22774
öncelikle şunu belirteyim gerçekten başlığının altında eleştirmek veya eleştirilmesini görmek beni çok üzüyor. isterdim ki iyi bir futbol sistemi oturtsun ve hepimiz burada yine eski günlerdeki gibi hangi futbolcumuz daha iyi oynadı, oynadığımız maçta kim daha kötüden ziyade en iyisi kimdi, fatih hocam süper oynattı takımı tarzı cümleler kuralım. arkadaşlar ne fatih terim'i saygı çerçevesinde eleştirenler, ne de savunanlar düşman değil. hepimizin ortak paydası galatasaray ise tabi ki yanlış giden şeyler varsa bunu eleştireceğiz.
ben daha önce yazdığım entrylerimde de hiç bir zaman sistem, taktik bilgisine çok hakim olmadığımı söylemiş bir yazar arkadaşınızım. ama yıllardır futbol izleyicisi ve ne zaman galatasaraylı olduğumu hatırlamayacak kadar da eski bir galatasaray taraftarıyım. bazı konulara hakim olmasam bile gözle görülen ve herkesin gördüğü çok bariz bazı yanlışlar var. aslında bazı değil çok yanlışlar var.
yeri geliyor ingiltere, yeri geliyor italya, yeri geliyor portekiz ligi maçlarına denk gelip izlediğim maçlar da oluyor. izlediğim maçlarda orta sıra takımlar bile oyuncularını tek tek tanımama rağmen bir bütündelik oluşturuyor. takım halinde savunma yapıyorlar, takım halinde çıkıp hücum ediyorlar ve defans hücum arası mesafeleri gözle görülür derecede iyi olduğu belli oluyor. ve en bilmediğimiz oyuncuları bile orta açabiliyor, boşa çıkıp top ayağında olan arkadaşını rahatlatıyor, korner organizasyonları yapıyorlar. aldıkları teknik taktik bilgisi ile çeşit çeşit hücum organizasyonları deniyorlar.
şimdi gelelim bize; saha da o kadar yanlış var ki nereden başlasam bilemiyorum. en başta çok büyük bir taktik ve sistemsel eksikliklerimiz var. öyle yapmalı böyle yapmalıya girmiyorum dediğim gibi çok anlamam ama gözle görülür bir kargaşa var saha içinde. ama yine de çok anlamadığımdan bu konuya girmeyeceğim. ama arkadaşlar o kadar yapamadığımız işler var ki bunlar için taktik bilgisine gerek yok. bir takım düşünün ki hiç bir futbolcusunun açtığı ortalar yerini bulmasın, kornerler ön direği geçmesin, hiç bir oyuncusu pas isteyecek yerlerde bulunmasın, top ayağında olan arkadaşını rahatlatmasın, dikime araya pas atamasın, atsa da ayağına gelen oyuncu bunu ezsin ve her maç kaleyi bulan şut sayısı neredeyse 1-2 seviyelerinde olsun. bunlar çalışarak oluşacak işler. hatırlayın caner'i, bizdeyken ne felaket pas hataları yapıyor, ne anlamsız ortalar açıyordu. hepimize sinir krizleri geçirtiyordu. ama çalışınca oluyor demek ki.
şimdi bunlar eşliğinde bizim takım antremanda neler yapıyor ben anlamıyorum. bu sorunlar çözülmüyorsa, ki bu sorunlar günlük haftalık değil 2-3 yıllık sorun, yaptığımız antremanın ne faydası var. hadi geçtim bu konuda futbolcularımızın hepsi yeteneksiz diyelim ki bence öyle değiller, ya arkadaş bu oyuncular niye her takımdan daha az koşuyor. koşmayı bile öğretemiyor muyuz? eğer burada yaş sorununu önümüze bahane olarak sunuyorlarsa da, bu oyuncuların arasına dinamik gençleri yerleştirmeyen, yanlış tercihler yapıp, komple bir oyuncuyu yarım dönemden mahrum eden de fatih hocamın kendisi.
sanmayın ki biz sonuç taraftarıyız. geçen sene şampiyon olduğumuzda da bu sorunları dile getiriyorduk. akşam yediğimiz 5 de değilim paris yeri gelir reale, yeri de gelir juventusa da 5 gol atabilir, bu kalitede hücum hattı var. ama biz oynamıyoruz, koşamıyoruz bile. e şimdi bu sorunlara futbolcular kendi başına mı çare bulacak, yoksa biz mi çare bulacağız? bu sorunun kaynağında kim var ve bunu düzeltecek olan kim?
her seferinde şunu söyleme gereği hissediyoruz ki canı gönülden söylüyorum; yaşattıklarını unutacak değiliz, kendisine karşı olan saygımızı yitirecek değiliz, ister inanın ister inanmayın hepimiz seviyoruz, en azından ben kendi adıma çok seviyorum. uefa kupasını aldığımızda ben 21, o takımın temellerinin atıldığında da 17 yaşındaydım. benim gençliğimin en güzel yıllarını yaşattı bana, nasıl sevmem. ama artık bir yorulmuşluk mu diyelim, çağa ayak uyduramama mı diyelim maalesef 2-3 sezondur sıkıntılı bir futbol oyunumuz var. bazılarımız 2-3 futbolcunun ekstra gösterdiği performansla gözlerimize indirdiği perdeden ve ya hiç bir şekilde hocamızın eleştirilmesine tahammül gösterememekten kötü oynadığımızın futbolun kaynağının teknik heyette olduğunu görmek istemiyorlar.
diyeceğim o ki hepimiz aynı renklere gönül vermiş şanlı bir takımın taraftarıyız ve takımımızın bu şekilde oynamasını kabul etmemizin imkanı yok. birbirimizin düşmanı değil aynı safta yer alan askerlik tabiriyle badisiyiz. lütfen kırmadan her birimizin fikirlerine saygı duyalım. umarım ki başarılar fatih terim hocamla gelir, tabi ki güzel futbolla ama artık çok köklü bir değişiklik (bundan kastım oyuncu transferi değil, oyun zihniyeti) yapmazsa bu imkansız görünüyor. saygılarımla...
ben daha önce yazdığım entrylerimde de hiç bir zaman sistem, taktik bilgisine çok hakim olmadığımı söylemiş bir yazar arkadaşınızım. ama yıllardır futbol izleyicisi ve ne zaman galatasaraylı olduğumu hatırlamayacak kadar da eski bir galatasaray taraftarıyım. bazı konulara hakim olmasam bile gözle görülen ve herkesin gördüğü çok bariz bazı yanlışlar var. aslında bazı değil çok yanlışlar var.
yeri geliyor ingiltere, yeri geliyor italya, yeri geliyor portekiz ligi maçlarına denk gelip izlediğim maçlar da oluyor. izlediğim maçlarda orta sıra takımlar bile oyuncularını tek tek tanımama rağmen bir bütündelik oluşturuyor. takım halinde savunma yapıyorlar, takım halinde çıkıp hücum ediyorlar ve defans hücum arası mesafeleri gözle görülür derecede iyi olduğu belli oluyor. ve en bilmediğimiz oyuncuları bile orta açabiliyor, boşa çıkıp top ayağında olan arkadaşını rahatlatıyor, korner organizasyonları yapıyorlar. aldıkları teknik taktik bilgisi ile çeşit çeşit hücum organizasyonları deniyorlar.
şimdi gelelim bize; saha da o kadar yanlış var ki nereden başlasam bilemiyorum. en başta çok büyük bir taktik ve sistemsel eksikliklerimiz var. öyle yapmalı böyle yapmalıya girmiyorum dediğim gibi çok anlamam ama gözle görülür bir kargaşa var saha içinde. ama yine de çok anlamadığımdan bu konuya girmeyeceğim. ama arkadaşlar o kadar yapamadığımız işler var ki bunlar için taktik bilgisine gerek yok. bir takım düşünün ki hiç bir futbolcusunun açtığı ortalar yerini bulmasın, kornerler ön direği geçmesin, hiç bir oyuncusu pas isteyecek yerlerde bulunmasın, top ayağında olan arkadaşını rahatlatmasın, dikime araya pas atamasın, atsa da ayağına gelen oyuncu bunu ezsin ve her maç kaleyi bulan şut sayısı neredeyse 1-2 seviyelerinde olsun. bunlar çalışarak oluşacak işler. hatırlayın caner'i, bizdeyken ne felaket pas hataları yapıyor, ne anlamsız ortalar açıyordu. hepimize sinir krizleri geçirtiyordu. ama çalışınca oluyor demek ki.
şimdi bunlar eşliğinde bizim takım antremanda neler yapıyor ben anlamıyorum. bu sorunlar çözülmüyorsa, ki bu sorunlar günlük haftalık değil 2-3 yıllık sorun, yaptığımız antremanın ne faydası var. hadi geçtim bu konuda futbolcularımızın hepsi yeteneksiz diyelim ki bence öyle değiller, ya arkadaş bu oyuncular niye her takımdan daha az koşuyor. koşmayı bile öğretemiyor muyuz? eğer burada yaş sorununu önümüze bahane olarak sunuyorlarsa da, bu oyuncuların arasına dinamik gençleri yerleştirmeyen, yanlış tercihler yapıp, komple bir oyuncuyu yarım dönemden mahrum eden de fatih hocamın kendisi.
sanmayın ki biz sonuç taraftarıyız. geçen sene şampiyon olduğumuzda da bu sorunları dile getiriyorduk. akşam yediğimiz 5 de değilim paris yeri gelir reale, yeri de gelir juventusa da 5 gol atabilir, bu kalitede hücum hattı var. ama biz oynamıyoruz, koşamıyoruz bile. e şimdi bu sorunlara futbolcular kendi başına mı çare bulacak, yoksa biz mi çare bulacağız? bu sorunun kaynağında kim var ve bunu düzeltecek olan kim?
her seferinde şunu söyleme gereği hissediyoruz ki canı gönülden söylüyorum; yaşattıklarını unutacak değiliz, kendisine karşı olan saygımızı yitirecek değiliz, ister inanın ister inanmayın hepimiz seviyoruz, en azından ben kendi adıma çok seviyorum. uefa kupasını aldığımızda ben 21, o takımın temellerinin atıldığında da 17 yaşındaydım. benim gençliğimin en güzel yıllarını yaşattı bana, nasıl sevmem. ama artık bir yorulmuşluk mu diyelim, çağa ayak uyduramama mı diyelim maalesef 2-3 sezondur sıkıntılı bir futbol oyunumuz var. bazılarımız 2-3 futbolcunun ekstra gösterdiği performansla gözlerimize indirdiği perdeden ve ya hiç bir şekilde hocamızın eleştirilmesine tahammül gösterememekten kötü oynadığımızın futbolun kaynağının teknik heyette olduğunu görmek istemiyorlar.
diyeceğim o ki hepimiz aynı renklere gönül vermiş şanlı bir takımın taraftarıyız ve takımımızın bu şekilde oynamasını kabul etmemizin imkanı yok. birbirimizin düşmanı değil aynı safta yer alan askerlik tabiriyle badisiyiz. lütfen kırmadan her birimizin fikirlerine saygı duyalım. umarım ki başarılar fatih terim hocamla gelir, tabi ki güzel futbolla ama artık çok köklü bir değişiklik (bundan kastım oyuncu transferi değil, oyun zihniyeti) yapmazsa bu imkansız görünüyor. saygılarımla...


