4702
2024 yazından beri açık bir şekilde taraftarı salak yerine koyan yönetim. lamı cimi yok, yaşanan şey bu. paralı kalemleri üzerinden taraftarı oyalamak ve kandırmak dışında hiçbir şey yapmıyorlar. bu da salak yerine koymaktır zaten.
hiçbir planları, programları, becerileri olmadığı için amaçladıkları tek şey küfür yemeden o günü bitirmek. ciddi söylüyorum kafalarında başka hiçbir şey yok. sadece amaçsız bir şekilde zaman kazanmaya çalışıyorlar. ''gün doğmadan neler doğar, yeni gün yeni umutlar, yarın ola hayrola'' kafasıyla öyle zaman öldürüyorlar. bunun için de birkaç belli yöntem bulmuşlar, karışık bir şekilde uyguluyorlar.
1) yıldız veya taraftarın ilgisini çekecek bir ismi piyasaya salmak. ilkay, rashford, dybala, rabiot... gerçekten bir ilgimiz olsun veya olmasın, ihtimali olsun ya da olmasın taraftarın büyük çoğunluğunu mutlu edecek isimlerle günleri geçirmek. tamamen kolpaysa bile ses çıkarmamak, mevzu tamamen bittikten sonra paralı kalemlere ''galatasaray'ın zaten hiç ilgisi olmadı.'' dedirtmek. böylelikle o günlerde küfür yemekten kurtulmak.
2) bir oyuncu üzerinden sürekli ''pazarlık yapılıyor'' kolpası sıkmak. doue, mikautadze, arias, skrinar... ''galatasaray'ın kuruşuna kadar her parasının değerini biliyoruz.'' rüzgarı estirmeye çalışmak. oysa ki bir teklif yapılıyor, bu reddediliyor veya kabul ediliyor. olmadı hemen bir iki revizyon yapılıyor. futbol oyunu gibi sürekli yeni teklifle adamların kucağına gitmiyorsun. bedelde anlaşılamıyor, topçuyla anlaşılamıyor ancak transferin akıbeti belli oluyor yani. burada da ses çıkarılmıyor. günlerce ''pazarlık, ufak pürüzler, bitme noktası'' gibi tabirlerle yaşamaya devam ediyoruz. oysa ki defter çoktan kapanmış. zaten sonra da başka takım adamı alıp götürüyor. sonra şöyle bir haber düşüyor aynı satılık kalemlerden: ''galatasaray sürekli teklif verdi gibi bir durum yok. şunu teklif edip beklemeye geçti ve olmadı.bu defter zaten kapanmıştı.'' süreç boyunca ise o isimle uğraşılıyormuş, ondan transfer yapamıyormuşuz gibi davranılıyor.
3) fırsat transferi kolpası. allah yüzlerine güldü de osimhen piyangosu da vurdu ya şimdi değmeyin keyiflerine. ellerinde argüman da var artık. avrupa'da transferin bitmesi beklenir hep çünkü her mevki için osimhen ayarında bir piyango illa vuracaktır. tabii bu ''biz beceremiyor değiliz, bilinçli şekilde kendi isteğimizle transferin son gününü bekliyoruz. sabırlı olun.'' kolpası taraftarda en az etkiyi uyandıran kolpadır.
4) sona geldik. transferin son günlerine doğru direkt kendi ağızlarından duymayacağımız şekilde şöyle söylemler düşer: ''bizim çok iyi bir kadromuz ve hocamız var. şampiyon kadro bu, yine mayıs'ta biz şampiyon olacağız. güvenin bize.'' bu da ön almaktır anlayacağınız üzere. ''artık zaman daraldı. biz de görevimizi yapamadık ama okan buruk yine üstün çabasıyla bizi şampiyon yapar. siz de bize fazla sövmeyin.'' demektir.
bir transfer döneminin daha sonuna geldiniz. bir sonrakinde görüşmek üzere.
hiçbir planları, programları, becerileri olmadığı için amaçladıkları tek şey küfür yemeden o günü bitirmek. ciddi söylüyorum kafalarında başka hiçbir şey yok. sadece amaçsız bir şekilde zaman kazanmaya çalışıyorlar. ''gün doğmadan neler doğar, yeni gün yeni umutlar, yarın ola hayrola'' kafasıyla öyle zaman öldürüyorlar. bunun için de birkaç belli yöntem bulmuşlar, karışık bir şekilde uyguluyorlar.
1) yıldız veya taraftarın ilgisini çekecek bir ismi piyasaya salmak. ilkay, rashford, dybala, rabiot... gerçekten bir ilgimiz olsun veya olmasın, ihtimali olsun ya da olmasın taraftarın büyük çoğunluğunu mutlu edecek isimlerle günleri geçirmek. tamamen kolpaysa bile ses çıkarmamak, mevzu tamamen bittikten sonra paralı kalemlere ''galatasaray'ın zaten hiç ilgisi olmadı.'' dedirtmek. böylelikle o günlerde küfür yemekten kurtulmak.
2) bir oyuncu üzerinden sürekli ''pazarlık yapılıyor'' kolpası sıkmak. doue, mikautadze, arias, skrinar... ''galatasaray'ın kuruşuna kadar her parasının değerini biliyoruz.'' rüzgarı estirmeye çalışmak. oysa ki bir teklif yapılıyor, bu reddediliyor veya kabul ediliyor. olmadı hemen bir iki revizyon yapılıyor. futbol oyunu gibi sürekli yeni teklifle adamların kucağına gitmiyorsun. bedelde anlaşılamıyor, topçuyla anlaşılamıyor ancak transferin akıbeti belli oluyor yani. burada da ses çıkarılmıyor. günlerce ''pazarlık, ufak pürüzler, bitme noktası'' gibi tabirlerle yaşamaya devam ediyoruz. oysa ki defter çoktan kapanmış. zaten sonra da başka takım adamı alıp götürüyor. sonra şöyle bir haber düşüyor aynı satılık kalemlerden: ''galatasaray sürekli teklif verdi gibi bir durum yok. şunu teklif edip beklemeye geçti ve olmadı.bu defter zaten kapanmıştı.'' süreç boyunca ise o isimle uğraşılıyormuş, ondan transfer yapamıyormuşuz gibi davranılıyor.
3) fırsat transferi kolpası. allah yüzlerine güldü de osimhen piyangosu da vurdu ya şimdi değmeyin keyiflerine. ellerinde argüman da var artık. avrupa'da transferin bitmesi beklenir hep çünkü her mevki için osimhen ayarında bir piyango illa vuracaktır. tabii bu ''biz beceremiyor değiliz, bilinçli şekilde kendi isteğimizle transferin son gününü bekliyoruz. sabırlı olun.'' kolpası taraftarda en az etkiyi uyandıran kolpadır.
4) sona geldik. transferin son günlerine doğru direkt kendi ağızlarından duymayacağımız şekilde şöyle söylemler düşer: ''bizim çok iyi bir kadromuz ve hocamız var. şampiyon kadro bu, yine mayıs'ta biz şampiyon olacağız. güvenin bize.'' bu da ön almaktır anlayacağınız üzere. ''artık zaman daraldı. biz de görevimizi yapamadık ama okan buruk yine üstün çabasıyla bizi şampiyon yapar. siz de bize fazla sövmeyin.'' demektir.
bir transfer döneminin daha sonuna geldiniz. bir sonrakinde görüşmek üzere.
