3807
https://www.youtube.com/watch?v=b-3g-CFc34w
ilker canikligil ve mustafa seven moderatörlüğünde 2 saate yakın süren bir röportaj yapmıştır. röportajda hakan şükür kendi içerisinde çok fazla çelişkiye düşüyor, haliyle. özellikle siyasete girişini kendisinin istemediği, ibrahim kutluay yüzünden girdiğini belirttiği bölüm çok çelişkili. zira o dönemde fettullah gülen ve mevcut iktidar arasında cemaatten milletvekili kotası anlaşması olduğu biliniyor. o kotanın bir parçası olan şükür, sanki birden bire ibrahim kutluay ve kendisinin rte'nin bir projesi doğrultusunda milletvekili yapılması teklifi geldiğini; üstelik bunu kendisinin reddettiğini ancak çok ısrar sonucu kabul ettiğini söylüyor.
madem öyle akp istifası sonrası neden bağımsız aday olma gereksinimi hissetti ondan bahsetmiyor. bu noktada moderatörlerin de konuya çok hakim olmaması sebebiyle bu kısım pas geçildi.
bir diğer husus bir harekete sempati besliyorum diye her yaptıklarından haberdar olacağım anlamına gelmez, her yaptıklarını destekleyeceğim anlamına gelmez ifadesi. sempati duymak başka şey, hareketin içinde yer almak başka şey. üstelik röportajın devamında benim ünümden şöhretimden yararlandı cemaat diyor. eğer bu hareketin içerisinde değilsen nasıl senin ününden yararlanabilir bir oluşum? eğer yararlanıyorsa buna neden dur demedin?
bu tür çelişkilere röportajda çokça rastlamak mümkün.
gelelim haklı olduğu noktalara. resmi olarak bir darbe girişiminin hangi oluşumlarca yapıldığı belli değil. ortada mevcut iktidarın terör örgütü olarak konumlandırdığı bir yapı var. bu yapının da terör örgütü olması durumunda mevcut iktidarın başındaki insanların terör örgütü üyesi olabileceği endişesiyle şu şu tarihten sonra destekleyenler terör örgütü üyesi olacak saçmalığı söz konusu. yine iktidara göre bu yapının terör örgütü olma sebebi silahlı darbe girişimi.
bakın bu ülkede 80 yılında asker ayakta alkışlandı, kenan evren büyük komutan ilan edildi ülkeyi "debdebeden" kurtardığı için. yani rüzgarın nereden estiğine bağlı olarak darbe girişimleri halk kahramanlığı da olabiliyor, vatan hainliği de. elbette ikisi de saçmalık.
hem darbeyi bu yapının yaptığını ispat eden bir kanıt bulunamamış hem de hakan şükür'ün bu konuyla ilgisi. bu ülkede bank asyada parası olan binlerce insan vardı. fettullahçıların "bağış" kampanyalarına katılan binlerce belki yüzbinlerce insan vardı. bu insanların her birinin darbe girişiminden haberi olabilir mi?
diyelim ki ben çağdaş yaşamı destekleme derneğine düzenli olarak yardım yapıyorum. etkinliklerine katılıyorum vs. bir gün geldi ki bu dernek planlı programlı bir suç işledi. ben bu suçun neresinde yer almalıyım?
varsayalım ki hakan bu hareketin spor ayağının temsilcisi -kendisi bunu şiddetle reddediyor röportajda- olsun. darbe planının spor temsilcisiyle bağlantısı ne ölçüde kurulabilir? üstelik röportajda kendi beyanına göre hiçbir darbeyi desteklemesinin mümkün olmadığının altını çiziyorken.
bütün bu sorular adil bir yargılama sisteminde hakan'ın yargılanmasıyla ortaya çıkarılabilir ki hakan kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan günümüz yargısında yargılanmayı reddediyor oluşunda da bana göre haklı.
ilker canikligil ve mustafa seven moderatörlüğünde 2 saate yakın süren bir röportaj yapmıştır. röportajda hakan şükür kendi içerisinde çok fazla çelişkiye düşüyor, haliyle. özellikle siyasete girişini kendisinin istemediği, ibrahim kutluay yüzünden girdiğini belirttiği bölüm çok çelişkili. zira o dönemde fettullah gülen ve mevcut iktidar arasında cemaatten milletvekili kotası anlaşması olduğu biliniyor. o kotanın bir parçası olan şükür, sanki birden bire ibrahim kutluay ve kendisinin rte'nin bir projesi doğrultusunda milletvekili yapılması teklifi geldiğini; üstelik bunu kendisinin reddettiğini ancak çok ısrar sonucu kabul ettiğini söylüyor.
madem öyle akp istifası sonrası neden bağımsız aday olma gereksinimi hissetti ondan bahsetmiyor. bu noktada moderatörlerin de konuya çok hakim olmaması sebebiyle bu kısım pas geçildi.
bir diğer husus bir harekete sempati besliyorum diye her yaptıklarından haberdar olacağım anlamına gelmez, her yaptıklarını destekleyeceğim anlamına gelmez ifadesi. sempati duymak başka şey, hareketin içinde yer almak başka şey. üstelik röportajın devamında benim ünümden şöhretimden yararlandı cemaat diyor. eğer bu hareketin içerisinde değilsen nasıl senin ününden yararlanabilir bir oluşum? eğer yararlanıyorsa buna neden dur demedin?
bu tür çelişkilere röportajda çokça rastlamak mümkün.
gelelim haklı olduğu noktalara. resmi olarak bir darbe girişiminin hangi oluşumlarca yapıldığı belli değil. ortada mevcut iktidarın terör örgütü olarak konumlandırdığı bir yapı var. bu yapının da terör örgütü olması durumunda mevcut iktidarın başındaki insanların terör örgütü üyesi olabileceği endişesiyle şu şu tarihten sonra destekleyenler terör örgütü üyesi olacak saçmalığı söz konusu. yine iktidara göre bu yapının terör örgütü olma sebebi silahlı darbe girişimi.
bakın bu ülkede 80 yılında asker ayakta alkışlandı, kenan evren büyük komutan ilan edildi ülkeyi "debdebeden" kurtardığı için. yani rüzgarın nereden estiğine bağlı olarak darbe girişimleri halk kahramanlığı da olabiliyor, vatan hainliği de. elbette ikisi de saçmalık.
hem darbeyi bu yapının yaptığını ispat eden bir kanıt bulunamamış hem de hakan şükür'ün bu konuyla ilgisi. bu ülkede bank asyada parası olan binlerce insan vardı. fettullahçıların "bağış" kampanyalarına katılan binlerce belki yüzbinlerce insan vardı. bu insanların her birinin darbe girişiminden haberi olabilir mi?
diyelim ki ben çağdaş yaşamı destekleme derneğine düzenli olarak yardım yapıyorum. etkinliklerine katılıyorum vs. bir gün geldi ki bu dernek planlı programlı bir suç işledi. ben bu suçun neresinde yer almalıyım?
varsayalım ki hakan bu hareketin spor ayağının temsilcisi -kendisi bunu şiddetle reddediyor röportajda- olsun. darbe planının spor temsilcisiyle bağlantısı ne ölçüde kurulabilir? üstelik röportajda kendi beyanına göre hiçbir darbeyi desteklemesinin mümkün olmadığının altını çiziyorken.
bütün bu sorular adil bir yargılama sisteminde hakan'ın yargılanmasıyla ortaya çıkarılabilir ki hakan kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan günümüz yargısında yargılanmayı reddediyor oluşunda da bana göre haklı.

Kariyer Sonu
