33710
basında çıkan haberler, yaşanan olaylar, ayrılıklar, buluşmalar vs derken bana çok fena halde kulübün kendisiyle ayrılığa hazırlandığı hissiyatı veriyor. önce farioli, sonra yeni yardımcılar, hocanın basın toplantısında benim haberim yok demesi, bülent bayraktar'ın görevden alınması, necati ve selçuk'un geri plana itileceği iddiası vs derken sayın başkan ya kendisine mobbing uyguluyor ya da aralarında anlaşıp kulübü post-terim döneme hazırlıyorlar.
birincisi bence ikinci ihtimalden daha muhtemel. hoca kendi kurduğu ve avrupa'da beklentinin çok ötesine geçtiği bir sezonda şampiyonun şampiyonlar ligi'nde ön eleme oynayacağı bir ligdeki kötü performans sonucu ayrılığı kabul etmez. bence. nitekim ben de bu taraftayım. tükürmüşüm ligine şampiyon olsak ne olmasak ne allah aşkına.
ancak madalyonun öbür yüzüne baktığımızda hoca geldiğinden beri yapılan 49 transferi görüyoruz. yetmezmiş gibi hocanın yardımcısının "geliştiremiyorsak değiştireceğiz" söylemi var. ben takımı çok seviyorum, kel ve youtuber dışında da oldukça sempatik bir takım bence. potansiyeli de çok yüksek. ancak takımın hocasının dört senedir bir oyun oturtamadığı gerçeği var.
takım ilk sezonunda bir dönem iyi geçiş oyunu oynuyordu. ikinci sezonunda diagne'nin gelişi ve feghouli'nin formuyla bir dönem iyi set oyunu oynadı. üçüncü sezonunda aralık sonu-pandemi başı dönemde ceza sahasına çok hızlı inen ve orada kalabalık kalan iyi bir takım vardı. dördüncü sezonun sezon başında iyi set oyunu oynayan, sonlarında (bilhassa gedson ve mostafa transferlerinden sonra) iyi geçiş oyunu oynayan bir takım vardı. bu sezon da ikinci bölgede çok iyi pres yapıp çok iyi geçiş hücumu oynayan bir takım izledik dönem dönem. sorun şu: biz bunların hiçbirini 10 -hadi 15- maçtan uzun süre izleyemedik.
2017'nin aralık ayında göreve gelmiş bir hocanın (kadro sirkülasyonunu da hesaba katarak) net bir oyun oturtamaması anlaşılır olabilir. ancak dört seneden uzun süredir görevde olan bir hocanın sürekli farklı dönemlerde farklı oyun ezberleri oluşturmayı denemesi ve yine bahsettiğim sirkülasyon yüzünden hiçbirini yarım devreye dahi yayamaması akıl alır gibi değil. her sezon farklı oyun stillerine yönelik oyuncu alınıyor, sonra ben bunu beğenmedim -kimisi için beceremedim- bi de şunu deneyelim. yahu 49 oyuncu ne demek? 4 sezonda baştan sona farklı üç takım demek neredeyse. millete fm oynar gibi transfer mi yapılır biraz sakin olalım diyoruz, kendi takımımız fm'de bile yapmayacağımız hamleleri yapıyor.
çok dolandık. sonuçlara bakarsak iki şampiyonluk, bir -bana kalırsa- pandemi sebebiyle güme giden şampiyonluk, bir de averajla kaybedilen bir şampiyonluk var. başarı mı? kesinlikle başarı. ancak ben gerçekten önemsemiyorum artık ligde kimin şampiyon olduğunu. ben taraftar olduğum kadar seyirciyim de. ve doğal olarak bu eğlence sektöründe eğlenmek istiyorum. izlediğim şeyden zevk almak istiyorum. ancak galatasaray ve fatih terim çok uzun süreli ve çok yüksek kredili bir dönem yaşamış olmasına rağmen talep ettiğim eğlenceyi bana belli kısıtlı dönemler haricinde sunmuyor.
fatih terim'in istifa etmesi gereken çok zamanlar oldu bence. sağdan soldan duyduğumuz kadarıyla istifa ettiği dönemler de oldu. ancak kendi kurduğu ve güzel şeyler hayal ettiren bu takımın başında en azından bir tam sezonu tamamlamalı(ydı). ancak ne kendisinin hal ve hareketleri, ne ekibinin beyanatları çözüm odaklı değil inat merkezli hareket ettiklerini gösteriyor. bu da bana sanki artık bırakması gerekiyor hissiyatı veriyor.
son olarak gerçekten türkiye ligi ve kupası uğruna üzülmeye değecek şeyler değil bence. hepsinden en çok bizde var.* ama dediğim gibi aklı selim bakarsak bazı şeylerin inceldiği yerden kopması gerekiyor. yoksa sabaha kadar alt lig 18.sine karşı yakaladığımız 6.18 xg'yi konuşur dururuz.
birincisi bence ikinci ihtimalden daha muhtemel. hoca kendi kurduğu ve avrupa'da beklentinin çok ötesine geçtiği bir sezonda şampiyonun şampiyonlar ligi'nde ön eleme oynayacağı bir ligdeki kötü performans sonucu ayrılığı kabul etmez. bence. nitekim ben de bu taraftayım. tükürmüşüm ligine şampiyon olsak ne olmasak ne allah aşkına.
ancak madalyonun öbür yüzüne baktığımızda hoca geldiğinden beri yapılan 49 transferi görüyoruz. yetmezmiş gibi hocanın yardımcısının "geliştiremiyorsak değiştireceğiz" söylemi var. ben takımı çok seviyorum, kel ve youtuber dışında da oldukça sempatik bir takım bence. potansiyeli de çok yüksek. ancak takımın hocasının dört senedir bir oyun oturtamadığı gerçeği var.
takım ilk sezonunda bir dönem iyi geçiş oyunu oynuyordu. ikinci sezonunda diagne'nin gelişi ve feghouli'nin formuyla bir dönem iyi set oyunu oynadı. üçüncü sezonunda aralık sonu-pandemi başı dönemde ceza sahasına çok hızlı inen ve orada kalabalık kalan iyi bir takım vardı. dördüncü sezonun sezon başında iyi set oyunu oynayan, sonlarında (bilhassa gedson ve mostafa transferlerinden sonra) iyi geçiş oyunu oynayan bir takım vardı. bu sezon da ikinci bölgede çok iyi pres yapıp çok iyi geçiş hücumu oynayan bir takım izledik dönem dönem. sorun şu: biz bunların hiçbirini 10 -hadi 15- maçtan uzun süre izleyemedik.
2017'nin aralık ayında göreve gelmiş bir hocanın (kadro sirkülasyonunu da hesaba katarak) net bir oyun oturtamaması anlaşılır olabilir. ancak dört seneden uzun süredir görevde olan bir hocanın sürekli farklı dönemlerde farklı oyun ezberleri oluşturmayı denemesi ve yine bahsettiğim sirkülasyon yüzünden hiçbirini yarım devreye dahi yayamaması akıl alır gibi değil. her sezon farklı oyun stillerine yönelik oyuncu alınıyor, sonra ben bunu beğenmedim -kimisi için beceremedim- bi de şunu deneyelim. yahu 49 oyuncu ne demek? 4 sezonda baştan sona farklı üç takım demek neredeyse. millete fm oynar gibi transfer mi yapılır biraz sakin olalım diyoruz, kendi takımımız fm'de bile yapmayacağımız hamleleri yapıyor.
çok dolandık. sonuçlara bakarsak iki şampiyonluk, bir -bana kalırsa- pandemi sebebiyle güme giden şampiyonluk, bir de averajla kaybedilen bir şampiyonluk var. başarı mı? kesinlikle başarı. ancak ben gerçekten önemsemiyorum artık ligde kimin şampiyon olduğunu. ben taraftar olduğum kadar seyirciyim de. ve doğal olarak bu eğlence sektöründe eğlenmek istiyorum. izlediğim şeyden zevk almak istiyorum. ancak galatasaray ve fatih terim çok uzun süreli ve çok yüksek kredili bir dönem yaşamış olmasına rağmen talep ettiğim eğlenceyi bana belli kısıtlı dönemler haricinde sunmuyor.
fatih terim'in istifa etmesi gereken çok zamanlar oldu bence. sağdan soldan duyduğumuz kadarıyla istifa ettiği dönemler de oldu. ancak kendi kurduğu ve güzel şeyler hayal ettiren bu takımın başında en azından bir tam sezonu tamamlamalı(ydı). ancak ne kendisinin hal ve hareketleri, ne ekibinin beyanatları çözüm odaklı değil inat merkezli hareket ettiklerini gösteriyor. bu da bana sanki artık bırakması gerekiyor hissiyatı veriyor.
son olarak gerçekten türkiye ligi ve kupası uğruna üzülmeye değecek şeyler değil bence. hepsinden en çok bizde var.* ama dediğim gibi aklı selim bakarsak bazı şeylerin inceldiği yerden kopması gerekiyor. yoksa sabaha kadar alt lig 18.sine karşı yakaladığımız 6.18 xg'yi konuşur dururuz.
