• 16
    tek başına kariyerli, potansiyelli, yetenekli futbolcuları bir araya toplayınca iyi bir takım kurulmuş olmadığı. özellikle taraftarın bunun farkın varması ve beklentisini ona göre ayarlaması gerekiyor. dünyanın en iyi futbolcusu bir takım için en kötü tercih olabildiği gibi burun kıvrılan bir futbolcu o takımın eksik kalan dişlisi olabilir. bir diziliş içinde görev dağılımı yapılmış ve birbirini tamamlayarak oyun planı ortaya çıkaran 11 vasat oyuncu bile, 11 tane çok iyi ama uyumsuz futbolcudan daha iyi bir takım olup daha başarılı sonuçlar elde edebilir.

    transfer kovalarken, kamuoyu yaratırken, oyuncu yargılarken bunları hep kafanın bir tarafında tutmak lazım...
    sezonun en büyük dersi bence bu olmalı, tabi taraftar adına...

    gerçi takım adına da çok çok farklı değil...

    ligde yeri en garanti olan ve tüm hocalar içinde önümüzdeki yıl bu zamanları takımın başında görme ihtimali en yüksek hocayla çalışıyoruz. bu nerede kalmıştık tweetinden beri böyleydi. üçüncü fatih terim döneminin bitişi, sonrası ve dördüncü fatih terim döneminde yaşananlar şu an "hoca gitmek istese bile bir süre ısrar edilir" noktasına getirdi. bence bunu kullanmamız gerekiyor.

    bir sezonu kurtaracak hamleler yapma zorunluluğu olmayan bir konumdayız diğer takımlara kıyasla. nerede kalmıştık tweetinden entry tarihine kadar 5(yazı ile beş) transfer dönemi geçti. futbolda kale, defans, orta saha ve forvet olmak üzere dört tane ana mevki var. muslera'yı düşersek üç tane mevki var. hoca geldiği zaman şampiyon olan kadronun başlangıç için yeterli olduğunu varsayarsak deneme-yanılma metoduyla yapılan ve çoğu "fırsat transferi" olan isimlerin yarattığı rotasyonla uğraşmak yerine her transfer sezonunda sadece bir bölgeyi en iyi hale getirmeye odaklansaydık şu an yine finansal fair play olayı içinde kalarak çok daha güçlü bir kadroya sahip olabilirdi.

    kredisi en yüksek hoca olan fatih terim'in bu alanda biraz daha cesur davranabilmesi, hamle yapabilmesi gerekiyor. sezonu iki futbolcuya fatura edeceğimden değil ama örnek olarak anacağım. gheorghe hagi gibi bir adamı yeri geldiğinde oyundan çıkarıp bir metre kar olan saha kenarında yedek kulübesinde yanında oturta(bile)n adamın belhanda'yı kulübede çaresizce "ruh hastası ya" diye söylenerek izlememesi gerekiyor.

    ya da devre arası apar topar postalanan babel'in bütün bir ilk yarı boyunca her atakta topu alıp aynı hareketi deneyip beceremeyip topu kaptırmasını ve o topun bizim kalede atağa dönüşmesini bir milyon kere izlememeli. "aldık oynatacağız" çaresizliğine en son düşecek adamın bu işin bayrakçılığını yapmaması gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın