı olmamalı.
son şerhim ise transferler süreçleriyle ilgili yaptığı yoruma. sabırlı olunması gerektiğini söylemiş ama sabırlı olup akşam pazarına kalınca maalesef cuesta gibi skandal transferler yapıyorsun. planlı ol, ne istediğini bil, isme değil performansa, potansiyele ve profile git; transferi erkenden kapatıp çok daha isabetli olursun. boey'den sonra yaptığımız sağ bek transferleri bu kararsızlığı ve plansızlığı doğruluyor. cuesta skandalını bir anomali olarak gördüğüm için sınıflandıramıyorum. yine angelino ve köhn transferleri de bariz yanlış profillerin (ikisi de iyi oyuncular ancak yanlış profiller) takıma ne kadar zarar verdiğinin en büyük göstergesi. transferin son gününe kadar kaprisli yahut bizi 3 veya 4.tercihinde tutan oyuncuların peşinde koşarak değerlendirmek yerine net profillere gidip transferi erken kapatmalıyız. osimhen veya icardi gibi fırsat işleri için de pusuya yatıp beklemeliyiz.
umarım bu sene avrupada önemli bir başarı elde eder ve ben tüm eleştirilerimi yutarım.
şimdi bu tebriğimin ardından gelen şerhlerimden bahsetmek istiyorum. öncelikle okan buruk iyi bir teknik direktör ama avrupa karnesi sebebiyle henüz uluslararası seviyede rekabetçi olabilecek bir teknik direktör olabildiğini kanıtlayabilmiş değil. avrupa'da rakip kadrolarının da çok üzerinde bir kadroyla bile maalesef grup aşamasından hemen sonra elendik. 2 senedir bütün kritik avrupa maçlarında kaybettik. bu sene artık bunun düzelmesi gerekiyor ve bence artık bu sene yaşanacak avrupa başarısızlığının bahanesi yok. ben kendisinden bütçe ve kadro kalitesi olarak daha iyi takımları yenmesini beklemiyorum, denk ve alt takımları yenmesi gerektiği kanaatindeyim.
gelelim ikinci şerhime; süperlig gerçekten ortalama bir lig, antrenör kalitesi düşük, yöneticilerin büyük çoğunluğu futboldan anlamayan beş para etmez adamlar ve galatasaray'ın kadrosu bu ligin çok çok üzerinde. bu okan buruk'un başarısını küçültmez ama bir tespittir. avrupada oyun kurgusu olan ve teknik direktör dokunuşu olan takımlar hep bela oldu başımıza. lig'deki başarısını referans alıp ona göre bir kadro yapısı oluşturması, ısrarla 6 veya 8 numara isteyen taraftara sene başı laf sokması, medyada çıkan haberlere göre lemina'yı istememesi bence sorunların tespiti noktasında biraz eksik kaldığını gösteriyor. ayrıca daha önce tercih ettiği ve özellikle istediği oyuncu profillerinin verimsiz kalması (mesela ziyech'i saha içinde nasıl hayal ettiğini orhan uluca'nın programında anlatmıştı) bizi mali anlamda ciddi zora sokuyor. istediği oyuncular ve profiller konusunda çok net olmalı ve alternatiflerine razı olmamalı.
son şerhim ise transferler süreçleriyle ilgili yaptığı yoruma. sabırlı olunması gerektiğini söylemiş ama sabırlı olup akşam pazarına kalınca maalesef cuesta gibi skandal transferler yapıyorsun. planlı ol, ne istediğini bil, isme değil performansa, potansiyele ve profile git; transferi erkenden kapatıp çok daha isabetli olursun. boey'den sonra yaptığımız sağ bek transferleri bu kararsızlığı ve plansızlığı doğruluyor. cuesta skandalını bir anomali olarak gördüğüm için sınıflandıramıyorum. yine angelino ve köhn transferleri de bariz yanlış profillerin (ikisi de iyi oyuncular ancak yanlış profiller) takıma ne kadar zarar verdiğinin en büyük göstergesi. transferin son gününe kadar kaprisli yahut bizi 3 veya 4.tercihinde tutan oyuncuların peşinde koşarak değerlendirmek yerine net profillere gidip transferi erken kapatmalıyız. osimhen veya icardi gibi fırsat işleri için de pusuya yatıp beklemeliyiz.
umarım bu sene avrupada önemli bir başarı elde eder ve ben tüm eleştirilerimi yutarım.
