2185
her şey bir kenara gayet tarafsız gözle bakarsak şahsi fikrim ben bu adamın antrenörlüğünü beğeniyorum.
kendisi iyi bir takım kurar sezon başları, takımı iyi çalıştırır, ardında enkaz bırakmaz. kendisi bana göre fenerbahçe'de de başarılıydı. ama fenerbahçelilere sorsanız kimse beğenmez bu adamı. şike kaos ortamında takımını ikinci yapabilmiş bir isim. aynı durumda biz olsak, şike süreci bizim başımıza gelse sanırım bizim takımı kaostan küme düşerdi. hoca değişikliğinde bile yerle bir olan takım var. neyse şike süreci bitmez o taraflara girmeyelim orası ayrı mevzular, konumuz antrenörlük.
bu adam fenerbahçelilerin ilah gözüyle baktığı alex'i sezon içinde şak diye kesti ve takımdan yolladı. biz hagi'ye ne gözle bakıyorsak, fb taraftarı da alex'e o gözle bakıyor. kendisine 10 numara düşmanı da diyebilirsiniz.
aykut kocaman'ın futbol mantalitesine göre, artık koşmayan oyuncuya takımda yer yok, hiç bir futbolcu koşmayan futbolcu için ekstra çaba sarf edemez. futbol takım oyunu. 11 kişi hücüm 11 kişi pres. ben bu mantaliteyi haklı buluyorum. çünkü günümüz futbolu çok değişti. en azından adam mustafa denizli gibi 80'lerde yaşamıyor. sabri gibi adamları gizli forvet oynatmıyor.
kendisi iyi bir kadro bırakarak fenerbahçe'den istifa etti. fenerbahçe'nin düzenli ve iyi bir kadrosu vardı o sıra hala var. bir kere caner'le g.gönül bizde olsa biz üst üste şampiyon olmaya devam ederdik en azından o tarz türk yabancı bekler olsaydı.
ersun yanal bu adamın bıraktığı kadronun ekmeğini yedi. gs'de fatih terim şoku, bu ülkeyi bilmeyen mancini dönemi ve fedalarla uğraşan beşiktaşı gerisinde bırakarak ve oynattığı pozitif futbolla şampiyon yaptı. ersun yanal'ı neden fenerbahçe taraftarı çok sevdi. çünkü takımı aykut kocaman'dan daha iyi top oynatıyordu.
bir önceki yılı hatırlayalım. ülkede en çok maç yapan takım fenerbahçe. türkiye kupası şampiyonluğu, stsl ikinciliği ve uefa kupası yarı finali. ve takımın kondisyonu her zaman üst düzeydeydi ve fb her alanda sonuna kadar mücadele etti. avrupa'da da iyi top oynuyordu. belki kolay rakipler gelmiş olabilir ama her kulvarda sonuna kadar gidebildi.
sonra ersun yanal geldi hiç bir transfer yapmadan hazır kadroyu tek kulvarda şampiyon yaptı. ama bizim türk taraftar gitti ersun yanala aşık oldu. aykut kocaman'ı kötü andılar.
aykut kocaman konyaspor'a geldi ve direk hleb'i kesti. mütevazi kadroyla takım oyununu monte etmeye çalıştı. orta sahada dalaksız 12,13 km koşabilen adamları aldı. holmen gibi. orta düzey bir takımla şu an 3. sırada. rotasyon kadrosuyla da ligin en iyi takımı beşiktaşı yendi. hakem filan diyebilirsiniz ama bu adam beşiktaşın karşısına 9 rotasyonla çıktı. ilk başlarda pozitif futbol oynatmıyordu. konya taraftarı mırıldanıyodu bu futboldan, ama adam ilk önce takım oyunu dedi. onu monte etmeye çalıştı. ve şu an konya maçları full taraftara oynanıyor. iyi kapanan, iyi pres yapan ve kontrollü futbol oynayan bir konyaspor meydana geldi.
her halde alex bizde olsa kimse bu adamı artık 10 numaraların futbolda yeri yok deyip kesemezdi. tabi kendisi sneijder gibi bir adamı olsa kesmez. çünkü ona da takım oyununu monte etmeye çalışırdı. çünkü alex dediğimiz adam 35 yaşında yürüyen klastı. hleb'de son kullanma tarihi gekmiş kariyeri yerle bir olmuş bir on numara.
koşu mesafelerini türkiye'ye getiren adam aykut kocaman'dır. bunun üzerine çok kafa patlatır. koşu mesafeleri çok önemlidir. ona göre takım kurar ve transferlerini yapar. adam mücadeleden kaçmadı. fenerbahçe'den ayrılıp konyaspor gibi bir takıma geldi. belki kimya turarsa abdullah avcı başakşehir ilişkisi gibi uzun yıllar konyaspor'da kalır. ya da fenerbahçe'ye geri döner.
aziz yıldırım kovmadan, bir kaç kez istifası bile kabul edilmeyen fenerbahçe'den kendi isteğiyle ayrılan yegane antrenörlerden.
oynattığı futbol topa sahip olma, toplu hucum, toplu defans, alan paylaşımı önde pres. formasyonu 4-3-3 ya da 4-2-3-1 yani günümüz futbol dizilişleri.
ister fenerbahçeli ister beşiktaşlı, ister baybutsporlu, ister tavşanlılinyitsporlu olsun. ben kendisini beğeniyorum. kimse beğenmeyebilir. evlat mevlat camianın çocugu gibi tabirler umrumda değil.
günümüz futbolu antrenörü. ve ona ayak uyduran bir hoca.
kendisi pek gülmez. gollere sevinmez. onu da şöyle açıkladı sir aykut kocaman, ben gol attığımızda hala maçı düşünüyorum. skoru nasıl tutarız, nasıl hamleler yapabiliriz, farka nasıl gidebiliriz. önde mi kalmalıyız geride durmalıyız. kimi oyuna alabilirim gibi oyun içi müdahalleleri düşünürüm. hep oyunun içinde olmalıyım. tabi bizim türk insanı kloop gibi adamlara hasta olduğu için bunları pek düşünmez.
kendisi md gibi futbol yorumculuğunu seçebilirdi seçmedi. futboldan ayrılabilirdi ayrılmadı. tv'de yorumculuk yaparım, biri teklif ederse gider o takımı çalıştırırım demedi. çok yıprandım 1 yıl dinlenicem dedi ve konyaspor'la geri döndü.
hiç aklıma gelmezdi aykut kocaman hakkında uzun bir yazı yazacağım ama sezarın hakkı sezara. galatasaray'a antrenör olsun mu derseniz bilmiyorum. sadece antrenörlük kariyerini hakkında yazdım. buralarda ersun yanal'a methiyeler düzülüyor nedense.
kendisi iyi bir takım kurar sezon başları, takımı iyi çalıştırır, ardında enkaz bırakmaz. kendisi bana göre fenerbahçe'de de başarılıydı. ama fenerbahçelilere sorsanız kimse beğenmez bu adamı. şike kaos ortamında takımını ikinci yapabilmiş bir isim. aynı durumda biz olsak, şike süreci bizim başımıza gelse sanırım bizim takımı kaostan küme düşerdi. hoca değişikliğinde bile yerle bir olan takım var. neyse şike süreci bitmez o taraflara girmeyelim orası ayrı mevzular, konumuz antrenörlük.
bu adam fenerbahçelilerin ilah gözüyle baktığı alex'i sezon içinde şak diye kesti ve takımdan yolladı. biz hagi'ye ne gözle bakıyorsak, fb taraftarı da alex'e o gözle bakıyor. kendisine 10 numara düşmanı da diyebilirsiniz.
aykut kocaman'ın futbol mantalitesine göre, artık koşmayan oyuncuya takımda yer yok, hiç bir futbolcu koşmayan futbolcu için ekstra çaba sarf edemez. futbol takım oyunu. 11 kişi hücüm 11 kişi pres. ben bu mantaliteyi haklı buluyorum. çünkü günümüz futbolu çok değişti. en azından adam mustafa denizli gibi 80'lerde yaşamıyor. sabri gibi adamları gizli forvet oynatmıyor.
kendisi iyi bir kadro bırakarak fenerbahçe'den istifa etti. fenerbahçe'nin düzenli ve iyi bir kadrosu vardı o sıra hala var. bir kere caner'le g.gönül bizde olsa biz üst üste şampiyon olmaya devam ederdik en azından o tarz türk yabancı bekler olsaydı.
ersun yanal bu adamın bıraktığı kadronun ekmeğini yedi. gs'de fatih terim şoku, bu ülkeyi bilmeyen mancini dönemi ve fedalarla uğraşan beşiktaşı gerisinde bırakarak ve oynattığı pozitif futbolla şampiyon yaptı. ersun yanal'ı neden fenerbahçe taraftarı çok sevdi. çünkü takımı aykut kocaman'dan daha iyi top oynatıyordu.
bir önceki yılı hatırlayalım. ülkede en çok maç yapan takım fenerbahçe. türkiye kupası şampiyonluğu, stsl ikinciliği ve uefa kupası yarı finali. ve takımın kondisyonu her zaman üst düzeydeydi ve fb her alanda sonuna kadar mücadele etti. avrupa'da da iyi top oynuyordu. belki kolay rakipler gelmiş olabilir ama her kulvarda sonuna kadar gidebildi.
sonra ersun yanal geldi hiç bir transfer yapmadan hazır kadroyu tek kulvarda şampiyon yaptı. ama bizim türk taraftar gitti ersun yanala aşık oldu. aykut kocaman'ı kötü andılar.
aykut kocaman konyaspor'a geldi ve direk hleb'i kesti. mütevazi kadroyla takım oyununu monte etmeye çalıştı. orta sahada dalaksız 12,13 km koşabilen adamları aldı. holmen gibi. orta düzey bir takımla şu an 3. sırada. rotasyon kadrosuyla da ligin en iyi takımı beşiktaşı yendi. hakem filan diyebilirsiniz ama bu adam beşiktaşın karşısına 9 rotasyonla çıktı. ilk başlarda pozitif futbol oynatmıyordu. konya taraftarı mırıldanıyodu bu futboldan, ama adam ilk önce takım oyunu dedi. onu monte etmeye çalıştı. ve şu an konya maçları full taraftara oynanıyor. iyi kapanan, iyi pres yapan ve kontrollü futbol oynayan bir konyaspor meydana geldi.
her halde alex bizde olsa kimse bu adamı artık 10 numaraların futbolda yeri yok deyip kesemezdi. tabi kendisi sneijder gibi bir adamı olsa kesmez. çünkü ona da takım oyununu monte etmeye çalışırdı. çünkü alex dediğimiz adam 35 yaşında yürüyen klastı. hleb'de son kullanma tarihi gekmiş kariyeri yerle bir olmuş bir on numara.
koşu mesafelerini türkiye'ye getiren adam aykut kocaman'dır. bunun üzerine çok kafa patlatır. koşu mesafeleri çok önemlidir. ona göre takım kurar ve transferlerini yapar. adam mücadeleden kaçmadı. fenerbahçe'den ayrılıp konyaspor gibi bir takıma geldi. belki kimya turarsa abdullah avcı başakşehir ilişkisi gibi uzun yıllar konyaspor'da kalır. ya da fenerbahçe'ye geri döner.
aziz yıldırım kovmadan, bir kaç kez istifası bile kabul edilmeyen fenerbahçe'den kendi isteğiyle ayrılan yegane antrenörlerden.
oynattığı futbol topa sahip olma, toplu hucum, toplu defans, alan paylaşımı önde pres. formasyonu 4-3-3 ya da 4-2-3-1 yani günümüz futbol dizilişleri.
ister fenerbahçeli ister beşiktaşlı, ister baybutsporlu, ister tavşanlılinyitsporlu olsun. ben kendisini beğeniyorum. kimse beğenmeyebilir. evlat mevlat camianın çocugu gibi tabirler umrumda değil.
günümüz futbolu antrenörü. ve ona ayak uyduran bir hoca.
kendisi pek gülmez. gollere sevinmez. onu da şöyle açıkladı sir aykut kocaman, ben gol attığımızda hala maçı düşünüyorum. skoru nasıl tutarız, nasıl hamleler yapabiliriz, farka nasıl gidebiliriz. önde mi kalmalıyız geride durmalıyız. kimi oyuna alabilirim gibi oyun içi müdahalleleri düşünürüm. hep oyunun içinde olmalıyım. tabi bizim türk insanı kloop gibi adamlara hasta olduğu için bunları pek düşünmez.
kendisi md gibi futbol yorumculuğunu seçebilirdi seçmedi. futboldan ayrılabilirdi ayrılmadı. tv'de yorumculuk yaparım, biri teklif ederse gider o takımı çalıştırırım demedi. çok yıprandım 1 yıl dinlenicem dedi ve konyaspor'la geri döndü.
hiç aklıma gelmezdi aykut kocaman hakkında uzun bir yazı yazacağım ama sezarın hakkı sezara. galatasaray'a antrenör olsun mu derseniz bilmiyorum. sadece antrenörlük kariyerini hakkında yazdım. buralarda ersun yanal'a methiyeler düzülüyor nedense.


