440
sevgili hocam... mektubumda senden çok net bir şey isteyeceğim.
kazanmayı çok iyi biliyorsun. ancak kaybetmeyi de artık öğrenmen gerekiyor.
senin en büyük sorunun bu. yenilmeyi bilmiyor, zor bir durumda tekrar işleri toparlayacağın yerde sağa sola sataşıyorsun. daha kötüsü sataşmayı da çirkinleşerek yapıyor, mağlubiyetin sorumluluğunu üstünden atmaya çalışıyorsun... avrupa'dan elenince "kadro planlamasını bu sene beceremedik. seneye şampiyonlar ligi'nde bu seneki başarısızlığımızdan ders almış bir şekilde kadro kuracağız" demek var "takımdan gitmek istiyorum diye tutturan oyuncular yüzündan planımız bozuldu" demek var.
nelsson'un yerine berkan'ı oynatan sensin.
sezon ortasında 3lü'ye dönüp nicelik olarak yetersiz defansla kalan sensin.
sezon başında kendi altyapından yetişmiş, 2 topçudan birini takımda kalmaya ikna edemeyen sensin
takımda 6 tane gurbetçi oyuncu tutan sensin. yav yedek kalecimiz bile gurbetçi...
çıkıp da nelsson'a suçu atmana gerek yok hocam. morinyo'nun bile senin kadar kredisi yoktu. bu şekilde demeçler vererek kendi kredini de düşürüyorsun farkında değilsin. en basitinden şu fener maçından sonra "dı kıraying van ehi ehi" demek ile "biz sahaya kıran kırana bir derbi için çıkmıştık. maalesef 1 puana razı bir alt lig takımı ve kale önündeki otobüs ile karşılaşmayı beklemiyorduk" demek arasında uçurum var. (dı kıraying van diye ben twitter'da senin yerine de yazarım. sen benim rolüme soyunma)
morinyo'nun real, manu vs'den önce roma sonra da fener'e düşme nedenlerinden biri de zaten böyle saçma salak demeçler vermesiydi.
doğruya doğru. hala 2 maç berabere kalma lüksün var. ama olası bir puan kaybından sonra bahane üretme. oyuncularda da, taraftarda da, yönetim üzerinde de bir ağırlığın olsun. ateşlisin anlıyorum. diğer ateşli hocalara bak. ne bileyim simeone'ye bak. ağır adamlık için ancelotti'ye bak.
çok çok çok büyük hoca olma potansiyelin var ama gözümüzün önünde freddy adu'ya döneceksin farkında değilsin.
kazanmayı çok iyi biliyorsun. ancak kaybetmeyi de artık öğrenmen gerekiyor.
senin en büyük sorunun bu. yenilmeyi bilmiyor, zor bir durumda tekrar işleri toparlayacağın yerde sağa sola sataşıyorsun. daha kötüsü sataşmayı da çirkinleşerek yapıyor, mağlubiyetin sorumluluğunu üstünden atmaya çalışıyorsun... avrupa'dan elenince "kadro planlamasını bu sene beceremedik. seneye şampiyonlar ligi'nde bu seneki başarısızlığımızdan ders almış bir şekilde kadro kuracağız" demek var "takımdan gitmek istiyorum diye tutturan oyuncular yüzündan planımız bozuldu" demek var.
nelsson'un yerine berkan'ı oynatan sensin.
sezon ortasında 3lü'ye dönüp nicelik olarak yetersiz defansla kalan sensin.
sezon başında kendi altyapından yetişmiş, 2 topçudan birini takımda kalmaya ikna edemeyen sensin
takımda 6 tane gurbetçi oyuncu tutan sensin. yav yedek kalecimiz bile gurbetçi...
çıkıp da nelsson'a suçu atmana gerek yok hocam. morinyo'nun bile senin kadar kredisi yoktu. bu şekilde demeçler vererek kendi kredini de düşürüyorsun farkında değilsin. en basitinden şu fener maçından sonra "dı kıraying van ehi ehi" demek ile "biz sahaya kıran kırana bir derbi için çıkmıştık. maalesef 1 puana razı bir alt lig takımı ve kale önündeki otobüs ile karşılaşmayı beklemiyorduk" demek arasında uçurum var. (dı kıraying van diye ben twitter'da senin yerine de yazarım. sen benim rolüme soyunma)
morinyo'nun real, manu vs'den önce roma sonra da fener'e düşme nedenlerinden biri de zaten böyle saçma salak demeçler vermesiydi.
doğruya doğru. hala 2 maç berabere kalma lüksün var. ama olası bir puan kaybından sonra bahane üretme. oyuncularda da, taraftarda da, yönetim üzerinde de bir ağırlığın olsun. ateşlisin anlıyorum. diğer ateşli hocalara bak. ne bileyim simeone'ye bak. ağır adamlık için ancelotti'ye bak.
çok çok çok büyük hoca olma potansiyelin var ama gözümüzün önünde freddy adu'ya döneceksin farkında değilsin.
