301
a takım yaşının alıp yürüdüğü şu sıkıntılı süreçte bile imdada yetişemeyen ve ne diye orada olduğu belirsiz altyapıdır. hadi yine eskiden sayardık yok anıl dilaver, cem sultan, özgürcan vs. şimdi o da yok, iyice kenar mahalleye döndü, var mı var...
gençlere en şans verilmesi gereken süreç bizim ülkemizde altyapıda pişmek kisvesi altında harcanmak ile geçiyor, sonra da yaşam enerjisi kalmamış gençler ortaya çıkıyor. kendilerine bile hayrı olmayan, "abilerinin" peşinden dolanmakla vakit geçiren bu delikanlıların da suçu yok ama işte... ülkemizde ilginç bir "yaşlı futbolcuya dayalı" bir düzen var ve bunun bir sonucu olarak altyapımızdan a takıma futbolcu yetiştirmekte gerçekten zorlanıyoruz. dahası, emre çolak kılıklı götü yere yakın ve inceci tiplerin direkt büyük topçu olarak lanse edildiği, herkesi çalımlayıp topu rakip kalenin çizgisinde durdurup sonra geri dönerek tekrar çalıma kalkışmanın matah bir bok sanıldığı acayip bir futbol ülkesiyiz. ne rakibe, ne de kendimize saygımız var, sikimizin keyfine göre top oynuyoruz. hal böyle olunca da altyapımız adeta bu boktan durumun tezahürü gibi böyle kısır bir şekilde takılıyor, arada 11 falan yiyor...
bizde zaten gelenektir, şans verilmez alınır... alınamazsa da devreye torpil girer. mesela damadın başına gelenlere ne demeli? ahiret sorusu sorup köşeye sıkıştırmalar, tuzlu kahve içirmeler, ayağına basmalar, sırtına yumruk atmalar falan... niye? çünkü işin sonunda sevişip mutlu olacak ya, hak etmesi ve burnundan gelmesi lazım, yok öyle "bizden kolay kız almak"...
altyapımız da bunun bire bir yansıması, "yok öyle a takıma kolay çıkmak", zira "önce abiler"...
abiler abiler diye diye sabri'lerle falan bugünleri ettik. altyapımıza allah selamet versin... herhalde mustafa hoca da altyapımıza ilişkin devrim niteliğinde kararlar almayacak... yazık gençlerimize...
gençlere en şans verilmesi gereken süreç bizim ülkemizde altyapıda pişmek kisvesi altında harcanmak ile geçiyor, sonra da yaşam enerjisi kalmamış gençler ortaya çıkıyor. kendilerine bile hayrı olmayan, "abilerinin" peşinden dolanmakla vakit geçiren bu delikanlıların da suçu yok ama işte... ülkemizde ilginç bir "yaşlı futbolcuya dayalı" bir düzen var ve bunun bir sonucu olarak altyapımızdan a takıma futbolcu yetiştirmekte gerçekten zorlanıyoruz. dahası, emre çolak kılıklı götü yere yakın ve inceci tiplerin direkt büyük topçu olarak lanse edildiği, herkesi çalımlayıp topu rakip kalenin çizgisinde durdurup sonra geri dönerek tekrar çalıma kalkışmanın matah bir bok sanıldığı acayip bir futbol ülkesiyiz. ne rakibe, ne de kendimize saygımız var, sikimizin keyfine göre top oynuyoruz. hal böyle olunca da altyapımız adeta bu boktan durumun tezahürü gibi böyle kısır bir şekilde takılıyor, arada 11 falan yiyor...
bizde zaten gelenektir, şans verilmez alınır... alınamazsa da devreye torpil girer. mesela damadın başına gelenlere ne demeli? ahiret sorusu sorup köşeye sıkıştırmalar, tuzlu kahve içirmeler, ayağına basmalar, sırtına yumruk atmalar falan... niye? çünkü işin sonunda sevişip mutlu olacak ya, hak etmesi ve burnundan gelmesi lazım, yok öyle "bizden kolay kız almak"...
altyapımız da bunun bire bir yansıması, "yok öyle a takıma kolay çıkmak", zira "önce abiler"...
abiler abiler diye diye sabri'lerle falan bugünleri ettik. altyapımıza allah selamet versin... herhalde mustafa hoca da altyapımıza ilişkin devrim niteliğinde kararlar almayacak... yazık gençlerimize...
