17506
bir yazar arkadaş da bahsetmiş benden önce. arda işte türkiye'den madrid'e tam olarak bu yüzden kaçmıştı. başka bir futbolcu yapsa gülünüp geçilecek şeyler arda yapınca toplumsal bir lince dönüşüyor. arda söz konusu olunca insanlar en kötü senaryoyu düşünüp hiç bir şekilde empati yapmıyor.
arda'nın burada en büyük yanlışı verdiği cevabın son bölümü ki bence onu da yılgınlıktan verdiğini düşünüyorum. dedim ya en kötü senaryo diye. lan dilim sürçtü diyorsun karşında biri hayır lan sürçmedi bilmiyorsun işte sus diye sana posta koyuyor. oruçluydum kafa dalgın diyorsun her şeye orucu bahane etmeyin bilmiyorsun işte diyor. bir yerden sonra sivrilirsin.
ikinci büyük yanlışı da vakur olmaması. parçalıyı sırtına yeni geçirmiş bir çocukken de millet arda bayrampaşa'ya geldiğinde evine hücum ederdi, yolunu keserdi, resim, imza, yada bir iyilik isterdi. bir kişiyi bile geri çevirdiğini duymadım o dönem. düşün ananın babanın evine dönüyorsun 3 sokak arkadan hiç tanımadığın 9-10 yaşında çocuklar seni görmek için kapıyı çalıp eve geliyor. oturuyorlar falan. bugün de hiç tanımadığın çocuklar instadan video istiyor hemen çekip atıyorsun. lan ben orucum, 15 saattir aç susuzum, hava 30 derece, kafam bi dünya olmuş saçmalarım da bu paylaşır rezil olurum demeden. arda'nın başına ne geldiyse zaten vakur olmayı beceremediği için geldi. herkesle iyi olmak isterken ayarları öyle bir bozuldu ki herkesle çok kötü oldu.
bizim zamanımızda 19 mayıslarda stadyumlarda kutlamalar olurdu. bütün branşlarda ilçenin en iyi takımına yada sporcusuna ödüller verilirdi. okulunda sporcu kimliğiyle bulunan bir lise öğrencisi için oscar gibi bir şeydi 19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı. arda'nın jenerasyonundan bir sporcu bir çok milli bayramı karıştırabilir belki ama 19 mayısı karıştırmaz o yüzden. ortaya çıkan şey oruçlu kafanın ürünü olan bir gaftan fazlası değil. çok da büyütmemek lazım.
arda'nın burada en büyük yanlışı verdiği cevabın son bölümü ki bence onu da yılgınlıktan verdiğini düşünüyorum. dedim ya en kötü senaryo diye. lan dilim sürçtü diyorsun karşında biri hayır lan sürçmedi bilmiyorsun işte sus diye sana posta koyuyor. oruçluydum kafa dalgın diyorsun her şeye orucu bahane etmeyin bilmiyorsun işte diyor. bir yerden sonra sivrilirsin.
ikinci büyük yanlışı da vakur olmaması. parçalıyı sırtına yeni geçirmiş bir çocukken de millet arda bayrampaşa'ya geldiğinde evine hücum ederdi, yolunu keserdi, resim, imza, yada bir iyilik isterdi. bir kişiyi bile geri çevirdiğini duymadım o dönem. düşün ananın babanın evine dönüyorsun 3 sokak arkadan hiç tanımadığın 9-10 yaşında çocuklar seni görmek için kapıyı çalıp eve geliyor. oturuyorlar falan. bugün de hiç tanımadığın çocuklar instadan video istiyor hemen çekip atıyorsun. lan ben orucum, 15 saattir aç susuzum, hava 30 derece, kafam bi dünya olmuş saçmalarım da bu paylaşır rezil olurum demeden. arda'nın başına ne geldiyse zaten vakur olmayı beceremediği için geldi. herkesle iyi olmak isterken ayarları öyle bir bozuldu ki herkesle çok kötü oldu.
bizim zamanımızda 19 mayıslarda stadyumlarda kutlamalar olurdu. bütün branşlarda ilçenin en iyi takımına yada sporcusuna ödüller verilirdi. okulunda sporcu kimliğiyle bulunan bir lise öğrencisi için oscar gibi bir şeydi 19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı. arda'nın jenerasyonundan bir sporcu bir çok milli bayramı karıştırabilir belki ama 19 mayısı karıştırmaz o yüzden. ortaya çıkan şey oruçlu kafanın ürünü olan bir gaftan fazlası değil. çok da büyütmemek lazım.


