642
bu adamın ilginç olmayan, en sıradan özelliği fenerbahçe ile ilgisi olmayan meseleleri dahi bir şekilde fenerbahçe'ye bağlayabilme başarısı gösterebilmesidir. hangi takım olursa olsun eksen fenerbahçe'dir, kriter fenerbahçe'dir fenerbahçe her şeyin en mükemmelidir dolayısıyla hakkında yorum yapılan her neyse mutlaka fenerbahçe cephesinden incelenmelidir. bu adamıın fikriyatı budur, zikriyatı da farklı değildir işbu sebeple.
"elano kenara gelince galatasaray’ın saha içi düzeni daha da karıştı. bu tür sahaları seven arda zaten fizik olarak iyi değildi. sürekli alex rolünde oynamaya çalıştı. "
- bir karmaşa var. elano çıkınca bu karmaşa daha fazla arttı. bunu diyor. ayrıca arda'nın bu sahaları sevdiğini de biliyor. arda gibi teknik kapasitesi üst seviyede oyuncular böyle sahaları sevmezler. buz dansından çok top oynamayı sever arda gibileri. arda koşsun, bassın.. durmadan mücadele etsin siktir boktan spor yorumcularınca fizik olarak iyi değildi yorumu yapılsın olacak iş değil. bu adam hücüm pres de yapıyor. tacklingi, markingi standart defansif ortasaha elemanından gıdım kadar az gibime geliyor eğer fm diliyle konuşacaksak. alex'te böyle bir şey var mı? alex'in en fazla eleştirilen tarafı bu zaten. bu adam kup kuru ofansif ortasaha hatta forvet. üstelik onun oynadığı yerin ona özgülenmesinden, ona tahsis edilmesinden ve ilk kez onun tarafından oynanmasından bahsedilebilir mi? eğer öyle olsaydı, misal box to box futbolcu tabirinin münhasıran dünyada çok az hak edeni vardır. bunlardan biri de frank lampard'tır. frank lampard'ın yerinde oynuyor dese olabilirdi. zira bir elin parmaklarını geçmeyen bu adamlardan çok fazla yok. ancak alex ayarında futbolcunun sürüsüne bereket. brezilya, arjantin bilcümle güney amerika'da bu tip oyunculardan çok fazla var. dolayısıyla alex bir yerde oynama ekolünün mimarı falan değil. arda'nın alex'e öykünüyormuş gibi gösterilmesini kim futbol yorumculuğu konteksi altında ele alabilir ki? böyle saçma sapan bir yorum olabilir mi? alex rolü diyor. evladım adamın rolü ortasaha'da amc olmak. solda caner oynuyor zaten. sağ da barışın. onun yeri de amc.
"ben yeni transferlerin de büyük hedefler için yeterli olduğunu düşünmüyorum. evet, baros ve gökhan zan’ın sakatlığı, nonda’nın istikrarsızlığı nedeniyle takviye gerekliydi. ancak kendi takımlarında oynayamayan isimler alındı. ingiltere’de fazla iz bırakmış oyuncular değil jo ve neill... "
- bir oyuncunun transfer edilmesinde ana kriter onun kendi takımında oynamasıysa maccabi netanya'nın kaptanını alır işi bitirirsiniz. bahsi edilen futbolculardan birisi avustralya'nın kaptanı. adamın futbol hayatının neredeyse tamamı premier leagu'de geçmiş ve birçok pozisyonda oynayabilecek beceriye sahip neill. diğeri de son chealsea olmaya soyunmuş, dünya starlarının bulunduğu manchester city. ve onun 20 milyon paunda cska moskova'dan transfer ettiği ve dahi brezilya milli takımında on kez forma giymiş ve 2 gol atmış jo. bu iki adamı eleştirirken onların iz bırakmasını yine diğer bir kriter olarak belirleyip neill'i de genç jo'ya kurban ediyor. tabi canım newcastle'dan alınan ve yıllık 3 milyon euro alan çubuklu tosun namlı futbolcu ingiltere'de iz bırakmıştı değil mi? wederson dediğimiz adam da öyle. türkiye ligi'nde iz bırakmıştı. ya cristian baroni? kim lan cristian baroni? andre dos santos mu iz bırakmıştı dünya futbolunda? lugano mu? fenerbahçe'den başka (beş maçlık parma'yı saymazsak) avrupa tecrübesi olmayan alex mi? yoksa sivasspor'a gelene kadar nerede ıvır zıvır kulüp varsa orada oynamış bilica mı? ne diyorsun sen rıdvan? hani objektiftin? rijkaard'a dil uzatıyorsun ama teknik adamlığını da biliriz biz senin. birkaç hafta sonra o sevdiğin planlı programlı kulüp fenerbahçe'den sen de tıpkı kaleci enke gibi kapı dışarı edilivermiştin. galatasaray en azından 3 senedir linderoth için bekliyor. sen ne planından programından bahsediyorsun. seni kim yorumcu olarak böylesine ön-plana çıkardı?
"elano kenara gelince galatasaray’ın saha içi düzeni daha da karıştı. bu tür sahaları seven arda zaten fizik olarak iyi değildi. sürekli alex rolünde oynamaya çalıştı. "
- bir karmaşa var. elano çıkınca bu karmaşa daha fazla arttı. bunu diyor. ayrıca arda'nın bu sahaları sevdiğini de biliyor. arda gibi teknik kapasitesi üst seviyede oyuncular böyle sahaları sevmezler. buz dansından çok top oynamayı sever arda gibileri. arda koşsun, bassın.. durmadan mücadele etsin siktir boktan spor yorumcularınca fizik olarak iyi değildi yorumu yapılsın olacak iş değil. bu adam hücüm pres de yapıyor. tacklingi, markingi standart defansif ortasaha elemanından gıdım kadar az gibime geliyor eğer fm diliyle konuşacaksak. alex'te böyle bir şey var mı? alex'in en fazla eleştirilen tarafı bu zaten. bu adam kup kuru ofansif ortasaha hatta forvet. üstelik onun oynadığı yerin ona özgülenmesinden, ona tahsis edilmesinden ve ilk kez onun tarafından oynanmasından bahsedilebilir mi? eğer öyle olsaydı, misal box to box futbolcu tabirinin münhasıran dünyada çok az hak edeni vardır. bunlardan biri de frank lampard'tır. frank lampard'ın yerinde oynuyor dese olabilirdi. zira bir elin parmaklarını geçmeyen bu adamlardan çok fazla yok. ancak alex ayarında futbolcunun sürüsüne bereket. brezilya, arjantin bilcümle güney amerika'da bu tip oyunculardan çok fazla var. dolayısıyla alex bir yerde oynama ekolünün mimarı falan değil. arda'nın alex'e öykünüyormuş gibi gösterilmesini kim futbol yorumculuğu konteksi altında ele alabilir ki? böyle saçma sapan bir yorum olabilir mi? alex rolü diyor. evladım adamın rolü ortasaha'da amc olmak. solda caner oynuyor zaten. sağ da barışın. onun yeri de amc.
"ben yeni transferlerin de büyük hedefler için yeterli olduğunu düşünmüyorum. evet, baros ve gökhan zan’ın sakatlığı, nonda’nın istikrarsızlığı nedeniyle takviye gerekliydi. ancak kendi takımlarında oynayamayan isimler alındı. ingiltere’de fazla iz bırakmış oyuncular değil jo ve neill... "
- bir oyuncunun transfer edilmesinde ana kriter onun kendi takımında oynamasıysa maccabi netanya'nın kaptanını alır işi bitirirsiniz. bahsi edilen futbolculardan birisi avustralya'nın kaptanı. adamın futbol hayatının neredeyse tamamı premier leagu'de geçmiş ve birçok pozisyonda oynayabilecek beceriye sahip neill. diğeri de son chealsea olmaya soyunmuş, dünya starlarının bulunduğu manchester city. ve onun 20 milyon paunda cska moskova'dan transfer ettiği ve dahi brezilya milli takımında on kez forma giymiş ve 2 gol atmış jo. bu iki adamı eleştirirken onların iz bırakmasını yine diğer bir kriter olarak belirleyip neill'i de genç jo'ya kurban ediyor. tabi canım newcastle'dan alınan ve yıllık 3 milyon euro alan çubuklu tosun namlı futbolcu ingiltere'de iz bırakmıştı değil mi? wederson dediğimiz adam da öyle. türkiye ligi'nde iz bırakmıştı. ya cristian baroni? kim lan cristian baroni? andre dos santos mu iz bırakmıştı dünya futbolunda? lugano mu? fenerbahçe'den başka (beş maçlık parma'yı saymazsak) avrupa tecrübesi olmayan alex mi? yoksa sivasspor'a gelene kadar nerede ıvır zıvır kulüp varsa orada oynamış bilica mı? ne diyorsun sen rıdvan? hani objektiftin? rijkaard'a dil uzatıyorsun ama teknik adamlığını da biliriz biz senin. birkaç hafta sonra o sevdiğin planlı programlı kulüp fenerbahçe'den sen de tıpkı kaleci enke gibi kapı dışarı edilivermiştin. galatasaray en azından 3 senedir linderoth için bekliyor. sen ne planından programından bahsediyorsun. seni kim yorumcu olarak böylesine ön-plana çıkardı?
