284
zaman çabuk geçiyor. maçın olduğu akşam türkiye'ye geliyordum. abd'den gelirken frankfurt'tan aktarma yapıp 7-8 gibi istanbul'da olacak, sonrasında da maçı izleyecektim. en azından plan buydu.
ancak frankfurt'tan kalkan uçağımızın iniş sensörleri bozuldu ve yağmur bulutlarının kapladığı istanbul pistine inemeyeceğimiz anons edildi. pilot direksiyonu viyana'ya kırdı. endişeli bir bekleyişle viyana'ya indik.
o an toplam 8-10 saattir yoldayız. bizim gibi aktrarma yapan az. uçağın büyük çoğunluğu gurbetçilerden oluşuyor. thy bankosunun önünde akıbetimizi öğrenmek için sıraya girdik. sırada öndeydim ama ilerlemek bilmiyordu. uyanık gurbetçilerimiz sağ olsunlar öne kaynak yapa yapa atina, tahran, sofya aktarmalarında kalan 3-5 yeri kaptılar. geri kalanları da vizeleri olduğu için viyana'da geceyi geçirip ertesi sabah uçağına bineceklerdi. thy'den otel rezervasyonlarını alıp gittiler. geriye abd'den aktarma yapan ve aynı zamanda schengen vizesi olmayan 3 kişi kaldık.
thy görevlileri uçaklarda yer kalmadığını, vizemiz olmadığı için de havaalanında yatacağımızı söyledi. lounge'lar dahi kapanacağı için koltuklara yatacaktık. şansımıza küsüp battaniye, dış fırçası alırken gandalf gibi son günün şafağında thy görevlisinin teki koşarak geldi ve son istanbul uçağında 3 no-show olduğunu, eğer istersek hemen ülkeye gidebileceğimizi söyledi.
uzun yolculuktan bunalmiş son 3 kişi hemen uçağa koşturduk. hak ve hukuka riayet etmeyen uyanık gurbetçiler ya aktarmayla gidip ya da viyana'da geceyi geçirecekken biz direkt uçuşla hemen istanbul'a vardık.
indik ama telefonum çekmiyor. herkese maçı soruyorum. o arada biri dedi 1-0 gerideyiz. dedim, başımıza gelen gelene; bu gece iyi geçmeyecek. sonra eve vardım ve skoru 2-1 olarak görünce son 24 saatin tüm yorgunluğu gitti.
bu da saçma sapan bir maç-yolculuk anımdır.
ancak frankfurt'tan kalkan uçağımızın iniş sensörleri bozuldu ve yağmur bulutlarının kapladığı istanbul pistine inemeyeceğimiz anons edildi. pilot direksiyonu viyana'ya kırdı. endişeli bir bekleyişle viyana'ya indik.
o an toplam 8-10 saattir yoldayız. bizim gibi aktrarma yapan az. uçağın büyük çoğunluğu gurbetçilerden oluşuyor. thy bankosunun önünde akıbetimizi öğrenmek için sıraya girdik. sırada öndeydim ama ilerlemek bilmiyordu. uyanık gurbetçilerimiz sağ olsunlar öne kaynak yapa yapa atina, tahran, sofya aktarmalarında kalan 3-5 yeri kaptılar. geri kalanları da vizeleri olduğu için viyana'da geceyi geçirip ertesi sabah uçağına bineceklerdi. thy'den otel rezervasyonlarını alıp gittiler. geriye abd'den aktarma yapan ve aynı zamanda schengen vizesi olmayan 3 kişi kaldık.
thy görevlileri uçaklarda yer kalmadığını, vizemiz olmadığı için de havaalanında yatacağımızı söyledi. lounge'lar dahi kapanacağı için koltuklara yatacaktık. şansımıza küsüp battaniye, dış fırçası alırken gandalf gibi son günün şafağında thy görevlisinin teki koşarak geldi ve son istanbul uçağında 3 no-show olduğunu, eğer istersek hemen ülkeye gidebileceğimizi söyledi.
uzun yolculuktan bunalmiş son 3 kişi hemen uçağa koşturduk. hak ve hukuka riayet etmeyen uyanık gurbetçiler ya aktarmayla gidip ya da viyana'da geceyi geçirecekken biz direkt uçuşla hemen istanbul'a vardık.
indik ama telefonum çekmiyor. herkese maçı soruyorum. o arada biri dedi 1-0 gerideyiz. dedim, başımıza gelen gelene; bu gece iyi geçmeyecek. sonra eve vardım ve skoru 2-1 olarak görünce son 24 saatin tüm yorgunluğu gitti.
bu da saçma sapan bir maç-yolculuk anımdır.