2606
fenerbahçe’nin medya kartelindeki en prime tetikçisidir. fb rekabette kaybettikçe şirazesi kayıyor, kaydıkça çelişiyor, kendisiyle çelişmekten başı dönüyor. bu kafayla devam ederse fenerbahçe tv’de ahmet ercanlar ile karşılıklı racon keser hale gelir, yakındır.
özne fenerbahçe olunca kötüden iyi, özne galatasaray olunca iyiden kötü bulmayı çok çok iyi becerir. belki de tek becerisidir.
aziz yıldırım’ın talimatıyla yandex’e giren bir adamın futbolda entelektüel elit sınıfında kabul edilmesini anlamlandıramıyorum. tabii ki tek referans bu değil. üzgünüm ama benim hafızam biraz fil gibidir, kolay unutmuyorum. özellikle bu işi kötü niyetli yapan adamların söylemleri kafama çakılıyor. daha önce defalarca yaptığı sinsilikleri çok çabuk unuttuğumuz için, şöyle kısaca hatırlatalım;
çok yakın zamanda kaan ayhan’a yaptığı imayı hepimiz biliyoruz. kaan'ın tüm sezonu fedakarlık yaparak sakat geçirdiğini, ameliyat olması gerektiğini bilmiyor mu sanıyorsunuz kendisi? aynı cümleyi bir kez olsun defalarca milli takım kampı öncesi sakatlanan fenerbahçeli futbolcular için bir kez olsun kurmuş mudur?
torreira hakemi aldatıyor ve bu kendi seyircisi tarafından yuhalanmalı diyen adam, temassız kendini yere atarak penaltı almaya çalışan emek hırsızı osai için “adrenalin yüzünden” diyebiliyor.
kerem aktürkoğlu’nun türk futbolundaki sistematik altyapı sorunlarını, uğradığı mobbingi anlattığı röportaj hakkında “cahilce söylemler, galatasarayda oynuyorsun işte ya” diyebiliyor.
sneijder’i hollandalı yeniçeri ilan edip galatasaray taraftarının önüne medya yoluyla atıp, takıma pozitif fayda sağlaması açısından yolların ayrılması gerektiğini söyleyebiliyor. bir süre sonra yine hollandalı van persie’nin fenerbahçe’de sebep olduğu krizde ise takımda kalması gerektiğini, taraftarın bu tarz dedikodulara kulak asmaması gerektiğini aldığı talimatla söyleyebiliyor. iki benzer olaya yaklaşım farkıyla niyetini anlamayanlara anlatacak bir şey yok zaten.
donk’u transfer ettiğimiz dönem galatasaray’a büyük katkı yapacağını, takımın ihtiyacı olan bir oyuncu olduğunu söyleyip; bu sözlerinden 1 ay sonra başlardaki kötü performansından ötürü; galatasaray’ın kasımpaşa’dan adam transfer edip bir şey beklememesi gerektiğini söyleyebiliyor.
bruma transferi yapıldığında “iddia ediyorum 2-3 yıl içerisinde 50 milyon eurodan aşağıya satılmayacak” diyip, sonrasında “bruma’ya 13 milyon kim verdirdiyse onun aklından şüphe ederim, mali tablodan o sorumludur” diyebiliyor.
şimdi ise galatasaray’ın maliyetlerinden bahsedip, başımıza spor muhasebecisi kesilen adam, fenerbahçenin koç ismi olmasa altından kalkamayacağı maliyetlerle illegal şekilde harcadığı 250 milyon euroya yakın parayı konuşmak yerine kulağının üstüne yatabiliyor.
çelişmekten başı dönmüş kişidir. dönmekten başladığı yere geri dönmüş bir kişidir. diğer zilyon tane fanatik fenerbahçeli yorumcudan hiçbir farkı olmayan ama ne hikmetse bizim taraftarlarımızca bile farklıymış gibi lanse edilen kişidir.
daha çok örnek sayarım, malzeme çok ama vaktim yok.
mehmet bey, eğer burayı okuyorsanız;
daha önce yemek ve turistik gezi yazarlığı denediniz pek tutmadı. sanırım o yüzden futbolu tercih ettiniz, futbola ne katma değeriniz oldu? gerçekten sormak ve bilmek isterim.
bir kere şike hakkında konuştunuz mu, şikeyi, şikecileri kınadınız mı? “bu ülke, bu siyaset, içinde dahil olduğum medya, tff, bir takımın hakkını çaldı” diyebildiniz mi? tabi ki hayır. aksine savundunuz. siz dünyanın en sikindirik mesleklerinden ve türkiye'de hemen herkesin yapabileceği futbol yorumculuğu ile iştigal ediyorsunuz. yarattığınız katma değer sıfır. sıradan vatandaşın en basit mesleği sizden daha fazla katkı sağlar memlekete. lütfen bu havalara girmeyin, komik oluyor.
mehmet demirkol olmak isteyenler için ise 7 adımlık rehber hazırladım, çok zor değil.
- yandan hafif sinsi bir gülüş,
- ağzı yayık konuşma,
- son kelimeleri yuvarlama,
- sıkça “ya abi bırakın bu işleri” kullanımı,
- sıkışınca “o işin farklı bir boyutu” çıkışı,
- camiasını savunmak için en aykırı fikri çok normal bir şeymiş gibi sakin bir şekilde dile getirme,
- tespit yaptığını sanıp cümle sonunda es vererek “ne yorum yaptım ama, kimsenin söylemediğini söyledim” tripleri.
tebrikler, artık bir mehmet demirkol’sunuz.
özne fenerbahçe olunca kötüden iyi, özne galatasaray olunca iyiden kötü bulmayı çok çok iyi becerir. belki de tek becerisidir.
aziz yıldırım’ın talimatıyla yandex’e giren bir adamın futbolda entelektüel elit sınıfında kabul edilmesini anlamlandıramıyorum. tabii ki tek referans bu değil. üzgünüm ama benim hafızam biraz fil gibidir, kolay unutmuyorum. özellikle bu işi kötü niyetli yapan adamların söylemleri kafama çakılıyor. daha önce defalarca yaptığı sinsilikleri çok çabuk unuttuğumuz için, şöyle kısaca hatırlatalım;
çok yakın zamanda kaan ayhan’a yaptığı imayı hepimiz biliyoruz. kaan'ın tüm sezonu fedakarlık yaparak sakat geçirdiğini, ameliyat olması gerektiğini bilmiyor mu sanıyorsunuz kendisi? aynı cümleyi bir kez olsun defalarca milli takım kampı öncesi sakatlanan fenerbahçeli futbolcular için bir kez olsun kurmuş mudur?
torreira hakemi aldatıyor ve bu kendi seyircisi tarafından yuhalanmalı diyen adam, temassız kendini yere atarak penaltı almaya çalışan emek hırsızı osai için “adrenalin yüzünden” diyebiliyor.
kerem aktürkoğlu’nun türk futbolundaki sistematik altyapı sorunlarını, uğradığı mobbingi anlattığı röportaj hakkında “cahilce söylemler, galatasarayda oynuyorsun işte ya” diyebiliyor.
sneijder’i hollandalı yeniçeri ilan edip galatasaray taraftarının önüne medya yoluyla atıp, takıma pozitif fayda sağlaması açısından yolların ayrılması gerektiğini söyleyebiliyor. bir süre sonra yine hollandalı van persie’nin fenerbahçe’de sebep olduğu krizde ise takımda kalması gerektiğini, taraftarın bu tarz dedikodulara kulak asmaması gerektiğini aldığı talimatla söyleyebiliyor. iki benzer olaya yaklaşım farkıyla niyetini anlamayanlara anlatacak bir şey yok zaten.
donk’u transfer ettiğimiz dönem galatasaray’a büyük katkı yapacağını, takımın ihtiyacı olan bir oyuncu olduğunu söyleyip; bu sözlerinden 1 ay sonra başlardaki kötü performansından ötürü; galatasaray’ın kasımpaşa’dan adam transfer edip bir şey beklememesi gerektiğini söyleyebiliyor.
bruma transferi yapıldığında “iddia ediyorum 2-3 yıl içerisinde 50 milyon eurodan aşağıya satılmayacak” diyip, sonrasında “bruma’ya 13 milyon kim verdirdiyse onun aklından şüphe ederim, mali tablodan o sorumludur” diyebiliyor.
şimdi ise galatasaray’ın maliyetlerinden bahsedip, başımıza spor muhasebecisi kesilen adam, fenerbahçenin koç ismi olmasa altından kalkamayacağı maliyetlerle illegal şekilde harcadığı 250 milyon euroya yakın parayı konuşmak yerine kulağının üstüne yatabiliyor.
çelişmekten başı dönmüş kişidir. dönmekten başladığı yere geri dönmüş bir kişidir. diğer zilyon tane fanatik fenerbahçeli yorumcudan hiçbir farkı olmayan ama ne hikmetse bizim taraftarlarımızca bile farklıymış gibi lanse edilen kişidir.
daha çok örnek sayarım, malzeme çok ama vaktim yok.
mehmet bey, eğer burayı okuyorsanız;
daha önce yemek ve turistik gezi yazarlığı denediniz pek tutmadı. sanırım o yüzden futbolu tercih ettiniz, futbola ne katma değeriniz oldu? gerçekten sormak ve bilmek isterim.
bir kere şike hakkında konuştunuz mu, şikeyi, şikecileri kınadınız mı? “bu ülke, bu siyaset, içinde dahil olduğum medya, tff, bir takımın hakkını çaldı” diyebildiniz mi? tabi ki hayır. aksine savundunuz. siz dünyanın en sikindirik mesleklerinden ve türkiye'de hemen herkesin yapabileceği futbol yorumculuğu ile iştigal ediyorsunuz. yarattığınız katma değer sıfır. sıradan vatandaşın en basit mesleği sizden daha fazla katkı sağlar memlekete. lütfen bu havalara girmeyin, komik oluyor.
mehmet demirkol olmak isteyenler için ise 7 adımlık rehber hazırladım, çok zor değil.
- yandan hafif sinsi bir gülüş,
- ağzı yayık konuşma,
- son kelimeleri yuvarlama,
- sıkça “ya abi bırakın bu işleri” kullanımı,
- sıkışınca “o işin farklı bir boyutu” çıkışı,
- camiasını savunmak için en aykırı fikri çok normal bir şeymiş gibi sakin bir şekilde dile getirme,
- tespit yaptığını sanıp cümle sonunda es vererek “ne yorum yaptım ama, kimsenin söylemediğini söyledim” tripleri.
tebrikler, artık bir mehmet demirkol’sunuz.