3098
galatasaray'da gördüğüm en mütevazı yönetim kadrosunu temsil ederken, günden güne değişen bir karaktere sahip olan yönetim ekibini oluşturmaktadır.
bilindiği üzere dursun özbek başkan olduktan sonra 2.5 senede, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, riekerink ve igor tudor olmak üzere dört farklı hocayla çalıştı ve gitmeden bir adım önce de fatih terim'i getirdi. bu süreçte kulübü uğrattığı zarar neredeyse 150 milyon euro bandında ki manevi zararları saymıyorum bile. dolayısıyla özellikle 2 yıllık süreçte galatasaray zor dönemler geçirdi ve galatasaray taraftarı sürekli olarak dursun özbek'in gitmesini bekledi. böylesine başarısız bir başkanın, kulübü bu kadar zarara uğratması, riva ve florya arazilerinin yanlış değerlendirilmesine sebep olması sonucunda da galatasaray hem ekonomik olarak hem de başarı anlamında sürekli olarak geriye gitti.
sonraki 2.5 yıllık dönemde ise mustafa cengiz yönetimi başa geldi. başlarda her şey güzeldi aslında, yıllar sonra her şeyi açık açık paylaşan, şeffaf ve tamamen galatasaray'ın çıkarlarını düşünen bir ekip vardı. abdürrahim albayrak ile de işin florya boyutu yönetiliyor, oyuncu-teknik heyet-yönetim arasındaki koordinasyon sağlanıyordu. ardından şampiyonluğu da aldık ve buraya kadar da her şey güzeldi.
sonrasında sıkıntılar belirginleşmeye başladı :
1. gomis krizi yönetilemedi. daha iyisini alıcaz diye fatih terim'den satış onayı alındı ancak daha kötüsü bile alınamadı.
2. emre akbaba transferinde gereksiz bir yarışa girilip hem maaş hem de bonservis olarak yüksek bedeller ödendi.
3. sezona forvetsiz girildi.
aslında bu 3 madde birbiriyle direkt olarak ilişkili, biz gomis'ten gelen paranın yüksek bölümünü akbaba için harcadık, eldeki oyuncuları da satamadık ki en çok para eden badou zaten devre arasında gönderilmişti.
forvetsiz girilen sezonda sürekli olarak bunun sıkıntısı yaşanıldı ki şampiyonlar ligi'nde zaten direkt olarak havlu atmamıza neden oldu. üstüne devre arası yaklaşık 25 milyon euroluk oyuncu satışı yapıldı ve gomis'in gidişinden 5 ay geçmesine rağmen eldeki alternatifler alan ve pato olmayınca bu paranın yarısı türkiye kariyeri dışında pek ışık vermeyen diagne'ye verildi. paranın kalanıyla alınan marcao ve luyindama'ya sözüm yok ikisi de çok iyi transferlerdi ancak diagne ve mitroglou transferleri kesinlikle fiyaskoydu.
bakın bunların hepsi bizim üzerimizde travma yarattı, gomis önceki sezon neredeyse maç kaçırmamıştı, takımın en önemli kozuydu ve ondan sonra alınan diagne, mitroglou, falcao, andone ve adem yani 5 adamın performansı gomis'in yanına bile yaklaşamadı. harcanan bonservis 15 milyon euro, verilen maaşların toplamını ise hiç konuşmaya gerek yok.
diagne ve mitroglou'da yapılan hatalardan ders almadığımız gibi, yaz boyu diagne'yi satmayı dahi beceremedik ve yerine gelecek adamları ise yine son gün açıkladık. kiralanan bir kaç tane orta saha olmasa ikinci yaz transfer dönemi de oldukça sönük geçti aslında.
tabii bu sene üstüne gelen bir çok öngörülemeyecek aksiliği de katınca 6. olmamız çok da sürpriz olmadı. elde para varken iki sezon bu parayı çok da iyi değerlendiremedik ve şimdi ciddi şekilde bütçe daralması yaparak başarılı bir kadro kurmak zorundayız. dursun özbek'e lanetler okuyup ondan sonra yapılan transferlere verdiğimiz maaşlara bakınca arada çok da fark olmadığını düşünüyorum. mesela hala linnes'e yapılan % 50 zammın sebebini de anlamış değilim, kabul etmese nerede, kim verecekti 900 bin euro maaşı?
üstüne falcao için aylarca hocayı ve takımı bekletmek, gelince de her türlü şovu yapmak, twitter hesabındaki her maç görüntülerinde özellikle yönetim triosunun vurgulanmaya çalışılması, medya önünde ve medya arkasında sürekli olarak hocayla çelişmek gibi faktörleri de düşününce sergiledikleri yönetimin fazlasıyla başarısız olduğunu düşünüyorum. tff veya her kim bize engel oluyorsa bu yapılanmalara hiç tepki koyamamak da cabası. bu şartlarda başka hoca olsa zaten çoktan istifa etmişti ve evet ismi fatih terim olmasa o hoca sezon ortası gönderilmiş ve sonuçların suçlusu olarak lanse edilmişti.
başkanımıza acil şifalar diliyorum, özlerinde iyi niyetli olabilirler ama gelinen noktada göz ardı edilen çatlakların daha büyük etkilerinin olacağı bir döneme giriyoruz, transfer işinde hata yapma şansımız yok, geç kalma şansımız yok, bizi saha içinde veya saha dışında farklı oyunlarla indirmeye çalışanlara boyun eğme şansımız yok. güçlü durmak zorundayız, zirveden uzaklaşınca dibe battıysak aynı şekilde güçlenip bu çukurdan çıkmamız gerekiyor ve bu noktada da yönetimin güçlü bir duruş göstermesi gerekiyor.
ha son olarak falcao süreci de baştan itibaren çok kötü yönetildi, adam geldi sakatlandı aylarca oynamadı ama yönetimden bir kişi de çıkıp gerekli açıklamaları yapmadı, sezon sonunda yine aynı şekilde sakatlandı, basit bir sakatlıkken sezon sonuna kadar oynamadı. 5,7 artık ne veriyorsak bu kadar maaş verdiğimiz oyuncunun ilk 11 oynadığı maç sayısı 13, zaten bunun üzerine söylenecek söz yok.
bilindiği üzere dursun özbek başkan olduktan sonra 2.5 senede, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, riekerink ve igor tudor olmak üzere dört farklı hocayla çalıştı ve gitmeden bir adım önce de fatih terim'i getirdi. bu süreçte kulübü uğrattığı zarar neredeyse 150 milyon euro bandında ki manevi zararları saymıyorum bile. dolayısıyla özellikle 2 yıllık süreçte galatasaray zor dönemler geçirdi ve galatasaray taraftarı sürekli olarak dursun özbek'in gitmesini bekledi. böylesine başarısız bir başkanın, kulübü bu kadar zarara uğratması, riva ve florya arazilerinin yanlış değerlendirilmesine sebep olması sonucunda da galatasaray hem ekonomik olarak hem de başarı anlamında sürekli olarak geriye gitti.
sonraki 2.5 yıllık dönemde ise mustafa cengiz yönetimi başa geldi. başlarda her şey güzeldi aslında, yıllar sonra her şeyi açık açık paylaşan, şeffaf ve tamamen galatasaray'ın çıkarlarını düşünen bir ekip vardı. abdürrahim albayrak ile de işin florya boyutu yönetiliyor, oyuncu-teknik heyet-yönetim arasındaki koordinasyon sağlanıyordu. ardından şampiyonluğu da aldık ve buraya kadar da her şey güzeldi.
sonrasında sıkıntılar belirginleşmeye başladı :
1. gomis krizi yönetilemedi. daha iyisini alıcaz diye fatih terim'den satış onayı alındı ancak daha kötüsü bile alınamadı.
2. emre akbaba transferinde gereksiz bir yarışa girilip hem maaş hem de bonservis olarak yüksek bedeller ödendi.
3. sezona forvetsiz girildi.
aslında bu 3 madde birbiriyle direkt olarak ilişkili, biz gomis'ten gelen paranın yüksek bölümünü akbaba için harcadık, eldeki oyuncuları da satamadık ki en çok para eden badou zaten devre arasında gönderilmişti.
forvetsiz girilen sezonda sürekli olarak bunun sıkıntısı yaşanıldı ki şampiyonlar ligi'nde zaten direkt olarak havlu atmamıza neden oldu. üstüne devre arası yaklaşık 25 milyon euroluk oyuncu satışı yapıldı ve gomis'in gidişinden 5 ay geçmesine rağmen eldeki alternatifler alan ve pato olmayınca bu paranın yarısı türkiye kariyeri dışında pek ışık vermeyen diagne'ye verildi. paranın kalanıyla alınan marcao ve luyindama'ya sözüm yok ikisi de çok iyi transferlerdi ancak diagne ve mitroglou transferleri kesinlikle fiyaskoydu.
bakın bunların hepsi bizim üzerimizde travma yarattı, gomis önceki sezon neredeyse maç kaçırmamıştı, takımın en önemli kozuydu ve ondan sonra alınan diagne, mitroglou, falcao, andone ve adem yani 5 adamın performansı gomis'in yanına bile yaklaşamadı. harcanan bonservis 15 milyon euro, verilen maaşların toplamını ise hiç konuşmaya gerek yok.
diagne ve mitroglou'da yapılan hatalardan ders almadığımız gibi, yaz boyu diagne'yi satmayı dahi beceremedik ve yerine gelecek adamları ise yine son gün açıkladık. kiralanan bir kaç tane orta saha olmasa ikinci yaz transfer dönemi de oldukça sönük geçti aslında.
tabii bu sene üstüne gelen bir çok öngörülemeyecek aksiliği de katınca 6. olmamız çok da sürpriz olmadı. elde para varken iki sezon bu parayı çok da iyi değerlendiremedik ve şimdi ciddi şekilde bütçe daralması yaparak başarılı bir kadro kurmak zorundayız. dursun özbek'e lanetler okuyup ondan sonra yapılan transferlere verdiğimiz maaşlara bakınca arada çok da fark olmadığını düşünüyorum. mesela hala linnes'e yapılan % 50 zammın sebebini de anlamış değilim, kabul etmese nerede, kim verecekti 900 bin euro maaşı?
üstüne falcao için aylarca hocayı ve takımı bekletmek, gelince de her türlü şovu yapmak, twitter hesabındaki her maç görüntülerinde özellikle yönetim triosunun vurgulanmaya çalışılması, medya önünde ve medya arkasında sürekli olarak hocayla çelişmek gibi faktörleri de düşününce sergiledikleri yönetimin fazlasıyla başarısız olduğunu düşünüyorum. tff veya her kim bize engel oluyorsa bu yapılanmalara hiç tepki koyamamak da cabası. bu şartlarda başka hoca olsa zaten çoktan istifa etmişti ve evet ismi fatih terim olmasa o hoca sezon ortası gönderilmiş ve sonuçların suçlusu olarak lanse edilmişti.
başkanımıza acil şifalar diliyorum, özlerinde iyi niyetli olabilirler ama gelinen noktada göz ardı edilen çatlakların daha büyük etkilerinin olacağı bir döneme giriyoruz, transfer işinde hata yapma şansımız yok, geç kalma şansımız yok, bizi saha içinde veya saha dışında farklı oyunlarla indirmeye çalışanlara boyun eğme şansımız yok. güçlü durmak zorundayız, zirveden uzaklaşınca dibe battıysak aynı şekilde güçlenip bu çukurdan çıkmamız gerekiyor ve bu noktada da yönetimin güçlü bir duruş göstermesi gerekiyor.
ha son olarak falcao süreci de baştan itibaren çok kötü yönetildi, adam geldi sakatlandı aylarca oynamadı ama yönetimden bir kişi de çıkıp gerekli açıklamaları yapmadı, sezon sonunda yine aynı şekilde sakatlandı, basit bir sakatlıkken sezon sonuna kadar oynamadı. 5,7 artık ne veriyorsak bu kadar maaş verdiğimiz oyuncunun ilk 11 oynadığı maç sayısı 13, zaten bunun üzerine söylenecek söz yok.