431
evde yiyecek ekmek yok. faturalara yetişemiyoruz. hatta, borç ödenmediği için elektriği kestiler, çoluk çocuk battaniyeye sarınıp oturuyor, mum ışığında birbirimizi görüyoruz. neyse bankadan aradılar. dediler ki 10 bin tl' ye kadar kredi verebiliriz. hanıma, çocuklara söyleyince sevinçten havalara uçtuk tabi. sabah hemen koştum gittim bankaya. güvenlik görevlisi kapıda karşıladı. ee tabii biliyor yağlı müşteriyi köftehor. hemen sigortayı, evrak masrafını düşünce 9130 tl parayı saydılar elime. parayı alıp bankanın kapısından bir cikisim var, sanırsın altın kafese kapatılan bülbülü özgür birakmislar. koştur koştur yürürken hemen köşedeki camekana takıldı gözüm. böyle parlak gri janti mi jantı bir takım elbise. dedim ben bunu hakediyorum. kendimi odullendirecegim. ee eşek gibi çalışıp krediyi ödeyecek olan benim. girdim aldım. tabii ayakkabısız, gömleksiz olmaz. baştan aşağı jilet gibi çıktım dükkandan. hatunlar beni kesiyor. bakarmiyim ulan elin sümüklü kezbanina. bu saatten sonra ben beyim bey! elimi attım cebime baktım, 3427 tl para kalmış. hemen bizim rıza ile cemil'i aradım. dedim koşun akşama ziyafet var, şenlik var. kapattım telefonu, içimden ulaaan akşama pavyonda ne eglenecez be dedim.
işte bizim superligin de ülkenin de özeti budur. kıyafet değişince karakter de değişti sanıyoruz. tabii biz kıyafet değiştirmeyi dahi beceremiyoruz ya...
(not: bu hikayede ki kurgu benim adıma tamamen uydurma olmakla bir ülkede bu şekilde yaşayıp, davranan on binlerce insan için son derece gerçektir)
işte bizim superligin de ülkenin de özeti budur. kıyafet değişince karakter de değişti sanıyoruz. tabii biz kıyafet değiştirmeyi dahi beceremiyoruz ya...
(not: bu hikayede ki kurgu benim adıma tamamen uydurma olmakla bir ülkede bu şekilde yaşayıp, davranan on binlerce insan için son derece gerçektir)