20977
galatasaray, türkiye a milli futbol takımı ve türk futbol tarihinin en büyük hocası, nam-ı diğer imparator.
kendisi galatasaray'ın başına yaklaşık bir buçuk yıl önce 4. kez gelmiş ve bu kısa sürede galatasaray 4 kupa kazanmıştır. kupa kazandıkça da kendisini durdurmanın mümkün olmadığını farkeden bir takım "organize ama amatör kötüler" dört bir koldan saldırmaya başlamıştır, başka sözlükler veya sosyal medyadan dahi "satılık" bazı kalemler vasıtasıyla algı operasyonları yapmaktadırlar ve bu operasyonların şiddeti ise günden güne artmaktadır.
tabii galatasaray camiası, en son 2013 yılında son versiyonu oynanan ve günümüze de farklı şekilde uyarlanan bu oyunlara alışkındır, özellikle de son gidişindeki oyunu durduramadıkları için de bu kez daha da güçlü olarak birlik olmaktadırlar. sayın fatih terim'in her ne kadar 4 kupa kazandırsa dahi, oynattığı oyunu beğenmeyen birisi olarak, bu gibi kötülük unsurlarından dolayı en büyük fatih terim destekçilerinden birisi de bir süredir benim.
peki bu kişiler neyi amaçlamaktadır, neden böyle davranmaktadır?
öncelikle fatih hoca'nın galatasaray'da kazandığı kupa sayısına bakalım.
1 uefa kupası,
8 türkiye ligi şampiyonluğu,
3 türkiye kupası şampiyonluğu,
5 türkiye süper kupa şampiyonluğu,
3 tsyd kupası şampiyonluğu.
neredeyse bugün adları "rakip" olarak geçen bazı kulüplerin aldığı kupa sayısına tek başına ulaşmış bir adamdan bahsediyoruz, tek başına bu bile fatih terim varken galatasaray'ı durduramayacaklarına yeterli doneyi oluşturmakta ancak yine de devam edelim.
fatih terim galatasaray'ın başına geçtiğinde galatasaray'ın 10, fenerbahçe'nin 13, beşiktaş'ın 9 (sonradan 2 şampiyonluk eklendi ve 11 olduğunu varsayalım) ve trabzonspor'un ise 6 şampiyonluğu bulunuyordu, o geldikten sonra yaklaşık 23 sene geçti ve bu süreçte galatasaray 8'i fatih terim ile olmak üzere 12, fenerbahçe 6, beşiktaş ise 4 şampiyonluk kazandı, 1 kere ise bursaspor şampiyon oldu. ikinci dönemi dışında geldiği her dönemde dengeleri değiştirdi, galatasaray'ı tekrar ortak etti, tekrar büyüttü, tekrar zirveye çıkardı. düşünün diğerlerini toplasan bizim bu süreçteki şampiyonluk sayımıza ulaşamıyorlar bile. takımını şampiyon yaparak ve şampiyonlar ligi'ne ulaştırarak kazandırdığı paraları saymıyorum bile. bunu şöyle örnekleyebilirim, eğer son 10 senede fenerbahçe bizim katıldığımız kadar şampiyonlar ligi vizesi alabilseydi şu an borcu bizim seviyelerimizde olacaktı, borçlar arasındaki bedel, bu süreçteki şampiyonlar ligi gelirlerine çok yakın durumda.
tabii son 25-30 yıldaki bu sert geçiş karşı yakayı o kadar etkiledi ki bu açığı kapatmak için önce 28 şampiyonluk yalanlarıyla sonrasında da takımın başındaki hocaya sürekli bel altı vurmaya çalışarak kendi başarısızlıklarının üstünü örtmeyi ve bununla birlikte de masa başı oyunlarıyla pastadan büyük payı almayı hedefliyorlar. zaten hayatı boyunca hiç bir şey elde etmek için çabalamamış, her şeyin hazırına konmuş, ekran önünde beyefendi, ekran arkasında ise sinsi bir kişilikten de farklı bir yaklaşım beklemek hata olurdu.
96-00 döneminde hem kendisine hem de bazı oyuncularımıza yapılan transfer teklifleri, ikinci döneminde hem içerden hem de dışardan oynanan bazı oyunların etkisi, üçüncü döneminde başarıdan başarıya koşarken getirilen yabancı sınırı ve milli takım teklifi ile işletilen senaryo bu kez ise yeni bir yöntem ve kararlılıkla devam ediyor ama farkında olmadıkları nokta, bu kez son kurşunlarını sıkıyorlar. eğer amaçlarına ulaşamazlarsa kendi elleriyle galatasaray'ı daha da yüceltecek, fatih terim'in kariyerini zirvede bitirmesin sağlayacaklar çünkü galatasaray camiası ne zaman birleşse bunun sonunda kupalar gelmiştir ve sonsuza dek böyle olacaktır.
sonuç olarak bu süreçte her ne kadar kötü de oynasak, maç da kaybetsek, hoca ceza da alsa sonuna kadar arkasında durmamız gerekiyor, hiç bir şekilde oyuna gelmemeli ve daha ilk haftalardan ortamı germeye çalışanlara prim vermemeliyiz, bu gibi rakibi aşağı çekmeye çalışarak başarılı olmayı hedefleyen zihniyetlere en güzel cevap kupa seremonilerinde kupayı kaldırarak verilir.
yürüyedur hocam, her zaman yanındayız.
kendisi galatasaray'ın başına yaklaşık bir buçuk yıl önce 4. kez gelmiş ve bu kısa sürede galatasaray 4 kupa kazanmıştır. kupa kazandıkça da kendisini durdurmanın mümkün olmadığını farkeden bir takım "organize ama amatör kötüler" dört bir koldan saldırmaya başlamıştır, başka sözlükler veya sosyal medyadan dahi "satılık" bazı kalemler vasıtasıyla algı operasyonları yapmaktadırlar ve bu operasyonların şiddeti ise günden güne artmaktadır.
tabii galatasaray camiası, en son 2013 yılında son versiyonu oynanan ve günümüze de farklı şekilde uyarlanan bu oyunlara alışkındır, özellikle de son gidişindeki oyunu durduramadıkları için de bu kez daha da güçlü olarak birlik olmaktadırlar. sayın fatih terim'in her ne kadar 4 kupa kazandırsa dahi, oynattığı oyunu beğenmeyen birisi olarak, bu gibi kötülük unsurlarından dolayı en büyük fatih terim destekçilerinden birisi de bir süredir benim.
peki bu kişiler neyi amaçlamaktadır, neden böyle davranmaktadır?
öncelikle fatih hoca'nın galatasaray'da kazandığı kupa sayısına bakalım.
1 uefa kupası,
8 türkiye ligi şampiyonluğu,
3 türkiye kupası şampiyonluğu,
5 türkiye süper kupa şampiyonluğu,
3 tsyd kupası şampiyonluğu.
neredeyse bugün adları "rakip" olarak geçen bazı kulüplerin aldığı kupa sayısına tek başına ulaşmış bir adamdan bahsediyoruz, tek başına bu bile fatih terim varken galatasaray'ı durduramayacaklarına yeterli doneyi oluşturmakta ancak yine de devam edelim.
fatih terim galatasaray'ın başına geçtiğinde galatasaray'ın 10, fenerbahçe'nin 13, beşiktaş'ın 9 (sonradan 2 şampiyonluk eklendi ve 11 olduğunu varsayalım) ve trabzonspor'un ise 6 şampiyonluğu bulunuyordu, o geldikten sonra yaklaşık 23 sene geçti ve bu süreçte galatasaray 8'i fatih terim ile olmak üzere 12, fenerbahçe 6, beşiktaş ise 4 şampiyonluk kazandı, 1 kere ise bursaspor şampiyon oldu. ikinci dönemi dışında geldiği her dönemde dengeleri değiştirdi, galatasaray'ı tekrar ortak etti, tekrar büyüttü, tekrar zirveye çıkardı. düşünün diğerlerini toplasan bizim bu süreçteki şampiyonluk sayımıza ulaşamıyorlar bile. takımını şampiyon yaparak ve şampiyonlar ligi'ne ulaştırarak kazandırdığı paraları saymıyorum bile. bunu şöyle örnekleyebilirim, eğer son 10 senede fenerbahçe bizim katıldığımız kadar şampiyonlar ligi vizesi alabilseydi şu an borcu bizim seviyelerimizde olacaktı, borçlar arasındaki bedel, bu süreçteki şampiyonlar ligi gelirlerine çok yakın durumda.
tabii son 25-30 yıldaki bu sert geçiş karşı yakayı o kadar etkiledi ki bu açığı kapatmak için önce 28 şampiyonluk yalanlarıyla sonrasında da takımın başındaki hocaya sürekli bel altı vurmaya çalışarak kendi başarısızlıklarının üstünü örtmeyi ve bununla birlikte de masa başı oyunlarıyla pastadan büyük payı almayı hedefliyorlar. zaten hayatı boyunca hiç bir şey elde etmek için çabalamamış, her şeyin hazırına konmuş, ekran önünde beyefendi, ekran arkasında ise sinsi bir kişilikten de farklı bir yaklaşım beklemek hata olurdu.
96-00 döneminde hem kendisine hem de bazı oyuncularımıza yapılan transfer teklifleri, ikinci döneminde hem içerden hem de dışardan oynanan bazı oyunların etkisi, üçüncü döneminde başarıdan başarıya koşarken getirilen yabancı sınırı ve milli takım teklifi ile işletilen senaryo bu kez ise yeni bir yöntem ve kararlılıkla devam ediyor ama farkında olmadıkları nokta, bu kez son kurşunlarını sıkıyorlar. eğer amaçlarına ulaşamazlarsa kendi elleriyle galatasaray'ı daha da yüceltecek, fatih terim'in kariyerini zirvede bitirmesin sağlayacaklar çünkü galatasaray camiası ne zaman birleşse bunun sonunda kupalar gelmiştir ve sonsuza dek böyle olacaktır.
sonuç olarak bu süreçte her ne kadar kötü de oynasak, maç da kaybetsek, hoca ceza da alsa sonuna kadar arkasında durmamız gerekiyor, hiç bir şekilde oyuna gelmemeli ve daha ilk haftalardan ortamı germeye çalışanlara prim vermemeliyiz, bu gibi rakibi aşağı çekmeye çalışarak başarılı olmayı hedefleyen zihniyetlere en güzel cevap kupa seremonilerinde kupayı kaldırarak verilir.
yürüyedur hocam, her zaman yanındayız.


