407
yapılması gereken bir hamleydi ve yapıldı. herkesin görüşüne saygım var ama bence başarılı bir hamle olmuştur. bana göre neden başarılı olunduğunu sıralayayım maddeler halinde;
1- öncelikle yüksek maaş fetişistliğinden kurtulduk. şu an kadromuzda yüksek maaş alan futbolcu sayısı bir elin parmağı kadar. babel ve feg zateb gidici, bütçe daha da rahatlayacak. bu döviz kurunda 3 milyon euro yıllık bir futbolcuya bayılamayız. şu an ise alınan futbolcular çok düşük yıllık ücrete oynuyor. yani mali olarak çok başarılı bir hamle olmuştur.
2- alınan futbolcular potansiyelli futbolcular kim ne derse desin. maksimumları bu olsa bile aldığın fiyata yakın satarsın ki uefa avrupa liginde bu kadar başarılı oldularsa avrupadaki takımlar takımımızın ligdeki pozisyonuna bakmaz çünkü onlar için challenge türkiye ligi değil, şampiyonlar ligidir, uefa avrupa ligidir. oralardaki performansları iyiyse her türlü elimizden çıkarabiliriz oyuncuları. üstelik yıllık ücretleri de çok düşük (bkz madde 1) yani sen bedavaya aldığın babel’e yıllık 3 milyon euro ödersen, bi yere gönderemezsin ama 5 milyon aldığın morutan’ı şu haliyle bile 3-4 milyona satarsın çünkü morutan hem genç hem de yıllık aldığı ücret çok düşük.
3- ben bu sene ligde acı çeksek de takımın performansından memnun kaldım. en azından bir sisteme dayalı oynuyoruz. bu bariz belli. terim ile başlayan bir sistemdi, torrent devam ettirmeye çalışıyor ama takımın avrupadaki performansı ziyadesiyle memnun etti beni. ligdeki başarısızlığı önemsemiyorum, bir ton sebep var çünkü. ama avrupadaki bir performans ümit verdi. doğru yoldayız bence.
4- üstelik bu planlama henüz tamamlanmadı. adı üstünde 3 yıllık bi planlama bu. bir ton eksik var halen. sözlükte her sene “abi gerekirse gençlerle, u18dekilerle oynayalım gerekirse küme düşelim” naraları atılıyor ama icraate gelince 6. aydan hocayı kovuyoruz, futbolcuların hepsini çöp ilan ediyoruz vs.. burdan anlıyoruz ki sözlüktekiler de dahil olmak üzere taraftar şımarık ve sabırsız. yönetim de taraftarın galeyanına gelip bir yanlış da kendisi yapıyor. ben olsam takımın tüm sosyal medya hesaplarını kapatırım. dileyen gelsin stadyumda göstersin tepkisini. tek yaptığı kaçak yayından maç izleyip twitter’da, sözlükte, orda burda eleştiri kusan fm uzmanı küçük hıncalları takmam, işime bakarım. onlar yüzünden takım yaşayan en büyük efsanesini kaybetti. o kadar kin tutuyorum ki taraftara, anlatamam yani. neyse…
eleştirilecek şeyler bir ton var ama ben doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. en büyük eleştiri de 25 milyon euro harcanıp yaşanılan başarısızlık. birincisi, harcanan 25 milyon euro’nun 16 milyon’u uefa avrupa ligindeki başarılarımızla kompanse edildi. yani 9 milyonluk bi açık var. 1 2 oyuncu sattığımız anda kara geçeceğiz. allah aşkına neyin yangını bu? üstelik elinde çok büyük potansiyeller var. nelson gibi, kerem gibi, marcao gibi, inşallah yunus gibi. yani el insaf. insaf oğlu insaf.
yönetime kim geçer bilmiyorum, belki burak elmas devam eder ama kim olursa olsun en büyük tavsiyem sosyal medyayı takmamaları yönünde. şu çoluk çocukları taktığınız sürece başarılı olmak mümkün değil. hayatında stadın yolunu bilmeyen adam terim’e, berkan’a, taylan’a, ona buna torrent’e sallıyor.
abi hadi yaa
1- öncelikle yüksek maaş fetişistliğinden kurtulduk. şu an kadromuzda yüksek maaş alan futbolcu sayısı bir elin parmağı kadar. babel ve feg zateb gidici, bütçe daha da rahatlayacak. bu döviz kurunda 3 milyon euro yıllık bir futbolcuya bayılamayız. şu an ise alınan futbolcular çok düşük yıllık ücrete oynuyor. yani mali olarak çok başarılı bir hamle olmuştur.
2- alınan futbolcular potansiyelli futbolcular kim ne derse desin. maksimumları bu olsa bile aldığın fiyata yakın satarsın ki uefa avrupa liginde bu kadar başarılı oldularsa avrupadaki takımlar takımımızın ligdeki pozisyonuna bakmaz çünkü onlar için challenge türkiye ligi değil, şampiyonlar ligidir, uefa avrupa ligidir. oralardaki performansları iyiyse her türlü elimizden çıkarabiliriz oyuncuları. üstelik yıllık ücretleri de çok düşük (bkz madde 1) yani sen bedavaya aldığın babel’e yıllık 3 milyon euro ödersen, bi yere gönderemezsin ama 5 milyon aldığın morutan’ı şu haliyle bile 3-4 milyona satarsın çünkü morutan hem genç hem de yıllık aldığı ücret çok düşük.
3- ben bu sene ligde acı çeksek de takımın performansından memnun kaldım. en azından bir sisteme dayalı oynuyoruz. bu bariz belli. terim ile başlayan bir sistemdi, torrent devam ettirmeye çalışıyor ama takımın avrupadaki performansı ziyadesiyle memnun etti beni. ligdeki başarısızlığı önemsemiyorum, bir ton sebep var çünkü. ama avrupadaki bir performans ümit verdi. doğru yoldayız bence.
4- üstelik bu planlama henüz tamamlanmadı. adı üstünde 3 yıllık bi planlama bu. bir ton eksik var halen. sözlükte her sene “abi gerekirse gençlerle, u18dekilerle oynayalım gerekirse küme düşelim” naraları atılıyor ama icraate gelince 6. aydan hocayı kovuyoruz, futbolcuların hepsini çöp ilan ediyoruz vs.. burdan anlıyoruz ki sözlüktekiler de dahil olmak üzere taraftar şımarık ve sabırsız. yönetim de taraftarın galeyanına gelip bir yanlış da kendisi yapıyor. ben olsam takımın tüm sosyal medya hesaplarını kapatırım. dileyen gelsin stadyumda göstersin tepkisini. tek yaptığı kaçak yayından maç izleyip twitter’da, sözlükte, orda burda eleştiri kusan fm uzmanı küçük hıncalları takmam, işime bakarım. onlar yüzünden takım yaşayan en büyük efsanesini kaybetti. o kadar kin tutuyorum ki taraftara, anlatamam yani. neyse…
eleştirilecek şeyler bir ton var ama ben doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. en büyük eleştiri de 25 milyon euro harcanıp yaşanılan başarısızlık. birincisi, harcanan 25 milyon euro’nun 16 milyon’u uefa avrupa ligindeki başarılarımızla kompanse edildi. yani 9 milyonluk bi açık var. 1 2 oyuncu sattığımız anda kara geçeceğiz. allah aşkına neyin yangını bu? üstelik elinde çok büyük potansiyeller var. nelson gibi, kerem gibi, marcao gibi, inşallah yunus gibi. yani el insaf. insaf oğlu insaf.
yönetime kim geçer bilmiyorum, belki burak elmas devam eder ama kim olursa olsun en büyük tavsiyem sosyal medyayı takmamaları yönünde. şu çoluk çocukları taktığınız sürece başarılı olmak mümkün değil. hayatında stadın yolunu bilmeyen adam terim’e, berkan’a, taylan’a, ona buna torrent’e sallıyor.
abi hadi yaa