220
yaz transfer döneminde istediğimiz oyuncuyu parayı verip alamadık. onun yerine jelert, salai, frankowski ve son olarak cuesta ile o bölgeyi doldurmaya çalıştık. bu oyunculara ödediğimiz/ödeyeceğimiz bonservis ücretleri (bonuslar hariç) 31 milyon €'yu buluyor. oysa wan bisakka kulübünden sadece 18 milyon €'ya ayrıldı.
üstelik sezonun ilk yarısında o pozisyonda sıklıkla yunus, barış ve kaan'ı oynattık. bu pozisyondaki istikrarsızlığın, her iki avrupa kupasından da erken elenmemizde büyük payı olduğunu hepimiz biliyoruz. kaybettiğimiz ödül paralarını ve itibarımızı da hesaba katarsak, en az 30 milyon € daha zarardayız.
peki, bugün geldiğimiz noktada elimizde ne var? onca transfer yapmamıza rağmen hâlâ düzgün bir şekilde dolduramadığımız bir pozisyon.
galatasaray taraftarı olarak bizim de bu durumda payımız var. yazın, 120 yıllık tarihimizde boey tarzı kârlı bir baska satış yapmamış olmamıza rağmen, "boey gibi transfer" diye ortalığı inlettik. oysa yapmamız gereken şey belliydi: geçmişi sağlam, henüz potansiyelini yitirmemiş ve şu an ortalamanın üzerinde performans verebilecek bir oyuncuya yatırım yapıp parayı gözümüzü kırpmadan vermek.
şunu anlamamız gerekiyor: biz bir yetiştirici kulüp değiliz. futbol iklimimiz buna uygun değil. başka takımlar 10 oyuncu alır, 2'sini yetiştirip satar ve kâr eder. bizde bu sayı en fazla 2. ne sabrımız ne de bu tür maceralara ayıracak bütçemiz var. bizim her 2 oyuncumuzdan 1'inin tutması şart. bu yüzden riskli projelere girmeye gerek yok.
üstelik sezonun ilk yarısında o pozisyonda sıklıkla yunus, barış ve kaan'ı oynattık. bu pozisyondaki istikrarsızlığın, her iki avrupa kupasından da erken elenmemizde büyük payı olduğunu hepimiz biliyoruz. kaybettiğimiz ödül paralarını ve itibarımızı da hesaba katarsak, en az 30 milyon € daha zarardayız.
peki, bugün geldiğimiz noktada elimizde ne var? onca transfer yapmamıza rağmen hâlâ düzgün bir şekilde dolduramadığımız bir pozisyon.
galatasaray taraftarı olarak bizim de bu durumda payımız var. yazın, 120 yıllık tarihimizde boey tarzı kârlı bir baska satış yapmamış olmamıza rağmen, "boey gibi transfer" diye ortalığı inlettik. oysa yapmamız gereken şey belliydi: geçmişi sağlam, henüz potansiyelini yitirmemiş ve şu an ortalamanın üzerinde performans verebilecek bir oyuncuya yatırım yapıp parayı gözümüzü kırpmadan vermek.
şunu anlamamız gerekiyor: biz bir yetiştirici kulüp değiliz. futbol iklimimiz buna uygun değil. başka takımlar 10 oyuncu alır, 2'sini yetiştirip satar ve kâr eder. bizde bu sayı en fazla 2. ne sabrımız ne de bu tür maceralara ayıracak bütçemiz var. bizim her 2 oyuncumuzdan 1'inin tutması şart. bu yüzden riskli projelere girmeye gerek yok.