120
kupayı taraftarla buluşturmak amacıyla yenikapı gibi bir alana "tüm galatasaraylıları bekliyoruz" diye çağrılarla davet edecek, vaatler sunacaksın, sonra da kupayı taraftarla buluşturamadan geceyi sonlandıracak , pekala oldu işte, ufak tefek şeyler olur deyip, hiçbir tepki olmadan olay geçiştirilip, gidecek. bunları vaat verirken, kulübe yakışır organizasyon yapacağız diye iddia ortaya girerken düşünecek, yapamayacağınız işlere de kalkışmayacaksınız. aksaklık olur mu olur, kusursuzluk yaradana mahsus ama profesyonel organizasyon mümkün olan en ufak sapmalar ve yaşanacaklara karşı alternatifler üreterek, belirli bir plan dahilinde amacını gerçekleştirmek için yapılır. her şeyden önemlisi de organizasyonun içindekilere ve insana verilen değerdir. insan odaklı olmaktır. diğer türlüsü amatörlüktür, ben yaptım oldu ya da bu kadar olduculuktur. olayı tek taraflı düşünmek ve katılanı ikinci plana atmaktır. bakın sadece organizasyonun yapılma amacını ve sonucunu yazdım. süreç içinde yaşananlara girsek çıkamayız herhalde. ama hatırlatmak maksadıyla kısaca özet geçelim.
insanlar saatlerce ayakta bangır bangır, kötü bir ses sistemine maruz bırakıldı, bozuntuya vermeden futbola uzak sunucu kişilerin garip yönergelerine uymaya çalıştı, alelade bir araya getirilmiş, bazı isimleri tenzih ederek, hiçbir bütünlüğü olmayan ve niteliği tartışılır onlarca performansa maruz bırakıldı, yetmedi bu insanlar o geç saatlerde kendilerine bırakın yağmurluğu - ki kulüp gelen taraftara bunları dağıtabilirdi- bir poşet dahi sunulmadan yoğun yağışa maruz kaldı, taraftar kesmedi bütün sezon bu anı bekleyen, gönlünce eğlenmeye hakları olan hocası, oyuncular sırılsıklam, güç-bela, sırılsıklam olmuş bir zeminde yürütüldü. bir oyuncu, osimhen ayağı kaysa, burkulsa ne anlatacaksınız? oyuncular geçtikçe pas pas çekiliyordu arkada pas pas! bugün herhangi bir kuruma girseniz dahi kaygan zemine karşı önlemler alındığını görürsünüz. dj seti ters çevirilip suyu boşaltıldı yahu sahnede, muşamba serdiler, elleriyle tente tuttu insanlar. dünya çapında bir kulüp olarak sen bunların hiçbirini mi düşün(e)medin, hiçbir şeyi mi hesaplamadın, ben ekran başında izlerken üşüdüm oraya çoluğu, küçük çocuğuyla giden insanlar hasta oldular, hasta. kaçıncı yüzyıldayız ki yağmurun şiddetini arttıracağını bile öngöremedin, bir alternatif üretmedin ve ne olacaksa olsun deyip, hiçbir şey olmamış gibi devam ettin.
bir laf var taraftar her zaman haklıdır diye. her zaman haklı mıdır bilemem ama 25 mayıs 2025 yenikapı şampiyonluk kutlamaları konusundaki eleştiri ve talepleri konusunda sonuna kadar haklıdır. insanların bu konularda açıklama isteme konusu bunun getirdiği doğal bir sonuç. isteyene de neden diye serzenişte bulunacak bir durum yok. buna da beğeniriz, beğenmeyiz ama çoğu kurum politikasında ilk maddelerden biri olan "hesapverebilirlik" deniyor. kusursuzluk (beklentisi), mükemmellik (arzusu) insanı tüketen, hayatın kaotik yapısına aykırı talepler ve aslında eksiklikler hayatı tamamlayan olaylar ama bunları amatörlükle, iş bilmezlikle, ben yaptım (bu kadar) oldu kimseye de bir şey açıklamak zorunda değilim ile karıştırmamak gerek.
insanlar saatlerce ayakta bangır bangır, kötü bir ses sistemine maruz bırakıldı, bozuntuya vermeden futbola uzak sunucu kişilerin garip yönergelerine uymaya çalıştı, alelade bir araya getirilmiş, bazı isimleri tenzih ederek, hiçbir bütünlüğü olmayan ve niteliği tartışılır onlarca performansa maruz bırakıldı, yetmedi bu insanlar o geç saatlerde kendilerine bırakın yağmurluğu - ki kulüp gelen taraftara bunları dağıtabilirdi- bir poşet dahi sunulmadan yoğun yağışa maruz kaldı, taraftar kesmedi bütün sezon bu anı bekleyen, gönlünce eğlenmeye hakları olan hocası, oyuncular sırılsıklam, güç-bela, sırılsıklam olmuş bir zeminde yürütüldü. bir oyuncu, osimhen ayağı kaysa, burkulsa ne anlatacaksınız? oyuncular geçtikçe pas pas çekiliyordu arkada pas pas! bugün herhangi bir kuruma girseniz dahi kaygan zemine karşı önlemler alındığını görürsünüz. dj seti ters çevirilip suyu boşaltıldı yahu sahnede, muşamba serdiler, elleriyle tente tuttu insanlar. dünya çapında bir kulüp olarak sen bunların hiçbirini mi düşün(e)medin, hiçbir şeyi mi hesaplamadın, ben ekran başında izlerken üşüdüm oraya çoluğu, küçük çocuğuyla giden insanlar hasta oldular, hasta. kaçıncı yüzyıldayız ki yağmurun şiddetini arttıracağını bile öngöremedin, bir alternatif üretmedin ve ne olacaksa olsun deyip, hiçbir şey olmamış gibi devam ettin.
bir laf var taraftar her zaman haklıdır diye. her zaman haklı mıdır bilemem ama 25 mayıs 2025 yenikapı şampiyonluk kutlamaları konusundaki eleştiri ve talepleri konusunda sonuna kadar haklıdır. insanların bu konularda açıklama isteme konusu bunun getirdiği doğal bir sonuç. isteyene de neden diye serzenişte bulunacak bir durum yok. buna da beğeniriz, beğenmeyiz ama çoğu kurum politikasında ilk maddelerden biri olan "hesapverebilirlik" deniyor. kusursuzluk (beklentisi), mükemmellik (arzusu) insanı tüketen, hayatın kaotik yapısına aykırı talepler ve aslında eksiklikler hayatı tamamlayan olaylar ama bunları amatörlükle, iş bilmezlikle, ben yaptım (bu kadar) oldu kimseye de bir şey açıklamak zorunda değilim ile karıştırmamak gerek.