51
galatasaray için gerçekçi hedef ilk 24'tür. galatasaray bu yönde mücadele etmeli, planlamasını buna göre yapmalıdır. ilk 24 olmuyorsa bile son 1-2 maç kala potanın civarında takılsın, takım iddiasını göstersin, o da yeterli.
galatasaray 24-25 sezonunda gerçekten değişik bir sezon geçirdi. sezona 5-0 beşiktaş yenilgisiyle başladığında aslında farkında olmadan kadrosunu değiştirdi. uzun uzun anlatmaya gerek yok, zaten biliyorsunuz. özet geçeceğim. young boys'a elendik ama bir daha kabuk değiştirdik. bir sürprizle osimhen geldi. kadıköy'de ezici futbolla fener'i 3-1 yenen takım avrupa liginde ilk 5 maçta iyi futbolla beraber iyi sonuçlar aldı. derken icardi sakatlandı. çift santrfordan vazgeçildi ama oyun hep riskliydi, nihayetinde takım yorgunluktan ve sakatlıktan düştüğünde oyun tamamen de çöktü. ligi idare ettik ama avrupa liginde durumu idare edemedik. son haftaya kadar ilk 8'de kalan takım bir anda 14. sırada kendini buluverdi. elemede az alkmaar'a karşı rezil olan takım o hafta karşılaştığı fenerbahçe'ye karşı kendi evinde şut bile çekemedi. sonra takım bir daha kabuk değiştirdi. eren-lemina takıma monte oldu, yunus-sara geri döndü. üçlü mü dörtlü mü derken üçlü savunma için alınan cuesta-franky-kısmen morata planı tutmadı. kupadaki fenerbahçe maçıyla yine kabuk değiştirdik. ve son düzlüğe 5. viteste girdik. son dönemde oynanan oyun okan buruk döneminin en güçlü oyunu bile olabilir. üstelik avrupa'da iş yapabilecek defansif güvenliği de sağlıyor bu oyun.
24-25 sezonunda en az 6-7 farklı galatasaray izlediğimizi düşünüyorum. bu bir yandan başarıdır. yolun kapalı olduğu zamanlarda bile okan buruk bir şekilde yolu bulmaya çalışmış ve başarmış. bu bir yandan başarısızlıktır. çünkü bu sallantılı grafik ve plansızlık bize avrupa'da başarı imkanı vermemiş.
şampiyonlar liginde isterse en baba takımlar gelsin. ben karamsar olmam. ben galatasaraylıyım. her zaman imkansızı bile hayal ederim ama ben sadece taraftarım. yönetim ve teknik ekibin 24-25 sezonundan çıkaracağı bolca ders var diye düşünüyorum. galatasaray eğer dersine çalışırsa en azından büyük bir hayal kırıklığı olmayacağını düşünüyorum. okyanusu geçip derede boğulmakla geçti son 2 sezon maalesef. yoksa türk futbol tarihinde bayern'e, tottenham'a karşı oynanan oyunların bir benzeri olduğunu düşünmüyorum. biraz istikrarlı olursak bu takım yapar. peki hangi galatasaray? sürekli eksikli gedikli galatasaray mı, yoksa kendine güvenen galatasaray mı? buna yönetim ve teknik ekip karar verecek.
galatasaray 24-25 sezonunda gerçekten değişik bir sezon geçirdi. sezona 5-0 beşiktaş yenilgisiyle başladığında aslında farkında olmadan kadrosunu değiştirdi. uzun uzun anlatmaya gerek yok, zaten biliyorsunuz. özet geçeceğim. young boys'a elendik ama bir daha kabuk değiştirdik. bir sürprizle osimhen geldi. kadıköy'de ezici futbolla fener'i 3-1 yenen takım avrupa liginde ilk 5 maçta iyi futbolla beraber iyi sonuçlar aldı. derken icardi sakatlandı. çift santrfordan vazgeçildi ama oyun hep riskliydi, nihayetinde takım yorgunluktan ve sakatlıktan düştüğünde oyun tamamen de çöktü. ligi idare ettik ama avrupa liginde durumu idare edemedik. son haftaya kadar ilk 8'de kalan takım bir anda 14. sırada kendini buluverdi. elemede az alkmaar'a karşı rezil olan takım o hafta karşılaştığı fenerbahçe'ye karşı kendi evinde şut bile çekemedi. sonra takım bir daha kabuk değiştirdi. eren-lemina takıma monte oldu, yunus-sara geri döndü. üçlü mü dörtlü mü derken üçlü savunma için alınan cuesta-franky-kısmen morata planı tutmadı. kupadaki fenerbahçe maçıyla yine kabuk değiştirdik. ve son düzlüğe 5. viteste girdik. son dönemde oynanan oyun okan buruk döneminin en güçlü oyunu bile olabilir. üstelik avrupa'da iş yapabilecek defansif güvenliği de sağlıyor bu oyun.
24-25 sezonunda en az 6-7 farklı galatasaray izlediğimizi düşünüyorum. bu bir yandan başarıdır. yolun kapalı olduğu zamanlarda bile okan buruk bir şekilde yolu bulmaya çalışmış ve başarmış. bu bir yandan başarısızlıktır. çünkü bu sallantılı grafik ve plansızlık bize avrupa'da başarı imkanı vermemiş.
şampiyonlar liginde isterse en baba takımlar gelsin. ben karamsar olmam. ben galatasaraylıyım. her zaman imkansızı bile hayal ederim ama ben sadece taraftarım. yönetim ve teknik ekibin 24-25 sezonundan çıkaracağı bolca ders var diye düşünüyorum. galatasaray eğer dersine çalışırsa en azından büyük bir hayal kırıklığı olmayacağını düşünüyorum. okyanusu geçip derede boğulmakla geçti son 2 sezon maalesef. yoksa türk futbol tarihinde bayern'e, tottenham'a karşı oynanan oyunların bir benzeri olduğunu düşünmüyorum. biraz istikrarlı olursak bu takım yapar. peki hangi galatasaray? sürekli eksikli gedikli galatasaray mı, yoksa kendine güvenen galatasaray mı? buna yönetim ve teknik ekip karar verecek.