415
mayıs ayında ali sami yen kapalısına vuran güneş...
neyin habercisi? bilmeyen var mı ki?
sarı kırmızılı topçular da bunun farkında ki düşmemek için can çekişen sivasspor karşısında öyle bir başlangıç yaptılar ki ilk yarım saat dört defa kırmızı-beyazlı ekibin kalesine geldiler, dört tane de gol kaydına muvaffak oldular...
ama ne goller... hepsi de hafta boyu taktik odalarında çizilmiş, idmanlarda çalışılmış goller... rakip ceza sahası cıvarında baskı yapıyor galatasaraylılar, topu 3-5 saniye içinde çalıyor, bir bekten diğer beke oyun yönünü çevirip, rakibi şakına çeviriyor ve ceza sahası içinde "atik" davranıp kaleci yetenekleri olmadığı halde yıllarca sivasspor kalesini koruyan ali şaşal'ı mağlup ediveriyorlardı.
9. dakika yunus sağ kanattan sol tarafa eren'e ortaladı, onun tek pasında osimhen şutladı, seken topu son haftaların golcüsü torreira filelere yolladı. son 7 maçta 5 gol ve toplamda 6 golle torreira kariyer rekoru kırıyordu. beş dakika sonra yine sağ kanattan sallai ortaladı, moratta topukla eren'e verdi, şutu direkten döndü, osimhen boş kaleye yollarken rekor egale ediyordu. yine 6 dakika aradan sonra osimhen'in sağ kanattan ortasında tolga topu kaptı ama barış ondan söküp meşin yuvarlağı uzaktan şutu filelerle sarmaş dolaş oluyordu. ve dakikalar 30u gösterirken sallai yine sağ kanattan serbest atışta orta yaptı, kafalardan seken topu osimhen iyi kontrol etti ve iki adımdan yapması gerekeni yaptı ve galatasaray formasıyla çıktığı 37 maçta 33 gole ulaşarak kariyer rekorunu kırıyordu.
çalışılmış, makine düzeninde goller... hem teknik direktör hem de topçular alkışı hak ediyorlar...
sivas'taki karşılaşmanın "kötü niyetlisi" manaj'ı sami yen'de hiç de iyi niyetli duygularla karşılamadı galatasaray taraftarı da arnavut golcü 32 dakikada muslera'yı mağlup edince, galatasaray taraftarını daha da öfkelendirdi, fatura da muslera'ya kesildi. "kaleye ilk gelen şut gol olmuş"tu tek suçu uruguaylının... peki bu günahsa, kaçıncı şut gol olunca kaleci günah keçisi olmuyor? üçüncü, beşinci yoksa onuncu mu?
galatasaray'ın yediği gol canımızı acıtmadı ama maçın iyilerinden eren'in daha devre bitmeden sakatlanarak oyundan çıkması ağzımızın tadını kaçırdı. umarım tedbir amaçlıdır, eren eski takımına karşı trabzon'da sol bekin muhafızı olur tekrar.
sakatlığını atlatıp, ligin başında ağızımıza bal çaldığı performansını tekrar göstermeye başlayan yunus, osimhen'e "hattrick" şansı verdi, nijeryalı kaleciye takıldı, ikinci yarı başlarken bu kez sallai asist yaptı ama osimhen bir adım ilerideydi, "üçleme"sini iptal etti var hakemi.
sonrası zaten "bitse de gitsek" havasındaydı, okan buruk rasyonel davranıp sarı kart sınırında olan osimhen'i mertens'le ve sanchez'i de kaan'la değiştirirken, lemina'yı da korumak için yanına alıp sara'yı oyuna sürdü. sonraki dakikalar da torreira alkışlatılıp, berkan'la yer değiştirdi.
ikinci devre skorun da rahatlığı ile galatasaraylılar vitesi çok artırmazken, uzaktan şutlarla beşinci golü aradılar ama tabelayı değiştirmediler.
futbol tanrılarının ara ara kendi adaletlerini sağladıklarından bahsediyoruz, ilk devre sona ererken efkan'ın topla alakası olmadığı halde sanchez'e tekme sallamasına maçın hakemi ozan ergün kayıtsız kalmıştı ama "görünmez bir el" sivaslı topçuya dokunup, onu sakatladı ve ikinci yarı oyuna devam edemedi efkan. kimse sakatlanmasın da, kimse de kasti olarak rakibine tekme atmasın...
geri sayımda bir sayfaya daha çarpı atıp yeni bir sayfaya yelken açtı galatasaray. şimdi hedef karadeniz'in hırçın dalgalarından galibiyetle dönüp, belki de 25. şampiyonluğu "resmi" olarak da tescil ettirmek. hele ki tarafsız olması gerekirken dursun özbek'le bir çatışmaya girip, her verdiği karar galatasaray'ın aleyhinde olan federasyon başkanının memleketinde galatasaray'ın şampiyon olması uzun yıllar konuşulacak bir olay olacaktır... neden olmasın?
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...ray4-1sivasspor.html
neyin habercisi? bilmeyen var mı ki?
sarı kırmızılı topçular da bunun farkında ki düşmemek için can çekişen sivasspor karşısında öyle bir başlangıç yaptılar ki ilk yarım saat dört defa kırmızı-beyazlı ekibin kalesine geldiler, dört tane de gol kaydına muvaffak oldular...
ama ne goller... hepsi de hafta boyu taktik odalarında çizilmiş, idmanlarda çalışılmış goller... rakip ceza sahası cıvarında baskı yapıyor galatasaraylılar, topu 3-5 saniye içinde çalıyor, bir bekten diğer beke oyun yönünü çevirip, rakibi şakına çeviriyor ve ceza sahası içinde "atik" davranıp kaleci yetenekleri olmadığı halde yıllarca sivasspor kalesini koruyan ali şaşal'ı mağlup ediveriyorlardı.
9. dakika yunus sağ kanattan sol tarafa eren'e ortaladı, onun tek pasında osimhen şutladı, seken topu son haftaların golcüsü torreira filelere yolladı. son 7 maçta 5 gol ve toplamda 6 golle torreira kariyer rekoru kırıyordu. beş dakika sonra yine sağ kanattan sallai ortaladı, moratta topukla eren'e verdi, şutu direkten döndü, osimhen boş kaleye yollarken rekor egale ediyordu. yine 6 dakika aradan sonra osimhen'in sağ kanattan ortasında tolga topu kaptı ama barış ondan söküp meşin yuvarlağı uzaktan şutu filelerle sarmaş dolaş oluyordu. ve dakikalar 30u gösterirken sallai yine sağ kanattan serbest atışta orta yaptı, kafalardan seken topu osimhen iyi kontrol etti ve iki adımdan yapması gerekeni yaptı ve galatasaray formasıyla çıktığı 37 maçta 33 gole ulaşarak kariyer rekorunu kırıyordu.
çalışılmış, makine düzeninde goller... hem teknik direktör hem de topçular alkışı hak ediyorlar...
sivas'taki karşılaşmanın "kötü niyetlisi" manaj'ı sami yen'de hiç de iyi niyetli duygularla karşılamadı galatasaray taraftarı da arnavut golcü 32 dakikada muslera'yı mağlup edince, galatasaray taraftarını daha da öfkelendirdi, fatura da muslera'ya kesildi. "kaleye ilk gelen şut gol olmuş"tu tek suçu uruguaylının... peki bu günahsa, kaçıncı şut gol olunca kaleci günah keçisi olmuyor? üçüncü, beşinci yoksa onuncu mu?
galatasaray'ın yediği gol canımızı acıtmadı ama maçın iyilerinden eren'in daha devre bitmeden sakatlanarak oyundan çıkması ağzımızın tadını kaçırdı. umarım tedbir amaçlıdır, eren eski takımına karşı trabzon'da sol bekin muhafızı olur tekrar.
sakatlığını atlatıp, ligin başında ağızımıza bal çaldığı performansını tekrar göstermeye başlayan yunus, osimhen'e "hattrick" şansı verdi, nijeryalı kaleciye takıldı, ikinci yarı başlarken bu kez sallai asist yaptı ama osimhen bir adım ilerideydi, "üçleme"sini iptal etti var hakemi.
sonrası zaten "bitse de gitsek" havasındaydı, okan buruk rasyonel davranıp sarı kart sınırında olan osimhen'i mertens'le ve sanchez'i de kaan'la değiştirirken, lemina'yı da korumak için yanına alıp sara'yı oyuna sürdü. sonraki dakikalar da torreira alkışlatılıp, berkan'la yer değiştirdi.
ikinci devre skorun da rahatlığı ile galatasaraylılar vitesi çok artırmazken, uzaktan şutlarla beşinci golü aradılar ama tabelayı değiştirmediler.
futbol tanrılarının ara ara kendi adaletlerini sağladıklarından bahsediyoruz, ilk devre sona ererken efkan'ın topla alakası olmadığı halde sanchez'e tekme sallamasına maçın hakemi ozan ergün kayıtsız kalmıştı ama "görünmez bir el" sivaslı topçuya dokunup, onu sakatladı ve ikinci yarı oyuna devam edemedi efkan. kimse sakatlanmasın da, kimse de kasti olarak rakibine tekme atmasın...
geri sayımda bir sayfaya daha çarpı atıp yeni bir sayfaya yelken açtı galatasaray. şimdi hedef karadeniz'in hırçın dalgalarından galibiyetle dönüp, belki de 25. şampiyonluğu "resmi" olarak da tescil ettirmek. hele ki tarafsız olması gerekirken dursun özbek'le bir çatışmaya girip, her verdiği karar galatasaray'ın aleyhinde olan federasyon başkanının memleketinde galatasaray'ın şampiyon olması uzun yıllar konuşulacak bir olay olacaktır... neden olmasın?
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...ray4-1sivasspor.html