• 2
    bazı teknik direktörler için söylenmesi makul olan söz öbeği, doğanın kanunu.

    her şeyin olduğu gibi teknik direktörlüğün de bir zamanı var, başlangıç, yükseliş ve bitiş. türk futbolu özelinde bakacak olursak, mustafa denizli hem ulusal hem uluslararası anlamda fatih terim'in arkasından yazılacak ilk isimdir belki de, 3 farklı takımda şampiyonluk yaşamış tek teknik direktör ve şampiyonlar ligi'nde bir türk takımı'nın elde ettiği en yüksek derece de kendisine ait. ama baktığımız vakit, 2009'daki bjk şampiyonluğundan bu yana, yani 13 sezondur dişe dokunur hiçbir başarısı yok. şimdi biz 'mustafa denizli'nin devri geçti.' dediğimizde onu futboldan anlamayan bir hoca olarak nitelendirmiş olmuyoruz ya da geçmiş başarılarına laf atmış olmuyoruz, işte şansa aldı, şunun bunun sayesinde aldı vs.'ye de gelmiyor olay. burada anlatılmak istenen şey, miadını doldurduğu ve bundan sonra iddiası olan takımlara verebilecek pek bir şeyinin kalmadığı. yoksa şahsi tecrübesine, geçmişine, bilgi birikimine kimsenin bir şey dediği yok. fatih terim için de geçerli bu söylenen, ya da benzer şekilde devri geçtiği iddiasında bulunulan diğer teknik direktörler için de. fabio capello, lippi, hitzfeld vb. günümüzde bunların hiçbiri piyasada yok artık. çünkü 'devirleri geçti.' bu adamların geçmiş başarılarına laf söyleyeni ciddiye almamak lazım zaten, umarım anlatmak istediğim bu örneklerle de pekişmiştir.

    şahsi fikrim ise, ancelotti gibi tek tük istisnaların bu söylemin geçerliliğini bozmadığı. mourinho için senelerdir söyleniyor devri geçti lafı, birkaç sezonluk bir mesele değil. united'la da aldı uefa kupası'nı, ilk değil yani. ne united için uefa kupası, ne de roma için konferans ligi, iki takımın da kadro kalitesi ve maddi imkanlarına bakarsak 'devri geçti.' lafını tersine çevirebilecek başarılar değil. en başta mourinho'nun kariyerine haksızlık olur. porto ile inter ile devlere karşı şampiyonlar ligi kazanan adamdan bahsediyoruz. premier lig'de defalarca şampiyon olmuş birinden bahsediyoruz. benim mourinho'nun tavırlarından gördüğüm, kendisi de kabul ediyor zaten üstü kapalı eski günlerinden uzakta olduğunu, yoksa öyle uefa kupası'na konferans ligi'ne o kadar sevinmez. adam anı yaşıyor, eski hırsları egosu pek kalmamış. dışardan görünen de bu şekilde. her teknik direktör, top seviyede kalmak zorunda da değil. ancak bu noktada 'devri geçti.' lafının da eleştirilecek pek de bir tarafı kalmıyor, ki önemli olan husus da bu zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın