mesut özil

ucuz emek gücü ve bunun dibine kadar sömürülmesi sonucu dünyada çin-rusya-hindistan ve iran ekonomik ittifakı batı ekonomileri karşısında görece bir büyüme ivmesi kazanmış durumda. bu durum demokrasi ve insan hakları alanına yansımıyor tabii ki. türkiye kökenli alman futbolcu mesut özil de ezkaza kafasının içindeki milliyetçi-islamcı retorikten hareket ederek bunu dile getirince kıyamet koptu. çin dışişleri bakanlığı emredince tamamı devlet kapitalisti çkp güdümlü olan televizyonlar arsenal'in tüm maçlarını yasakladılar. yayın hakları ve sponsorluklar iptal edilme noktasına geldi. arsenal ve ingiliz futbol federasyonu yöneticilerinin etekleri tutuştu tabii. ne kadar özür dileseler de fayda etmeyecek. futbol çok büyük bir endüstridir ve paranın dediği olur bu arenada. peki türkiye futbol federasyonu'ndan veya herhangi bir islam ülkesinin resmi kanallarından uygur türklerinin çiğnenen hakları konusunda bir itiraz gelmiş midir şu ana kadar? hayır. çünkü ekonomilerinin göbek bağı yarısına kadar da olsa bu ülkelere bağlı. bundan sonra mesut özil artık bir futbolcu eskisidir. hiç bir avrupa kulübü kendisini istihdam etmez. seneye futbolun istanbul oligarşisinde yer alan bir takıma gelir. hikayesi de zaten arda turan'ın hikayesine çok benziyor. bu iki top tepicinin dünyanın bir başka yerindeki herhangi bir insan hakları ihlaline ilgilerinin sıfır noktasında olduğunu da belirtmek gerekir. futbol fanatikleri her ülkede en milliyetçi, holiganlığa en teşne kesimi oluşturur. çinli fanatikler mesut’un formasını yakıyor, çöpe atıyor ve arsenal’den bu futbolcunun kovulmasını talep ediyor. türkiyeli fanatikler de buna bakıyor. aynada yansıyan kendi yüzünü görüyor.