• 15573
    buraya üye olmak istiyorum. çaylaklıktan çıkmak istiyorum.fakat bu işlerin artık ne yazdığınla ilgili olduğunu düşünmemeye başladım. çünkü var olan yazarları okuyorum bazen ve aslında okumak istemediğimi farkediyorum. bir arkadaş grubu kontenjanı var ve sürekli o kontenjan kullanılıyor gibi hissediyorum. burda saatlerce futbolla ilgili düşündüğüm olayları yazabilirim, ama artık yazdığım şeylerin okunarak reddedildiğine bile emin değilim. yine de birşeyler yazmak istiyorum.

    galatasarayın geleceği ile ilgili konuşmak istiyorum, teknik altyapısıyla, altyapı antrenörlerinin duran top taktik bilgisiyle, dayanıklılık antrenmanlarını kimin uyguladığıyla, ve altyapı çıkışlı oyuncularının çok yetersiz olduğu kanısının sözlükte çok yer kaplamasıyla ilgili. maalesef üst düzey antrenman yapmış futbolcuların üst düzey antrenman yaptırabileceği ön yargısıyla başlıyoruz ön yargılarımıza, sonra karakterlerine değiniyoruz, neymiş efendim selçuk inandan iyi antrenör olmazmış çünkü lider karakterli değilmiş. sonra kıskançlıklarımızı yazıyoruz sözlükte, başarılı olan ve galatasarayda olmayan sporcular için inşallah sakatlanır yazan yazarlarımız var. benim fikrimi söylemeliyim, antrenörlük kişisel birşey değil, bunun belli bir karakteri yok. höd höd yapmayan nazik fakat çok saygı duyulan bir antrenör de olunabilinir. evet kimsenin görmediği antrenörler var futbol üzerine makaleler yazmış taktik üzerine tezler vermiş, bilmem kaç tane maç izlemiş, iş arayan fakat bulamayan... futbol böyle birşey... antrenörlük de artık futbolcuların emeklilik sonrası hayatının bir parçası haline gelmiş durumda... hemen hemen herkesin dilinde aynı şeyler altyapıda fiziksel gelişimini sağlayamıyormuş futbolcular, çok dayanıksızmış. bu onların da hatasıymış. burasının türkiye olduğunu unutan yazarlarımız var istanbulda 3 saat yolculuk yapıp antrenman performansı beklediğimiz 14 yaşındaki kardeşlerimiz var. ve kaldı ki futbolda farklı kriterler var kanımca fiziksel ve pozisyon bilgisiyle ilgili. sabit bilgilerimizle aynı yorumları yazıp duruyoruz. futbol artık bir futbolcu oyunu değil teknik direktör oyunu. aslında teknik ekip oyunu. doğru zaman, şans ve moral gibi etkisi yüksek parametreler de var. fiziksel gelişimden ziyade mental gelişimini sağlamalıyız. futbolun temel prensiplerini bilen topla dönüşleri uygulayabilen, topun yönünü değiştirebilen yetileri futbolcuları kazandırabilecek antrenör ekibini almalıyız. onlara ve çekirdek ailelerine tesislere yakın kalacak şekilde evler bulup kirasını ödemeliyiz. antrenör ekibini işe alırken minimum standartlar belirlemeliyiz yüksek lisans bitirmek gibi yahut taktiker geliştirmek için üniversitelerle anlaşıp bu programlara özellikle profesyonel futbol geçmişi olmayan (ego sahibi olmamaları ve kendini geliştirmeye aç olsunlar diye)
    stajyer taktisyenler almalı ve çocuk yaştaki gruplar emanet edilerek şampiyonluk başarısı göstermiş kişiler ödüllendirilerek taltif edilmeli. saatlerce konuşulabilir bazı konularda fakat unutulmamalı, guardiola dünyanın sadece dünyanın en iyi oyuncularıyla çalışmıyor. aynı zaman da dünyanın en iyi teknik ekibiyle çalışıyor. ve futbolda iyi altyapı eğitimi almamış oyuncular bile futbolunu değiştirebiliyor. futbol bir süreç oyunu, gelişim oyunu. ve galatasarayın başarılarıyla övünmek içgüdüsel olsa da bazen düşüncelerimizi yazarak burda birbirimize birşeyler katabiliriz. umarım bu yazımı birileri görür okur. belki birileri de benim gibi düşünüyordur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın