• 228
    öğrencilik hayatının belki de en stresli senesi olan lise son üniversiteye hazırlık senesini güzelleştiren ve motive eden sezondur benim için. o sene yatılı olarak yalovada lise son sınıftayız. sınıfta galatasaraylılar olarak çoğunluktayız haliyle (90lı yıllarda doğmanın verdiği etki*). çok güzel geçen ilk 3 senenin ardından zor bir seneye giriyoruz ama bu geçen 3 sene her ne kadar güzel olsa da içimizde hep bir eksiklik vardı, o da galatasaray eksiğiydi tabi ki biz zıpkın gençler için*.

    gireceğimiz sınavın, olduğumuz denemelerin, beklenen sonuçların heyecanı yetmezmiş gibi bir de maçların heyecanı çıktı karşımıza ama bu başka bir heyecandı tabi. derbileri internetten satın alıp akşam etütlerinde nöbetçi öğretmenlerle beraber bütün okul izlediğimiz zaman kalbimizin güm güm atması, el ayak titremelerimiz, kantinci kenan abinin küçük çaplı kalp krizleri ve rakip takım taraftarı öğrencilerle ufak atışmalarımız hala tazedir zihnimde.

    derslerde ya da denemelerde sürekli başarılı olamasak da ligde harika bir biçimde sene sonuna kadar geldik. son maç geldi çattı ama ne son maç. sınav falan umrumuzda değil tek düşüncemiz bu maç ve şampiyonluk. bu maç herkesle izlenmez kendi aramızda izleyelim dedik. nasıl olur, ne yapalım ne edelim derken beni sözlüğe getiren sınıf arkadaşım goreyimbenimtakimimi bizi gebzede evine çağırdı. atladık feribota düştük yola yalovadan. maçı anlatmaya gerek yok çünkü herkesin kendi anısı bir başka güzeldir. nasıl kutladınız diye sorarsanız, gebzedeki bütün galatasaraylılar gibi biz de ellerimizde bayraklar, dillerimizde şampiyonluk şarkılarıyla koştuk meydanlara.
App Store'dan indirin Google Play'den alın