3139
galatasaray'ın forveti olan futbolcu.
fatih terim mustafa cengiz'e o meşhur basın toplantısında posta koyup "irfan, onyekuru, visca ve mustafa'yı istiyorum. farklı bir şeyler denemek, farklı bir takım yapmak düşüncesindeyim" diyene kadar ben bu adamın ismini bilmiyordum.
kariyeri boyunca mısır liginden başka bir yerde oynamamış forvetle avrupa kupası maçları mı oynayacağız diye geçirdim içimden.
sonra taraftar coştu falan. mustafa muhammed tank ilan edildi. gol rekoru kıracak görürsünüz falan dendi. yüzyılın forvetini aldık diyenler oldu. adım gibi eminim oyuncunun tanınırlığı %15 bile değildi ama herkes brezilyalı ronaldo'yu transfer etmişiz triplerine girdi. aynısı yedlin'de de yapıldı, orada da bir tek yüzyılın sağ bekini aldık denmediği kaldı. premier ligden kim gelirse gelsin ligi donunda sallar iddiaları baskındı.
dikkatinizi çekmek için belirtiyorum. "terimciler" ve "anti-terimciler" mustafa konusunda görüş birliğindeydiler, hala da görüş birliğinde oldukları ender bir konu bu.
terimciler onu yedek bırakmasını "fatih hocanın bir bildiği var" diyerek savunuyor, kötü oynadığı kabul ediyor ama aslında iyi futbolcu diyorlar; anti-terimciler de aynı şekilde kötü oynadığını ama aslında iyi futbolcu olduğunu iddia edip "terim antrenmanı yüzünden bu hale geldi" çıkışını yapıyorlar.
yedlin ve mustafa ilk geldikleri günle bence aynı noktadalar. aldığımızda da böyleydiler. sadece biz her transferimize bizi los galacticos yapacak parça gibi davranıyoruz. beklentiler boşa çıkmaya başlayınca da bahanelerle avunuyoruz, suçlu arama girişimine başlıyoruz.
terim mesela vakti zamanında "felipe'ye 10 numarayı verdik ama hiç koşmuyor" diye söylenince bir yönetici tarafından "hocam bu adamı sen istedin diye aldık, hiç mi izlememiştin aldırırken" diye paylanmıştı. çok eskinin haberlerinde vardı.
ben yedlin ve mustafa transferlerinden türk taraftarların oyuncuyu hiç izlemeden üç beş "çok iyi oyuncu" fısıltısı ile gaza geldiğini ve oyuncuyu yıllardır takip ediyormuş gibi davrandığını öğrendim. bundan sonra alınan hiçbir oyuncu hakkında sosyal medya ve sözlük yorumu okumayacağım.
penaltıyı kaçıran mohamed kadar bizlerde suçluyuz. gaza gelip olmayacak kişilerden olmayacak şeyler beklemek bizim suçumuz. gomis'in penaltı kaçırdığı tarihlerden beri şu organizasyonda etkisiz kalan ultra dominant, sinirli, otoriter fatih terim'in suçu. yine olsa ona arttırırım falan diyor özne değişiyor ama sonuç değişmiyor. gomis için aynını derdi, şimdi mustafa için aynı şeyi söylüyor. bu hatada diretmek marifet değil, onlar penaltı kaçırdıkça biz kısa vadede puan, uzun vadede şampiyonluk, başarı, prestij kaybediyoruz. "geçen sene şampiyonluğu mustafa penaltı kaçırdığı için kaçırdık" dedi terim. ona attırmasaydın hocam o zaman. ya da sen son malatya maçına "nasılsa beşiktaş kazanamaz, ben kazanayım yeter" mantığıyla çıkıp takımı 4-5 atmak için oynatmadığın için de kaybettik ama onu da pas geçme lütfen.
fatih terim mustafa cengiz'e o meşhur basın toplantısında posta koyup "irfan, onyekuru, visca ve mustafa'yı istiyorum. farklı bir şeyler denemek, farklı bir takım yapmak düşüncesindeyim" diyene kadar ben bu adamın ismini bilmiyordum.
kariyeri boyunca mısır liginden başka bir yerde oynamamış forvetle avrupa kupası maçları mı oynayacağız diye geçirdim içimden.
sonra taraftar coştu falan. mustafa muhammed tank ilan edildi. gol rekoru kıracak görürsünüz falan dendi. yüzyılın forvetini aldık diyenler oldu. adım gibi eminim oyuncunun tanınırlığı %15 bile değildi ama herkes brezilyalı ronaldo'yu transfer etmişiz triplerine girdi. aynısı yedlin'de de yapıldı, orada da bir tek yüzyılın sağ bekini aldık denmediği kaldı. premier ligden kim gelirse gelsin ligi donunda sallar iddiaları baskındı.
dikkatinizi çekmek için belirtiyorum. "terimciler" ve "anti-terimciler" mustafa konusunda görüş birliğindeydiler, hala da görüş birliğinde oldukları ender bir konu bu.
terimciler onu yedek bırakmasını "fatih hocanın bir bildiği var" diyerek savunuyor, kötü oynadığı kabul ediyor ama aslında iyi futbolcu diyorlar; anti-terimciler de aynı şekilde kötü oynadığını ama aslında iyi futbolcu olduğunu iddia edip "terim antrenmanı yüzünden bu hale geldi" çıkışını yapıyorlar.
yedlin ve mustafa ilk geldikleri günle bence aynı noktadalar. aldığımızda da böyleydiler. sadece biz her transferimize bizi los galacticos yapacak parça gibi davranıyoruz. beklentiler boşa çıkmaya başlayınca da bahanelerle avunuyoruz, suçlu arama girişimine başlıyoruz.
terim mesela vakti zamanında "felipe'ye 10 numarayı verdik ama hiç koşmuyor" diye söylenince bir yönetici tarafından "hocam bu adamı sen istedin diye aldık, hiç mi izlememiştin aldırırken" diye paylanmıştı. çok eskinin haberlerinde vardı.
ben yedlin ve mustafa transferlerinden türk taraftarların oyuncuyu hiç izlemeden üç beş "çok iyi oyuncu" fısıltısı ile gaza geldiğini ve oyuncuyu yıllardır takip ediyormuş gibi davrandığını öğrendim. bundan sonra alınan hiçbir oyuncu hakkında sosyal medya ve sözlük yorumu okumayacağım.
penaltıyı kaçıran mohamed kadar bizlerde suçluyuz. gaza gelip olmayacak kişilerden olmayacak şeyler beklemek bizim suçumuz. gomis'in penaltı kaçırdığı tarihlerden beri şu organizasyonda etkisiz kalan ultra dominant, sinirli, otoriter fatih terim'in suçu. yine olsa ona arttırırım falan diyor özne değişiyor ama sonuç değişmiyor. gomis için aynını derdi, şimdi mustafa için aynı şeyi söylüyor. bu hatada diretmek marifet değil, onlar penaltı kaçırdıkça biz kısa vadede puan, uzun vadede şampiyonluk, başarı, prestij kaybediyoruz. "geçen sene şampiyonluğu mustafa penaltı kaçırdığı için kaçırdık" dedi terim. ona attırmasaydın hocam o zaman. ya da sen son malatya maçına "nasılsa beşiktaş kazanamaz, ben kazanayım yeter" mantığıyla çıkıp takımı 4-5 atmak için oynatmadığın için de kaybettik ama onu da pas geçme lütfen.
