9216
üzerinde ah, halinde vah, zihninde kir, çarklarında pas, geçmişinde leke, şimdisinde telaş, geleceğinde karanlık, cebinde para, dilinde yalan, başkanında ve lahmacununda art niyet bulunan futbol takımı.
her sene aynı taktik ile sezonlarını, tarihlerini idame ettirmeye çalışıyorlar. hiçbirinde olmuyor. hiçbirinde başaramıyorlar. cebindeki para ile dilindeki yalan ile medyayı, federasyonu, kurulları ve daha birçoğunu manipüle edip, kendilerine tanınan ayrıcalıkları meşrulaştırmasını istiyorlar. yollarında muz kabuğu gördükleri anda, annesinin karnından yeni çıkmış bir bebek gibi hüngür hüngür ağlamaya başlıyorlar. ama bir bebekten farklı olarak etraflarına da saldırıyorlar.
saldırdıkları şey ise cebindeki para ve dilindeki yalan ile manipüle etmeye çalıştığı şeyler ile aynı. yabancı hakem getiriyorlar, yabancı hakemin kararıyla şampiyonluktan oluyorlar ve hakemlere sallıyorlar. medyada 6 ay boyunca kendilerini övdürtüyorlar, suyun karşı tarafı övülünce teknik direktörleri çıkıp neden beni övmüyorsunuz diyor. eski başkanlarıyla televizyona çıkıyorlar, promil yüzünden kıpkırmızı olmuş suratlarıyla çıkıp kendilerini rezil ediyorlar. koskoca medyada kulüpteki hataları söyleyen, açık sözlü, aklı başında bir insan buluyorlar, gidiyorlar kasklı adamlarla topuklarından susturuyorlar. seçilmesini istemediklerini açık açık belli ettikleri federasyon başkanı ile kol kola girip suyun karşı tarafı ile münakaşaya girmeye çalışıyorlar. ucunda kupa olan bir müsabakaya u19 takımıyla çıkıp gencecik çocukları rezil ve rencide ediyorlar, gol yiyince sahadan çekiliyorlar. kulübeye birbirinden kallavi hocalar getiriyorlar, hepsinin ağzına aynı kulpları takıp aynı şeyleri konuşturuyorlar.
bu ülkedeki sayılı zenginlere ev sahipliği yapıyorlar, ama bilmiyorlar ki çantalarca dolu paralar yüreğiyle sonuna kadar savaşan insanları yenemez.
üzerindeki ah da boşuna değil, halindeki vah da. zihnindeki kir de boşuna değil, çarklarında pas da. kısacası tanımda yazdığım hiçbir şey boşuna değil. beter olsunlar inşallah.
her sene aynı taktik ile sezonlarını, tarihlerini idame ettirmeye çalışıyorlar. hiçbirinde olmuyor. hiçbirinde başaramıyorlar. cebindeki para ile dilindeki yalan ile medyayı, federasyonu, kurulları ve daha birçoğunu manipüle edip, kendilerine tanınan ayrıcalıkları meşrulaştırmasını istiyorlar. yollarında muz kabuğu gördükleri anda, annesinin karnından yeni çıkmış bir bebek gibi hüngür hüngür ağlamaya başlıyorlar. ama bir bebekten farklı olarak etraflarına da saldırıyorlar.
saldırdıkları şey ise cebindeki para ve dilindeki yalan ile manipüle etmeye çalıştığı şeyler ile aynı. yabancı hakem getiriyorlar, yabancı hakemin kararıyla şampiyonluktan oluyorlar ve hakemlere sallıyorlar. medyada 6 ay boyunca kendilerini övdürtüyorlar, suyun karşı tarafı övülünce teknik direktörleri çıkıp neden beni övmüyorsunuz diyor. eski başkanlarıyla televizyona çıkıyorlar, promil yüzünden kıpkırmızı olmuş suratlarıyla çıkıp kendilerini rezil ediyorlar. koskoca medyada kulüpteki hataları söyleyen, açık sözlü, aklı başında bir insan buluyorlar, gidiyorlar kasklı adamlarla topuklarından susturuyorlar. seçilmesini istemediklerini açık açık belli ettikleri federasyon başkanı ile kol kola girip suyun karşı tarafı ile münakaşaya girmeye çalışıyorlar. ucunda kupa olan bir müsabakaya u19 takımıyla çıkıp gencecik çocukları rezil ve rencide ediyorlar, gol yiyince sahadan çekiliyorlar. kulübeye birbirinden kallavi hocalar getiriyorlar, hepsinin ağzına aynı kulpları takıp aynı şeyleri konuşturuyorlar.
bu ülkedeki sayılı zenginlere ev sahipliği yapıyorlar, ama bilmiyorlar ki çantalarca dolu paralar yüreğiyle sonuna kadar savaşan insanları yenemez.
üzerindeki ah da boşuna değil, halindeki vah da. zihnindeki kir de boşuna değil, çarklarında pas da. kısacası tanımda yazdığım hiçbir şey boşuna değil. beter olsunlar inşallah.
